Arınç ODTÜ'deki olaylara sert çıktı!
Abone olArınç, ODTÜ'deki yaşanan olayları bağnazlık olarak nitelendirdi.
İNTERNET HABER- Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç, ODTÜ'de yaşanan olayları barbarlık olarak
nitelendirdi. Suriye'de insanlık dramı yaşandığını söyleyen Arınç,
müdahale konusunda ise 9 Eylül'ün beklenmesi gerektiğini kaydetti.
Arınç, PKK'nın çekilmeyi durduğu yöndeki haberlerin takipçisi
olduklarını anlattı.
Arınç, Başbakanlık Merkez Bina'da, Diplomasi Muhabirleri
Derneği Başkanı Serkan Demirtaş ile yönetim kurulu üyelerini kabul
etti.
Diplomasi muhabirliğinin, son yıllarda çok önem kazandığını
ifade eden Arınç, diplomasinin, geçmişteki değerinden hiçbir şey
kaybetmediğini, aksine daha çok değer kazandığını söyledi.
ODTÜ'deki, başörtülü kız öğrencilerin çıkarılması
görüntülerine ilişkin değerlendirmesi sorulan Arınç, "Bunları
sormanıza bile gerek yok. 'Bu görüntüler çok iyi
oldu' diyecek birisini ben, bunu cevap olarak kullanacak
birisini Türkiye'de artık tahmin etmiyorum. Bu barbarlık, çok
yanlış bir şey" diye yanıt verdi.
"BARBARLIK, BAĞNAZLIK..."
"BARBARLIK, BAĞNAZLIK..."
Artık kılık kıyafet özgürlüğünün, özellikle üniversitelerde
tartışma konusu olmaktan çıktığını belirten Arınç, sözlerine şöyle
devam etti:
"Uzun yıllar sürdü, çok canlar yaktı. İnsanlar üzüldüler ve
kahroldular. Öğrenim özgürlüğü maalesef bilinçli bir şekilde
kısıtlandı. Ama Türkiye son yıllarda üniversitelerimizin
hiçbirisinde kılık kıyafet sınırlamasının, kısıtlamasının olmadığı
günlere kavuştu. Bu önce bir zihniyet beraberliğiyle oldu. Bütün
siyasi partiler, siyasi partilerin mensupları, bürokrasi,
üniversitelerde özellikle kılık kıyafetlere geçmişte olduğu gibi
bir sınırlama getirilmemesi konusunda uzlaştılar. Bu Türkiye'nin
geldiği iyi bir nokta, görebildiğim kadarıyla...
Ama ODTÜ'de sayıları az da olsa birkaç öğrenci veya mezun
bilemiyorum, özellikle başları örtülü olarak gelen, bir kısmı
kaydını yaptırmış yeni öğrenci, bir kısmı belki daha önceki
yılların öğrencisi, bunlara karşı ellerindeki pankartlarla
kısıtlayıcı, ayrımcılık yapan ve maalesef onlara sözlü diyebiliriz,
çünkü ellerindeki pankartlarda 'Sizi istemiyoruz' diye yazıyor,
şifahi olarak konuştular, bunlara da sözlü diyebiliriz. Bu
şekilde 'Sizi burada görmek istemiyoruz' sözlerinin bir kötü
davranış olduğunu, incitici davranış olduğunu, hatta barbarlık
olduğunu, çünkü çıkan münakaşa sırasında, karşılıklı görüşmelerden
bir bağnazlık seziyorum. Bunlar hiçbir üniversitemize
yakışmadığı gibi hele hele gelenekleriyle, yetiştirdikleriyle şu
kadar yılın üniversitesi olan ODTÜ üniversitesine hiç
yakışmamıştır. Bu konuda sayın rektörün de YÖK'ün de gereken ilgiyi
göstereceğini ve bu vandallığı yaşatanları ikaz edeceğini
düşünüyorum."
"SURİYE'DE İNSANLIK DRAMI YAŞANIYOR"
Dört çeker araçların, seferberlik halinde toplanacağı
konusunun Bakanlar Kurulu'nda görüşülüp görüşülmediği sorusu
üzerine Arınç, "Her türlü hazırlığımız tamamdır. Bu hazırlıkların
tek tek neler olduğunu söylemek durumunda değilim. Bu, kamuoyunu
tedirgin edebilir. Ama ülkeyi iyi yöneten bir hükümetin her şart
altında Türkiye'nin ve vatandaşlarımızın can güvenliğinin
sağlanması konusunda her türlü tedbiri almakla mükellef olduğunu
biliyorum" diye konuştu.
Arınç, "Bu tedbirler de Başbakanımızın daha önce yaptığı
toplantılardaki her kuruma düşen görevler olarak şimdi de
kurumların kendi içinde, Türk Silahlı Kuvvetleri de dahil olmak
üzere bitirildiğini söylemeliyim. Biz kötü şartlara göre kendimizi
hazırlıklı tutmalıyız. İyi şartlar zaten kendiliğinden meseleyi
çözecektir" değerlendirmesinde bulundu.
9 EYLÜL'Ü İŞARET ETTİ
Dış İlişkiler Komisyonu'ndaki oylamada bu konunun geçtiğini ve
sürecin Obama'nın istediği doğrultuda devam ettiğini kaydeden
Arınç, şunları kaydetti:
"9 Eylül'de bu iş biter mi yoksa daha sonrasına sarkar mı ve
bir müdahale, yaptırım olacaksa bunlar hangi şartlarda yapılacak,
doğrusu bu konu ABD'nin, Obama'nın ve bir gönüllüler koalisyonu
ondan sonra teşekkül edecekse, burada o ülkelerin birlikte
yapabilecekleri, anlaşabilecekleri konuların belirlenmesine
bağlı.
Şu anda sayın Başbakan bu konuda açıklamalar yaptı. Onları
geçerli kabul etmemiz lazım. Ama bunun ince detaylarına girebilecek
noktada değiliz. Türkiye sadece şunu arzu ediyor. Suriye'de bir
insanlık dramı yaşanıyor. Binlerce insanın öldüğü bir trajedi
yaşanıyor, milyonlarca insanın ülkesinden ayrı kaldığı bir trajedi
yaşanıyor. Sadece Guta'ya yapılan kimyasal silah saldırısı
sonucunda ölen 2 bine yakın insan değil, 100 bini geçkin insanın
bombalarla, balistik füzelerle, helikopterden atılan bombalarla
öldürüldüğü bir ülkeyi konuşuyoruz. Bir an evvel silahlar susmalı,
şiddet susmalı ve bu cinayetleri işleyenler şüphesiz siyasi
sonuçlarına katlanmalı."
"KONUNUN TAKİPÇİSİYİZ"
"KONUNUN TAKİPÇİSİYİZ"
Bir gazetecinin "Birkaç gündür Kandil PKK üst
yönetiminden özellikle Cemil Bayık'tan 'geri çekiliriz, çekilmeyi
durdururuz' gibi tehditler geliyor. Bir samimiyetsizlik
seziyor musunuz geri çekilmelerde ve iç politikaya dönük malzeme
olarak da değerlendiriliyor önümüzdeki seçimler nazara alındığında.
Bu yoruma da katılır mısınız? sorusuna Arınç, şöyle cevap
verdi:
"Geçenlerde bir canlı yayında televizyonda konuyu biraz da
fazlasıyla işlemiştik. Amma sorunuza 'Cemil Bayık isimli
kişi şöyle bir konuşma yaptı' diye başlayınca bu soruyu
bana sormanız ve benden de bu soruya bir cevap gelmesi uygun değil.
Ben Cemil Bayık'ın muhutabı değilim. Ben Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti'nin Başbakan Yardımcısıyım. 'Filan kişi böyle bir şey
söyledi, siz ne derseniz, sorarsanız' benim de ona cevap vermem,
onu bana muhatap yapar. Bu doğru değil. Kim nasıl bir açıklama
yaparsa yapsın, bunun herhalde cevabını verecek veya bunu tahlil
edip, bunu sonuçlandıracak bir merci vardır. O şu arada ben
değilim. Ama çözüm sürecini bir bütün olarak, global olarak
düşündüğümüzde bu konunun takipçisiyiz."