Arınç: Kendi dilimizde çok güdükleştik
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye’de dil devrimi ve inkılabı olduğunu belirterek, "Bütün devrimler yapıldı, zamanlarını biliyorsunu...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye’de dil devrimi ve
inkılabı olduğunu belirterek, "Bütün devrimler yapıldı, zamanlarını
biliyorsunuz. 25’lerde, 26’larda, 27’lerde, 28’lerde. Bunları
tartışacak noktalarda değiliz, bunlar yapıldı. Elbette Türkçe’nin
yaygınlaştırılması, öğrenilmesi, resmi dil olması bir tercihtir.
Ama buna geçerken geçmişimizde 600 küsur sene bizi dünyada tek
başımıza hakim kılan ve bugün bile ziyaret ettiğimiz ülkelerin her
birinde o döneme ait büyük eserlerin keyifle, zevkle izlediğimiz
bir medeniyetle bağımızı koparmamız lazım" dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, Bursa Hayrat Vakfı’nın düzenlediği
Osmanlıca Türkçesi kursiyerlerine sertifika programına katıldı.
Programda konuşan Arınç, "Ahmet Hüsrev Altınbaşak efendi hazretleri
benim ismen duyduğum yaş itibariyle kendisini göremediğim mübarek
bir insandı. Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin en yakın yol
arkadaşlarından, iman ve Kur’an hizmetinde bulunan mübarek bir
insandır. 1977 yılındaki vefatından önce bu hizmetler için güzel
bir vakıf kurmuş. Bugün Kur’an-ı Kerim ve Osmanlı Türkçesini güzel
biçimde öğretiyorlar. Bu kardeşlerimizin hizmetleri yeni değil.
Bende eskiden Manisa’da ve başka yerlerde basit imkanlarla
Osmanlıca’yı öğretmeye çalışan, Kur’an-ı Kerim harfleriyle yazmaya
gayret eden kardeşlerimi hatırladım. Barınacak bir yerleri bile
yoktu. Basit, küçük, külüstür, derme çatma imkanlarla ama hiç
vazgeçmeden Allah’ın rızasının burada olduğunu bilerek çalışır ve
hizmet ederlerdi. Şimdi gün geldi o zaman horlanan, hatta
reddedilen, küçük görülen insanların hizmetleri Milli Eğitim
Bakanlığı ile işbirliği halinde binlerce, on binlerce insanımıza
öğretiliyor. Kur’an-ı Kerim’i şüphesiz hepimiz öğrenmeliyiz. Benim
rahmetli annem 40 yaşından sonra öğrenmişti. 40 yaşına kadar
imkanlar el vermedi, fırsatta olmadı, şartlarda müsait değildi. Ama
40 yaşından sonra elinden bırakmadı. Kur’an-ı Kerim öğrenmek ve
elden düşürmemek Müslümanların hayat bulması ve sıkıntılarını
atlatması için her an Kur’an ile baş başa kalmak çok önemlidir"
dedi.
"TÜRKİYE’DE DİL DEVRİMİ, DİL İNKILABI OLDU"
Osmanlıca Türkçesi’ni öğrenmenin medeniyetimize sahip çıkmak
olduğunu ifade eden Arınç, "Türkiye’de dil devrimi, dil inkılabı
oldu. Bütün devrimler yapıldı, zamanlarını biliyorsunuz. 25’lerde,
26’larda, 27’lerde, 28’lerde. Bunları tartışacak noktalarda
değiliz, bunlar yapıldı. Ama ben büyüklerimizden hatırlarım, mesela
birkaç tanesi şöyle bir söz söylerlerdi, biz o zaman
anlayamamıştık. Ben ’1928’den beri ümmiyim’ derdi. Kelli felli,
okumuş yazmış adamlar, ilim erbabı 28’den beri ümmiyim demek ne
demektir. Bu şudur ’dil inkılabı olduktan sonra geçmişle olan
bağlarımız tamamen kesildi’. Öyle olmaması lazımdı. Elbette
Türkçe’nin yaygınlaştırılması, öğrenilmesi, resmi dil olması bir
tercihtir. Ama buna geçerken geçmişimizde 600 küsur sene bizi
dünyada tek başımıza hakim kılan ve bugün bile ziyaret ettiğimiz
ülkelerin her birinde o döneme ait büyük eserlerin keyifle, zevkle
izlediğimiz bir medeniyetle bağımızı koparmamız lazım.
Kütüphanelerde cilt cilt kitaplar var. Çok önemli kitaplar, çok
önemli eserler elinize alıp okuyamıyorsunuz. Neden? O dille bağımız
kesilmiş, size yabancı geliyor. Halbuki medeniyet orada, zenginlik
orada. Her kütüphanemizde on binlerce ciltlik eserlerin bulunduğunu
biliyoruz. Bugün kaçımız onları eline alıp içerisinde bir sayfa
okumak durumunda kalabiliyor. Utanıyoruz, üzülüyoruz, sıkılıyoruz.
Sonra bu iş o kadar azaldı ve zor bir noktaya geldi ki Osmanlıca
uzman bile bulamaz olduk. Arşivlerde çalıştıracak insan
bulamıyoruz. Bereket üniversitelerimizin bazı bölümleri açıldı,
oradan çıkanlar Osmanlıca’yı öğrenme gayreti içine girdiler. Ama bu
hepimiz için geçerli bir şey değildi. Biz kimiz? Nereden geldik?
Nereye gidiyoruz? Bizi geçmişte biz yapan değerler nelerdi? Bu
güzel eserlerde ne anlatılıyor? Biz bunlardan ne anlayacağız? Hiç
merak etmiyor musunuz. Bir İngiliz, Hintli için böyle bir durum
yok. Kendi dilini çok iyi öğrenip, muhafaza etmiş, hem de
İngilizlerin sömürgeci devirlerinde bile İngilizce’nin hakimiyetini
dahil kendi dilini de mutlaka öğrenilmesini şart koşmuş. Bir yerden
bir yere inkılap ederken onu gerici veya irticai unsur olarak
göstermek sadece bizim ülkemizde yaşadığımız garabetlerden birisi"
diye konuştu.
"KENDİ DİLİMİZDE ÇOK GÜDÜKLEŞTİK"
Osmanlıca ve Arapça’nın öğrenilmesi gerektiğini vurgulayan Arınç,
"Kim buna imkan ve fırsat buluyorsa, bizim bu zengin dilleri
öğrenmemiz lazım. Ama Osmanlıca Türkçesi bizim bununla yazıldı.
Türkçe’de çok zengin, Arapça, İngilizce, Fransızca zengin bir dil.
Kendi dilimizde çok güdükleştik. Türkçe mesela bu zamanın
gençlerinin konuştuğu kelimeler birkaç yüzü geçmez. Neredeyse SMS
mesajlarındaki gibi konuşmaya başladık. Nbr, slm, falan, filan. Bu
bize yakışmıyor. Zengin dilimizin kelimeleri eş anlamlı bile olsa
nerede, nasıl kullanacağını bilmemiz lazım. Bir kültürün en önemli
üç öğesi, unsuru var. Dil, din ve tarihtir. Dilini, dinini ve
tarihini bilmeyen bir nesil Allah korusun bir ülkeyi ileriye
götüremez. Toplumsal barışı sağlayamaz, ilim erbabı artmaz, fikir
erbabı artmaz. Argo kelimelerle konuşmaya başlayan bir nesil
köklerinden kopmaya başlamıştır. Biz böyle bir nesli ülkemizi nasıl
teslim edeceğiz. O açıdan ısrar ve ihlasla o işe devam ederseniz
hayırlı bir iş olur" açıklamasını yaptı.
"YANLIŞ ZİHNİYET PILINI PIRTINI TOPLADI BU ÜLKEDEN ÇEKTİ GİTTİ"
Şimdi 15-20 tane seçmeli ders olduğunun altını çizen Arınç, "Ama
bunların içerisinde Osmanlı Türkçesi de çok önemlidir. Bunu
öğrenmek, seçmeli ders yapmak eskiden olsaydı ’vay gericiler, vay
yobazlar, laiklik elden gitti, bu mülteciler yine başını kaldırdı’
diye başımızın etini yerlerdi. Ama şimdi böyle bir şey söyleyecek
durumda olsa ’bunun aklından zoru var’ deyip başka türlü bakarlar.
Şimdi artık bir dil öğrenmenin gericilik, yobazlık değil ilim
tahsil etmiş olduğunu herkes çok iyi biliyor. Bir lisan bir
insandır. Ne kadar dil bilirseniz o kadar sizin şahsiyetiniz ve
kişiliğiniz artıyor. Çok şükür bu yanlış zihniyet pılını pırtını
topladı bu ülkeden çekti gitti. O yüzden ben içinizde 900
kardeşimizin sertifika aldığını duydum ve şüphesiz olarak birkaç
arkadaşınıza sembolik olarak verilecek" şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Arınç ve protokol üyeleri kursiyerlere
sertifikalarını verdi.
(İHA)