Arınç ile Erdoğan arasındaki gerginlik ilk değil!
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç arasındaki fikir ayrılıkları ilk değil. İşte basına yansıyan o olaylar...
“Bir yerde Hükümet Sözcüsü olarak konuşurken o kadar
sıkılıyorum ki… Neden? Bir yerde yanlış yapmayayım
diye.”
Bülent Arınç bu sözleri Kasım 2013’te TRT’ye verdiği mülâkatta
söylemişti.
O günlerde Arınç yine hükümet sözcüsüydü ve dönemin Başbakan’ı
Recep Tayyip Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen ve uzun tartışmalara
sebep olan bir konuşmayı yalanlamıştı. Erdoğan ise 12 saat geçmeden
Arınç’ı yalanladı. Boşa çıkan Arınç TRT’ye verdiği bu mülâkatta
işte bunun sıkıntısından bahsediyordu.
"Bana karşı (Erdoğan’ın) davranışı toplumda yanlış
anlaşılmıştır. Benim bir özgül ağırlığım var ve bu özgül ağırlığım
başkalarından farklıdır" diye de eklemişti.
Arınç, AK Parti’de Erdoğan ile bazı konularda farklı düşündüğünü
belirten neredeyse tek isim. Son olarak çözüm sürecine ilişkin
fikir ayrılığında olduğu gibi, kolun kırılıp yenin içinde kalmadığı
durumlar ikili arasında sık sık gerçekleşmeye başladı. Fikir
ayrılıklarının objektifler önünde dile getirildiği ve Arınç’ın
özgül ağırlığını ortaya koyduğu ilk mevzu 1 Mart 2003
tezkeresiydi.
1 - 2003 tezkeresi
1 Mart 2003 yılında, AK Parti henüz iktidarının başındayken, ABD
ordusunun Irak işgali sırasında Türk topraklarını kullanmasına izin
veren Meclis tezkeresi reddedildi. Erdoğan'ın tezkerenin
onaylanması talebine rağmen Bülent Arınç ve Abdullah Gül gibi
isimler kendilerine yakın vekillerden bu tezkereye
"hayır" demesini istedi. "Evet"
diyenler, tezkerenin geçmesi için gereken vekil sayısının 4 oy
altında kaldı.
Arınç açıkça karşısında olduğu bu tezkere ile ilgili olarak;
“1 Mart, ABD ile yeni ama çok sağlıklı bir dönemi
başlattı... 1 Mart hayırlara vesile oldu” açıklamasını
yaptı. Arınç bu oylama esnasında Meclis başkanıydı ve özgül
ağırlığı bugüne nazaran hayli fazlaydı.
2 - 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi
2007 yılında gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Arınç aday
gösterilecek kişinin Erdoğan, Abdullah Gül ya da kendisi olması
gerektiğini söyledi. Erdoğan'ın aklında başka isimler olsa da
Arınç'ın talebine olumlu yanıt verdi ve Abdullah Gül'ün adaylığını
onayladı. Gül 11. Cumhurbaşkanı olarak Çankaya Köşkü'ne çıktı.
3 - Tutuklu vekiller
Arınç seçilmiş ve mazbatasını almış olmasına rağmen, parlamentoya
gelerek ant içme fırsatı bulamayan milletvekilleri için üzüldüğünü,
onların içeride tutuklu kalmasının milli iradeye saygısızlık
olduğunu sık sık dile getirdi. Erdoğan 1 Ekim 2012’de “Bizim bu
düşünceyi paylaşmadığımız ortada zaten. Çünkü bu insanlar arazide
çalışarak milletvekilliğini kazanmış olan insanlar değiller”
diyerek yanıt verdi.
4 - Gezi Parkı
İstanbul Gezi Parkı’na alışveriş merkezi inşa edilmek istenmesi
üzerine 29 Mayıs 2013’te başlayan olaylar, Başbakan Erdoğan’ın
Kuzey Afrika gezisinde olduğu sırada patlak verdi. Olayları
yatıştırmak isteyen ve Erdoğan’ın koltuğuna vekâlet eden Bülent
Arınç şu açıklamayı yaptı;
“Burada AVM istemiyoruz' diyenlere biber gazı sıkmak yerine
ikna edici çalışmalar yapılmasını faydalı görüyorum."
Cumhurbaşkanı Gül'ün gösteriler için "mesaj
alınmıştır" sözü Arınç ile uyumlu görüldü. Bunun hükümetin
genel tavrı olmadığı Erdoğan’ın açıklaması ile ortaya
çıktı. Erdoğan'a göre olaylar ideolojikti. "Ben mesaj
almadım" sözünün hedefi Gül'dü. Polisin biber gazı
kullanımının arkasında duran Erdoğan'ı eleştirenler, örnek tavır
olarak Gül ve Arınç'ı gösterdiler. O dönemde bir gazetede yer alan
habere göre Arınç, Erdoğan ile Gezi olayları nedeniyle tartışmış,
istifaya kalkışmış ancak Cumhurbaşkanı Gül araya girerek
önlemişti.
5 - Diyarbakır Emniyet Müdürü
Diyarbakır'a atanan Emniyet Müdürü Recep Güven, "Teröriste
ağlamayan insan değildir" dediğinde, Arınç bu sözleri
"takdirle" karşıladığını açıkladı. Erdoğan ise
Başbakan Yardımcısı'nın tam tersini düşünüyordu. Erdoğan
"Terör saldırısında ölen terörist için ağlamadık,
ağlamayız" dedi.
6 - İmralı Tutanakları
Çözüm sürecinde BDP milletvekilleriyle Öcalan'ın yaptığı görüşmenin
tutanakları Milliyet gazetesinde yayınlandığında, Arınç bunu
"gazetecilik başarısı" olarak değerlendirdi. Başbakan Erdoğan ise
açıkça, "Bülent Bey böyle bir şey söylediyse yanlış
yapmıştır" dedi.
7 - Öğrenci evleri
AK Parti’nin Kızılcahamam toplantısında Erdoğan’ın
“Üniversite öğrencisi genç kız, erkek öğrenci ile aynı evde
kalıyor. Bunun denetimi yok. Muhafazakâr demokrat yapımıza bu ters.
Vali beye bunun talimatını verdik. Bunun bir şekilde denetimi
yapılacak” dediği basına yansıdı.
Arınç bu açıklamanın gerçeği yansıtmadığını söyledi. Başbakan
Erdoğan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan da “Kız ve
erkeklerin aynı evde kalmasına yönelik bir denetim söz konusu
değil. Evleri nasıl kontrol edeceksin, yok böyle bir şey”
diye Arınç’ı doğruladı. Ancak Erdoğan her ikisini de yalanladı
ve “Kızınıza, çocuğunuza böyle bir şeyi eğer siz uygun
buluyorsanız, sizin için hayırlı olsun. Eğer bir yasal düzenleme
yapılması gerekiyorsa, biz konuyla ilgili yasal düzenlemeyi de
yaparız. Şu anda valiliklerin bu konuda inisiyatifleri varsa, bu
inisiyatifleri de kullanması gerekir” dedi.
Arınç’ın özgül ağırlık tepkisi bu açıklamanın ardından geldi ve
şunları söyledi:
"Ben de sadece bakan değilim. Meclis başkanlığı yapmışım,
demokrasi yolunda gençliğimi, ailemi, siyasi hayatımı feda etmişim,
ben çok şeyi temsil ediyorum. Benim yıpranmamam, hiçe sayılmamam
lazım."
8 - Türk bayrağının indirilmesi
Haziran 2014’te Diyarbakır’ın Lice ilçesinde, askeri bölgede bir
Türk bayrağı PKK taraftarlarınca indirildi. Askerin buna neden
engel olmadığı tartışması üzerine Arınç şunu söyledi:
"Devlet Bahçeli 'vurmak haktır, helâldir' diyor.
Helâlliğine karışmam ama hukuk bu değildir. Türkiye’de idam cezası
kalkmıştır, bayrak indirmenin cezası da alnının çatısından vurmak
değildir."
Ama Erdoğan’ın yorumu şu şekilde oldu:
“Çocuk olması bizi ilgilendirmez. Bir çocuk bizim
kutsalımız olan bayrağı alma mahareti gösteriyorsa karşılığı
mutlaka olacaktır. Bedeli neyse onu oraya gönderenler de bunu
ödeyecektir. Çocuktur diye kutsalımıza bu şekilde saldırmak
suretiyle buna sesiz kalmak mümkün değil. Bir bayrağı elinden
düşürmüyor, direğe tırmanıyor, bayrağı indirme cüretinde
bulunabiliyor. Orada görevli olan askerdi, komutandı, bu teftişten
sonra hepsi bunun bedelini ödeyecektir. ”
9 - İzleme heyeti
Erdoğan ve Arınç arasındaki son tartışma ise çözüm süreci
kapsamında görev yapacak izleme heyeti ile ilgiliydi. Erdoğan bu
heyetle ilgili gelişmelerden habersiz olduğunu ve buna karşı
olumsuz baktığını söyledi. Arınç, Erdoğan’ın tüm girişimlerden
haberdar olduğunu ve açıklamalarının hissi olduğunu söyleyerek ona
yanıt verdi. Bülent Arınç bu savını bir kez daha tekrarladıktan bir
gün sonra yeni bir açıklama yaptı. Açıklamasının bir hükümetin
görüşü olmadığını ve Davutoğlu ile istişare olmadan ve ondan
habersiz olarak bu açıklamayı yaptığını belirtti.
2003'ten 2015'e değin ağırlığını az ya da çok ortaya koyan Bülent
Arınç'ın bunlar dışında da Erdoğan ile farklı düşündüğü noktalar
oldu. AK Parti tarihinde hiç kimse, Erdoğan'ın bazı tercihlerinde
farklı düşünmek ve bunu ifade edebilmek konusunda Arınç kadar önde
ve etkili olamadı. Hatta Erdoğan karşısında özgül ağırlığını ortaya
koyma konusunda tüm parti içi isimlerin toplamından daha fazla öne
çıktı.