Arınç devrimciye saygıda kusur etmedi!

Abone ol

Bülent Arınç, 7. Uluslararası Atatürk Kongresi'nde Atatürk'e övgüler yağdırdı...

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Atatürk'ü kendi çağdaşlarından ayırt eden yanı da değişime ve yeniliklere açık olmasıdır. O düşünceyi ve eylemi kendi kişiliğinde birleştirmeyi başarmış, hem değişim ve dönüşümü öncelikle kendi düşüncelerinde yaşatmış hem de bunu toplumunda gerçekleştirebilmiştir" dedi.

Arınç, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Makedonya Cumhurbaşkanı Georgi İvanov'un himayelerinde Başbakanlık Atatürk Araştırma Merkezi ve Makedonya Bilimler ve Sanatlar Akademisi işbirliğiyle düzenlenen "7. Uluslararası Atatürk Kongresi"ne katıldı.

Geçen yüzyıla damgasını vuran, Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk adına böylesine önemli bir kongrenin düzenlenmesinde emeği geçenleri tebrik eden Arınç, bu kongreye davet edilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

"EFSANEVİ BİR KOMUTAN VE DEVRİMCİ BİR LİDER"

Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Atatürk gibi muharebe meydanlarında efsanevi bir komutan, modern bir cumhuriyet kurmayı başaran başarılı bir devrimci lidere, dünya siyasetinde kolayca rastlamak mümkün değildir. Zaten tarihçiler de ittifakla Atatürk'ü, geçtiğimiz yüzyıla damgasını vuran birkaç liderden birisi olarak kabul etmişlerdir. Atatürk'ü kendi çağdaşlarından ayırt eden yanı da değişime ve yeniliklere açık olmasıdır. O düşünceyi ve eylemi kendi kişiliğinde birleştirmeyi başarmış, hem değişim ve dönüşümü öncelikle kendi düşüncelerinde yaşatmış hem de bunu toplumunda gerçekleştirebilmiştir.

Onun mücadeleci kişiliği aynı zamanda, işgal altında yok olmanın eşiğinde gelmiş bir imparatorluktan, sağlam temellere sahip, değişime açık, millet iradesine dayanan, tam bağımsız bir cumhuriyet vizyonuna da sahiptir. O hem geleceği gören, hem mücadeleci hem de devrimci özellikleri ile milleti ve devleti için tarihin akışını değiştirmiştir."

"KURDUĞU CUMHURİYET 88 YAŞINA GELDİ"

Başbakan Yardımcısı Arınç, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu cumhuriyetin 88 yaşına geldiğini, ölümünün üzerinden ise tam 73 yıl geçtiğini anımsattı. Arınç, "Ancak Atatürk, yalnızca Türkiye Türklerinin değil aynı zamanda barışa, bağımsızlığına düşkün halkların ve devletlerin de ilham kaynağı, umudu ve saygı duyduğu bir lideridir" diye konuştu. Arınç, şunları kaydetti:

"İstiklal Savaşımız, uzun süredir yenilgi yüzü görmeyen, kendine güvenen ve dünyaya efendilik taslayan ittifak halindeki birden çok devlete karşı verilmiş bir bağımsızlık mücadelesidir. Birinci Dünya Savaşından alınan galibiyetin şımarıklığı ve sınır tanımazlığı ile hareket eden bu güçler, Osmanlı devletinden arta kalan bir avuç büyüklüğündeki Anadolu topraklarını da işgal etmek istemişler, tüm tarih boyunca özgür ve bağımsız yaşamış bir milletin boynuna esaret zinciri takmaya kalkmışlardır.

İşte Atatürk, büyük bir millet için umudun bile tükendiği bir dönemde; 'İnsaf ve merhamet dilenerek bağımsızlık korunamaz' düşüncesiyle ortaya çıkmış, milletini örgütlemiş, büyük bir bağımsızlık mücadelesi vermiştir. Verdiğimiz Kurtuluş mücadelesi aynı zamanda antiemperyalist bir özelliğe de sahiptir.

Atatürk, Türk milletinin içerisindeki bağımsızlık ateşini yakmış, Çanakkale Savaşı'nın ardından tüm dünyaya bu milletin ayağına pranga, koluna kelepçe, boynuna zincir vurulamayacağını tüm dünyaya nihai olarak ilan etmiştir."

"YALNIZCA SAVAŞÇI BİR LİDER DEĞİL"

Arınç, Atatürk'ün yalnızca savaşçı bir lider olmadığını kaydederek, "O büyük bir savaşın ardından, modern bir Cumhuriyet kurabilmiş reformcu liderlerden birisidir" dedi. Milli Mücadele ve sonrası incelendiğinde bu özelliğinin rahatlıkla görülebileceğini anlatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O bir taraftan yeni kurulan Cumhuriyet'in sosyal, kültürel, siyasi dönüşümünde tayin edici rol üstlenirken, diğer taraftan da bağımsızlık savaşlarının, milli devlet kurulmasının, bu milli devletin çağdaşlaşması ve her dönemde çağın değerlerini yakalayabilmesinin ilkelerini, uygulama esasları da belirtmiştir.

O çöken bir imparatorluğun ardından ulus bilincine sahip bağımsız bir devlet kurmuştu. İşgal devletlerine karşı amansız bir mücadele vermiş ve onları savaş meydanlarında yenilgiye uğratmıştı. Bu büyük zafere ve savaşçı ruha rağmen, hiçbir şekilde bu zaferlerin sarhoşluğuna kendisini kaptırmamış ve hayalperest bir lider olmamıştır.

O 'Yurtta Sulh, Cihanda Sulh' sözü ile milletler arasında savaşa değil, barışa işaret etmiştir. Atatürk'e göre milletler arasında düşmanlıklara değil, akrabalık, dostluk bilincine vurgu yapılmalıdır. Irkçı ve şoven yaklaşımların yerine bütün insanlığın paylaştığı bazı ortak değerlerin harekete geçirilmesi ve bu değerlerinin mücadelesinin verilmesi fikrine sahipti."

GENÇ CUMHURİYETE YÖN VERDİ

O'nun bu bakış acısının genç cumhuriyetin istikametine de yön verdiğini belirten Arınç, "Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu andan itibaren bölgesinde savaşın değil, barışın ve istikrarın mücadelesini vermiştir. Bu bağlamda Türkiye barış için her türlü girişimde öncü rol almıştır. Bugün bile Kore'de, Kıbrıs'ta, Somali'de, Bosna'da, Kosova'da, Afganistan'da dünya barışı adına uluslararası toplumun içinde yerini almış, bir dünya devleti olmanın gereklerini yerine getirmiştir" vurgusunu yaptı.

Günün Önemli Haberleri