Arınç, ABD'ye İslam ve terörü anlattı
Abone olTBMM Başkanı Arınç, ABD'ye İslam dersi verdi. Arınç, terör örgütlerine değindi. İslam ve terör arasında bağ kurmaya çalışanlara göndermelerde bulundu.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, terörü ne İslam dininin ne de
Hıristiyan dininin desteklediği bildirdi. Arınç, George Town
Üniversitesi Müslüman-Hıristiyan Anlayış Merkezi'ni ziyaretinde bir
konuşma yaptı. Arınç'ın basına kapalı toplantıdaki konuşması,
TBMM'nin internet sitesinde yayımlandı. Arınç, konuşmasında, 11
Eylül terör eyleminden sonra ''medeniyetler çatışması''ndan
bahsedenlerin Hıristiyanlarla Müslümanlar arasındaki bir çatışmayı
ima ettiklerini kaydetti. Bu tezin iki dinin mensuplarına yapılmış
en büyük haksızlık ve itham olduğunu belirten Arınç, ''İnsanoğlunun
son 1500 yıldır hayatlarını etkileyen iki önemli dinin karşı
karşıya getirildiği argümanları üzülerek ve kaygıyla izlediğini''
ifade etti. -'ABD'DEKİ SEKÜLER ANLAYIŞ TÜRKİYE İÇİN DAHA UYGUN''-
Dünyada yükselen uluslararası terör eylemlerinin ve Batı karşıtı
tutumların kaynağını araştırırken, İslam dininin temel
referanslarının terörü beslediğine yönelik atıfların büyük yanılgı
olduğunu belirten Arınç, şunları kaydetti: ''Batı Avrupa'da, Kuzey
Amerika'da ve Kafkaslarda Müslüman halka yönelik eleştirilerin de
Hıristiyan dininin kendisinden kaynaklandığı iddialarını da tutarlı
bulmuyorum. İki dinin birbirine karşı hasmane bir tutumu olmadığı
ilahi metinlerde sabittir. Dinler arasında bin yılı aşkın süredir
devam eden diyalogların zaman zaman kesintiye uğradığı görülse de
bunun dinsel bir sebepten değil, siyasi sebeplerden kaynaklandığı
açıktır. Siyasetin bazen dini kendi çıkarları için yönlendirdiği
acı bir gerçektir. Bu her iki din için de geçerlidir. İşte bu
yüzden buradaki deyimiyle 'sekülerizm', bizde kullanılış biçimiyle
laiklik, bir çok ülke için en iyi çıkış yolu olarak gözüktü ve din
siyasetin etkisinden kurtulmaya başladı.'' ''Amerika'da uygulanan
seküler anlayışın Türkiye için, Batı Avrupa'da uygulanan
örneklerinden daha uygun olduğunu'' belirten Arınç, ''Dine saygılı,
inanç özgürlüğünden yana ve bireysel hakları koruma altına alan bir
laiklik anlayışının Amerika'da başarıyla uygulandığını görüyorum.
Türkiye'de sizlerin de yakından takip ettiği tartışmalarda Amerikan
modelinin bir açılım yaratacağını düşünüyorum'' dedi. -''DİNLERE
TOLERANS AZALDI''- Arınç, Amerika'nın temellerini oluşturan
özgürlük ve hoşgörünün 11 Eylül'den sonra yara aldığını ve
özellikle dinlere karşı gösterilen toleransın azaldığını
belirterek, şunları söyledi: ''Artık sadece Amerika'da değil bütün
Avrupa kıtasında güvenlik, özgürlüklerin ve hoşgörünün önüne
geçmiştir. Bugün Amerika'nın güney kesimlerinde, orta
yerleşimlerinde Müslüman kesimlere karşı bakış 5 yıl öncekine göre
daha az toleranslı ve daha az sevimlidir. Bunun altında yatan
sebepleri çok eleştirmiyorum. Ama burada en azından bilim
adamlarımızın ve siyasetçilerimizin çok dikkatli olması gereken iki
husus var: Birincisi, aşırı güvenlik ve tehdit uyarıları halkı daha
çok korku içine iten ve gerginleştiren bir durumdur. Bu gerginlik
toplumun huzurunu kaçıran ve ilişkilerini zedeleyen bir
rahatsızlıktır. Sanırım terörizmin gerçekleştirmek istediği de
budur. Toplumsal huzurun bozulması, halkın içine kapanması ve
korkularla yaşaması, terörizmin belki de en önemli hedefidir. Bu
nedenle her kesimin bu konuda dikkatli olması gerekir. İkinci
dikkat edilecek husus, uluslararası terörizme duyulan tepkinin
İslam'a yönelik bir tepkiye dönüşme tehlikesidir. İşte medeniyetler
arası çatışmadan bahsedenler, İslam'ın ve Müslüman topluluklarının
terörizmi destekleyen yönleri olduğunu ifade edenler, bu tehlikeli
gidişi desteklemektedir.'' -''TERÖR ÖRGÜTLERİNİN BESLENME KAYNAĞI
DİN DEĞİLDİR''- Bazı kitle iletişim araçlarının terörizm konusunda
yaptıkları yayınlarda bu hassasiyete dikkat etmediklerini kaydeden
Meclis Başkanı, ''Sonuçta İslam dünyasına ve Müslümanlara karşı bir
tepki gelişiyor. Oysa şunu herkes bilmedir ki, terör dinlerden
beslenmez. Ne İslam dini ne de Hıristiyan dini terörü besler ya da
destekler. İngiltere'de IRA, İspanya'da ETA, Almanya'da RAF,
İtalya'da Kızıl Tugaylar, Sri Lanka'da Tamil nasıl din kaynaklı
terör örgütleri değilse, El Kaide ya da buna benzer örgütlerin
beslenme kaynağı da din değildir'' dedi. Bunun aksini iddia etmenin
çok tehlikeli sonuçlar doğuracağını belirten Arınç, ''Dünya yeni
terimler ve kavramlarla konuyu tartışıyor. Bilinçler, üretilen bu
kavram ve kelimelerle şekilleniyor. Eğer zihinlerde yanlış
kavramlar yerleşir ve kitleleri yanlış yönlendirirsek uzun vadede
dünyada büyük sorunlar yaşanabilir'' dedi. Arınç, sorunu bilimsel
temellerde değerlendirmek, iki din arasında çatışma değil
benzerlikler olduğunu vurgulamak ve terörizmin gerçek kaynaklarını
tespitte sağlam verilere dayanmak gerektiğini vurguladı. -MECLİSTE
YAPILAN REFORMLAR- Konuşmasında Türkiye'nin bu dönemde çok önemli
bir açılım yaptığına dikkat çeken Arınç, ''Bütün dünyada güvenlik,
özgürlüklerin ve hoşgörünün önüne geçerken, Türkiye'de özgürlükler
ve hoşgörü bu dönemde daha da gelişmiştir. Bizim açımızdan güvenlik
önemli olmakla beraber, özgürlükler daha ön planda tutuldu.
Meclisimiz son iki yılda inanılmaz bir değişim ve dönüşüm hareketi
başlatmış ve Türkiye'nin özgürleşmesine büyük katkıda bulunmuştur''
dedi. Arınç, konuşmasını şöyle tamamladı: ''Avrupalı dostlarımızın
değimiyle, meclisimiz özgürlükler ve demokratikleşmeler konusunda
son kırk yılın devrim niteliğinde reformlarını gerçekleştirmiştir.
Biz daha çok özgürleşerek ve daha çok demokratikleşerek şiddet
eğilimli gruplar, aşırı etnik kökenli akımlar ve terörle mücadelede
başarı elde ettik. Bunun dünyaya önemli bir örnek teşkil edeceğine
inanıyoruz. Öte yandan dinin insanoğlunun mutluluğu ve huzuru için
önemli bir etken olduğunu düşünüyorum. İnsanoğlunun inanma ihtiyacı
bir gereksinim olarak her zaman var olmuştur. Dinler, insanın
mutluluğu için vardır asla bir başka insanın mutsuzluğu için
telkinde bulunmaz.''