Yerel ve bölgesel ve ulusal yayın yapan 4 TV
kuruluşunun ortak yaptığı yayında soruları yanıtlayan Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç, Dersim olaylarının CHP'nin iç meselesi
olmadığını, böyle görmemek gerektiğini söyledi.
Arınç, "Ben kendi adıma zaten hiç bir partinin iç
meselesiyle ilgili söz söylemem. Bunları dile dolamak ahlaken de
doğru değil. Bu benim işim değil, ama Dersim'i CHP'nin iç meselesi
olmaktan çıkaran, bir unsur var o da Türkiye'nin yakın tarihidir.
Türkiye'nin yakın tarihinde dersim ve dersim benzeri olaylar
yaşandı. Belli dönemlerde Türkiye'de trajedilerin yaşandığını,
sıkıntıların yaşandığını halka karşı mevcut iktidarların baskıcı
davrandığını şahsen biliyorum. Bu bilgim sadece CHP ile sınırlı
değil imparatorluğu sona erdiren gelişmelerin içinde ittihat ve
terakki çok önemli yer tutuyor. İttihat ve terakkinin kuruluş ve
tarihini de bilmek lazım" dedi.
İSYANIN BASTIRILMA ŞEKLİ BOMBALAMA
OLMAMALIYDI
Türkiye'de AK Parti olarak hiçbir zaman devletçi düşüncede
olmadıklarını vurgulayan Bülent Arınç, CHP'nin uzun yıllar tek
parti iktidarı olduğunu, Milletin ise çok partiyi istediğini
belirtti. Arınç, şöyle konuştu:
"Baskıcı sistem partiyi devletle bütünleştiren sistem
1950'ye kadar devam etti. Vali partinin il başkanı, ilçe başkanları
ise kaymakam gibi hareket ediyordu. Şimdi bir taraftan böyle
bakmalı. İkincisi o tarihlerde yaşanmış bir takım olaylar var.
Bunlardan birisi Dersim'dir. Birilerine göre isyandır. Dersim'de bu
tarihlerde yaşanan olaylar fevkalade üzücü. Ama isyanın bastırılma
şekli bombalama olmamalıydı. Sürgünle olmamalıydı. Ellerinde kelle
fotoğrafını taşıyanlar tarafından teşhir edilmemelidiydi. Üzerini
ne kadar kaparsanız kapayın, bunların bir zaman konuşulması mecburi
hale geliyor. Bir şey ne kadar gizlenirse, o kadar zarar verir.
Kapalı kapılar zardından konuşulması daha zarar verir. Konuşulması
da doğaldır. Ortaya çkacaktır. Kapalı kapılar ardında konuşulması
daha kötüdür. Bırakınız insanlar ellerindeki bilgi ve belgelere
göre konuşabilsinler"
Dersim olayları ile ilgili açıklanan belgeleri kendilerinin
çok daha önceden bildiklerini kaydeden Arınç, "13 bin kişi
fiilen katledilmiş, ölmüş, öldürülmüştür. Mağaraları bombalanmak
suretiyle , süngülenmiş, dereya atılmak suretiyle, vesaire. Bir
başkalarına ibret olsun diye. Şüphesiz yanlış bir olaydır. Devletin
belli birimlerinin bu işin içinde yer aldığını bildiğimize göre,
üzüntümüzü söylemek lazım. Alkışlanacak bir olay değil. Mesela
Özalp'da Mustafa Muğlalı hadisesi var. İran'a izinsiz geçtiler
gittiler geldiler diye 33 köylü getirirler, sorgusuz sualsiz
kurşuna dizerler. Olay duyulur, askeri mahkeme orgaerali yargılar.
Askeri mahkeme çok ağır bir ceza verir, cezaevindeyken adam ölür.
Ama bunu yapan kişi sonradan garip bir şekilde kahraman olarak ilan
edilir ve aynı ilçedeki kışlaya ismi verilir. Ve biz bu ayıptan
yeni kurtuluyoruz" şeklinde konruştu.
Tarihle yüzleşmenin önemli bir şey olduğunu kaydeden Arınç,
şunları söyledi:
"Nasıl olsa ortaya çıkacak, tarihte yazılı. Tarihte
yazılı, o acıyı hissedenlerin çocukları evlatlık verilmiş. Dersimin
kayıp çocukları diye şimdi köklerini aramaya başlamış. 8 bin kişi
sürgün edilmiş. Bu olayın mübsebipleri hayatta değil. Bu olay
sadece Dersimli yada Tuncelili olması hasebiyle sadece Kemal
Kılıçdaroğlu'nun sorunu değil. Herkesin tarihte yaşanan bu acı
olaydan dolayı üzgünüz demesi lazım. Bunu söylemezseniz, gerçekleri
örtmüş olursunuz. Bunu söylemezseniz kendi tarihinizle yüzleşmemiş
olursuzun, bunu söylemezseniz,. Kendinizi aldatırsınız. Nitekim
sayın Kılıçdaroğlu'nun yaptığı budur. Başbakan'ın söylediği başka
bir şey, O'nun söylediği (Ben üç tane aslan gibi evlat yetiştirdim.
Laik, Demokrat, Cumhuriyetçi bir adamım.) onun cevabı bu değil. Sen
böylesin amenna biz inanıyoruz İla Maşaallah. Allah daha ziyade
etsin. Ama yaşanan bir olay var ve bu olaydan senin ailenden de
ölenler var. Sen bu gerçek karşısında oh olsun diyenlerden misin?
Yoksa çok acı bir olay müsebbiplerini kınıyorum. Bu halka karşı
böyle bir zulüm yapılmamalıydı diyenlerden misin? Hiç topu taca
atmaya gerek yok"
BİR DE İSTİKLAL MAHKEMELERİ ZABITLARI AÇIKLANSIN BAKIN
KAÇ TANE DERSİM FACİASI YAŞANDIĞINI HEP BERABER
GÖRECEĞİZ
Dersim olayının 74 milyon insanın, devletin, Türkiye'nin,
siyasetin, hukukun olayı olduğunu vurgulayan Bülent Arınç,
"Devletin bir tek yüzü olmalı, o da hukuk. Dersim de hukuk
yok. İstiklal Mahkemeleri'nde yaşanan olayları hepimiz biliyoruz.
En azından ben biliyorum. Okuduğum için biliyorum. Bu konuda
yazılanları biliyorum. Üç Ali'nin önce idamın infazına bilahare
şahitlerin celbine diye karar verdiğini biliyorum. Sorgusuz sualsiz
çocuk yaşta olanların büyük acılar içersinde idam edildiğini
bliliyorum. Ve istiklal mahkemelerinin zabıtları meclis başkanlığı
yaptığım için biliyorum henüz değişmemiştir, açıklanmamaktadır.
Bunun açıklanmasına Meclis Başkanlığı karar verecek. Bir de onlar
açıklanırsa, kaç tane Dersim faciasının yaşandığını hep beraber
göreceğiz. Bakın (devlet olarak bana düşüyorsa bu
görev özür diliyorum) dedi sayın Başbakan. Ama sen de
o beldenin bir çocuğu olarak zamanında anlatılanlar, yazılanlar
çünkü Kemal Kılıçdaroğlu'nun İhsan Sabri Çağlayangil'e bundan
bahsettiğini o zaman yaşanan acı olayların Çağlayangil tarafından
da başkalarına aktarıldığını biliyoruz." dedi.