Arınç karikatürü yorumladı

TBMM Başkanı Bülent Arınç, İslam dünyasını rahatsız eden karikatürleri değerlendirirken, ''Bu olayı bir kışkırtma olarak görüyorum. İslam dünyasına, Türkiye'ye, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı İslam korkusu içinde yaşayan bazı mihraklar, böyle bir olayı yapmakla, bu konuda hassasiyetini bildiği Müslümanları tavır almaya zorlamışlardır'' dedi. Arınç, Rusya Federasyonu Başkortostan Cumhuriyeti Kurultayı Başkanı Konstantin Tolkaçev ve beraberindeki heyeti kabulünde, bir soru üzerine, karikatür kriziyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bülent Arınç, bazı ülkelerde Hz. Peygamber'i terörist gibi gösteren karikatürlerin yayınlanmasının, sadece Müslümanları değil, insanlığı üzdüğünü söyledi. İnsanların, birbirlerinin kutsal değerlerine saygı göstermesi gerektiğini belirten Arınç, ''Müslümanların peygamberine karşı yapılmış bu hakaretamiz olayı hiç kimse görmezden gelemez'' dedi. Arınç, bu karikatürlerin, 8 AB üyesi ülke ile Yeni Zelanda ve Ürdün'deki bazı gazetelerde de yayınladığını belirterek, başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Ana Muhalefet Partisi CHP'nin Genel Başkanı Deniz Baykal olmak üzere bütün siyasilerin, karikatürleri kınayan açıklama yaptıklarını anımsattı. Başbakan Erdoğan'ın, İspanya Başbakanı ile olayı kınayan ortak birmektup yayınladıklarını ifade eden Arınç, 2 başbakanın, diğer ülkelerin başbakanlarıyla yapacakları görüşmelerde de konuyu dile getireceklerini kaydetti. Bülent Arınç, AB üyesi tüm ülkelerin meclis başkanlarına bir mektup göndereceklerini de kaydederek, bu ülkelerin TBMM'deki dostluk gruplarının da muhataplarına mektup yazarak, bunun doğru olmadığını belirteceklerini bildirdi. TBMM Başkanı Arınç, Nisan ayında İstanbul'da yapılacak ''İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) Parlamentolar Birliği'', 29 Haziran'da Danimarka'da yapılacak ''Avrupa Parlamento Başkanları'' ve Haziran'da Estonya'da yapılacak ''Avrupa Konseyi Ülkeleri Parlamento Başkanları'' toplantılarında bu konuyu gündeme getireceklerini bildirdi. ''TÜRKİYE, ÖRNEK ÜLKE'' TBMM Başkanı Arınç, şöyle konuştu: ''Biz, dini inançlara saygı gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu, insanı ve vicdani bir görevdir. Kimse kimsenin kutsalına karşı gelmemeli, hakaret etmemeli, aşağılamamalıdır. Düşünce ve ifade özgürlüğü mutlaktır. Ama biliyoruz ki bu özgürlük, başkasına, başkasının kutsallığına hakaret etme fırsatını ve hakkını da vermez. Bugün kişisel haklara saldırı olduğu zaman, kişi bunun karşılığında dava açmayı umut ediyor ve bu haklar korunduysa; bir insanın inancının da kutsal olduğunu, onlara da hakaret edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Eleştiri sınırları içinde kalabilir bazı fiiller ama bir dine mensup olanların kiliselerine, camilerine, havralarına, din adamlarına kendi kitaplarına, mukaddes saydıkları peygamberlerine hiçbir zaman hakaret etmemeliyiz.'' Türkiye'nin bu konuda örnek bir ülke olduğunu belirten Arınç, 600 yıldan fazla süren Osmanlı ve 85 yıllık Cumhuriyet döneminde bütün dinlerin mensuplarının, bir arada, özgürce yaşadıklarını söyledi. Bu olayı bir kışkırtma olarak gördüğünü ifade eden Arınç, ''İslam dünyasına, Türkiye'ye, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı İslam korkusu içinde yaşayan bazı mihraklar, böyle bir olayı yapmakla, bu konuda hassasiyetini bildiği Müslümanları bir tavır almaya zorlamışlardır'' diye konuştu. Arınç, şöyle devam etti: ''Bu tavrın, yine bizim ölçülerimize uygun olması gerekir. Türkiye'de yapılan gösterilerde, ellerde pankartlarla sloganlar atılarak yapılan işlerin yanlışlığı söylenmektedir. Maalesef bazı ülkelerde kontrol dışı hareketler olmuştur. Bazı ülkelerin bayrakları yıkılmış ya da yırtılmış, bazı ülkelerin büyükelçilikleri ateşe verilmiştir. Kesinlikle bu davranışı tasvip etmiyoruz.'' Bülent Arınç, büyükelçilikleri yakmanın, insanlarına zarar vermenin, bu olaylardan başkalarının beklediği karı daha da artırdığını ifade ederek, ''İslam karşıtlığını çoğaltmak, yüceltmek, bundan da kendilerine birtakım menfaat temin etmek isteyenler, bu kontrolsüz hadiseleri kendileri için bir sermaye yapabilirler'' diye konuştu.