Arınç: Eleştiri ile hakaret farklı
Abone olTBMM Başkanı Bülent Arınç, geçen hafta türban konusunda yaptığı açıklamalarının ardından kendisine yöneltilen eleştirilerle ilgili olarak şunları söyledi:
Romanya'ya yaptığı resmi ziyaretin son gününde, Köstence'de
kaldığı otelde gazetecilerle sohbet eden Arınç, 13 Kasım Pazar günü
düzenlediği basın toplantısında, türbanla ilgili özel bir konuşma
yapmadığını, herkesin fikrini ifade ettiği bir zamanda, kendisinin
de konu hakkında hukuki bir tahlilde bulunduğunu söyledi.
Konuşmasında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararının yanlış
olabileceğini ifade etmeye çalıştığını belirten Arınç, başta
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer olmak üzere pek çok kişinin bu
konuda yorum yaptığını bildirdi. Toplantıda bu konudaki görüşlerini
aktardığını hatırlatan Arınç, orada yaptığı tekliflerin, ''pozitif
yaklaşım amacına yönelik'' olduğunu belirtti. Eleştirilerin olması
gerektiğini, muhalefetin, demokratik rejimlerin ''olmazsa olmaz''
unsuru olduğunu ifade eden Arınç, bugüne kadar kendisinin,
muhalefeti rencide edecek bir tavır ve davranış içine girmediğini
söyledi. Arınç, şöyle devam etti: ''Siyasette eleştiri olur ama
eleştiri ile hakareti birbirinden ayırmak lazım. Eleştiri ile küçük
düşürücü, aşağılayıcı konuşmaları birbirinden ayırmak lazım. Son
zamanlarda giderek artan üslup bozukluğu yaşanıyor. Bir üslup
kirliliği yaşanıyor. Herkes en ağır eleştiriyi yapabilir ama
hukukta, eleştiri ile hakareti birbirinden ayıran unsurlar vardır.
Küçük düşürürseniz, aşağılarsanız, onun için olmadık tabir
kullanırsanız, ki bunu son zamanlarda çokça kullananlar var, o
zaman sizin yaptığınız eleştiri değil, ağız dolusu hakaret olur.
İnsanlar, bundan rencide olur ve toplum bundan zarar görür. Çünkü
sizin bu ağır üslupla yaptığınız konuşmalar, toplumun huzurunu,
barışını ortadan kaldırır. Meclis'in saygınlığını,
milletvekillerinin itibarını ortadan kaldırır. Benim konuşmamı
yanlış bulabilirsiniz, ancak beni savunma yapamaz durumda
bırakacak, çok çirkin bir üslupla sataşacak konuşmaları, ne şahsıma
ne bir milletvekili arkadaşıma ne de bir siyasi partiyi temsil eden
kişiye doğrusu yakıştırırım. Ben kendi üslubumu koruyacağım,
korumaya devam edeceğim. Ama Türkiye siyaset kurumu ve parlamento
adına, bütün arkadaşlara, eleştirilerinin sınırlarına dikkat
etmelerini öneriyorum.''