Arınç ile Önder arasında polemik tam gaz
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder arasındaki polemik bitmek bilmiyor.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın HDP
İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'e yönelik
söylediği "Sen Öcalan'ın karşısında hangi konumdasın? Haddini
bil!" sözlerine yanıt gecikmedi.
Önder, Arınç'ın sözlerine yaptığı yazılı açıklamayla yanıt
verdi.
Önder, açıklamasında "Esas provokasyon kamu düzenini salt
polisiye tedbirlerle sağlamaya çalışmaktır. O kadarını bir onbaşı
da yapar. Siz sözüm ona Bakansınız, biraz daha derin bir kavrayış
beklenir.
Size son önerim şudur: 'Yeryüzünde kibir ve azametle
yürüme! Çünkü sen asla yeri yaramazsın. Ve boyca da dağlara
erişemezsin" ifadelerine yer verdi.
BÜLENT ARINÇ'IN ÖNDER'E 'HADDİNİ
BİL' DEDİĞİ AÇIKLAMALARIN TAMAMINI OKUMAK İÇİN
TIKLAYIN
Sırrı Süreyya Önder, açıklamasında şunları dile getirdi:
"Sayın Arınç!
Bana had bildirmeye kalkışmışsınız. Belki olan bitenden
haberiniz yok. Belki de idrak edemiyorsunuz! Bu had bildirme
dillerini hangi ara öğrendiniz? Kim size bu ruhsatı verdi? Had
nedir? Sınırı nerede başlar? Bu sınırı kim tayin eder?
Bakanlığınızın görev tanımı içinde var da biz mi bilmiyoruz? Sayın
Öcalan Başmüzakerecilik sıfatını tarihi Newroz Bildirgesini yazdığı
gün aldı. Türkiye'de demokratik bir barış, özgür eşit ve hakça bir
yaşam isteyen bütün halkların iradesini siz de bir yasayla
onayladığınız gün tescil edildi. Evet, bir Başmüzakereciniz daha
var. O da; yasayla tariflediğiniz Kamu Güvenliği Müsteşarlığı'dır.
Üstelik sizin aslında girmek istemediğiniz, onların da aslında sizi
almak istemediği Avrupa Birliği için fuzuli bir Başmüzakereciniz
varken bu toprakların en kadim meselelerinden birini çözmek için
neden olmasın, ne mani?"
Sırrı Süreyya Önder, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Evet, 'nereden çıktı bu sekretarya'
dediğiniz şey ve daha fazlası bu yasada mündemiçtir. Ortada
gizli saklı ya da vehmedilen bir şey yoktur. Barış meselesi
laubalilik kaldırmaz, ciddi bir iştir. Barış,
'Barış' diye de tekrarlanarak gelmez. Sistemli, şeffaf,
yasal, demokratik ve cesur yaklaşımlar gerektirir. Bana gelince;
Sayın Öcalan'ın da, Kandil'in de, Hükümetinizin de karşısında,
barışı isteyen irade için katkı sunmaya çalışan, bütün
yurttaşlarımızın canını ve hukukunu aziz bilen, bu halkın en az
sizin kadar meşru bir vekiliyim. Konumum ve rolüm budur. Allah
korusun yeniden bir çatışma koşullarına dönülürse biliniz ki,
sizden daha fazla muazzep olacağım. Provokatör lafını size misliyle
iade ediyorum. Esas provokasyon kamu düzenini salt polisiye
tedbirlerle sağlamaya çalışmaktır. O kadarını bir onbaşı da yapar.
Siz sözüm ona Bakansınız, biraz daha derin bir kavrayış
beklenir.
Size son önerim şudur: 'Yeryüzünde kibir ve azametle
yürüme! Çünkü sen asla yeri yaramazsın. Ve boyca da dağlara
erişemezsin."