Ardıç'tan yazarlara gönderme
Abone olEngin Ardıç, "Türk Dakavukluk Tarihini" kaleme aldı. Ardıç'ın hedefteki isimleri gazetecilerdi. Ardıç, ünlü gazetecilerin siyasilere yaptıkları dalkavukluğu yazdı..
Engin Ardıç'ın yazıları artık kendisiyle özdeşleşti.
Gazetelerde sayfa düzenlerini hepimiz biliriz. Modüler, Bulvar,
Karma.... Bunların içinden Türk Tipi sayfa düzeni Türkiye'de
kullanılanıdır. Bunun özelliği biraz karışık olması. Ardıç da tıpkı
Türk tipi sayfa gibi kendine özgü bir yazı yazdı. Bu yazıya ve daha
önce yazdıklarına verilecek tek isim var. "Ardıç Tipi Yazı"....
Ardıç, geleneğini yine bozmadı. "Türk Dalkavukluk Tarihi"ni kaleme
alan Ardıç, milli şef döneminde dalkavukluk yapan gazetecileri
yazdı.
Yazı: Engin Ardıç
Kaynak :
Bu memlekette, bilirsiniz, 'büyük Türk büyükleri' vardır... O kadar büyük olmasalar bile 'büyük Türk gazetecileri' de vardır. Efsane isimlerdir.
Bunların kimisine, Ankara yönetimi tarafından, ölü bulunan İttihat ve Terakki Fırkası'nın terkedilmiş merkez binası bağışlanmış, kimisine gazete çıkarması için fiilen nakit para verilmiştir, kimisine de hükümeti desteklemesi için ara sıra çıkma yapılmış, sakal atılmıştır.
Keneyi kapamayanın muhalefete geçiverdiğini de biliriz.
Bununla kalsa iyi, biz, yakın zamanda, sarışın ve güzel bir kadına aşık olduğu için hükümet destekleyen çeşit de gördük.
'Alman gerçeğini kabul etmek zorundayız' diye yazı yazanları da biliriz savaş yıllarında, mirasçıları da iyi bilirler onları...
Ekrem Okutan'ın 'Dalkavukluk: Tarihsel Perspektif, Siyaset ve Basın' isimli ilginç kitabını karıştırıyordum. Karşıma çok hazin örnekler çıktı.
Sonradan ne yaparsa yapsın, hiçkimse geçmişinden kurtulamıyor. Geçmiş, büyük romancı William Faulkner'ın deyimiyle 'asla ölü değildir'... Faulkner diyor ki, 'geçmiş, geçmiş bile değildir!'
Geçmişten bazı satırları birlikte okuyalım:
'Türk yurdunda bir aile samimiyeti, sevgi ve emniyet havası yaratan Milli Şef, Türk ailesinin tabii reisidir.'
Bunu yazan Ahmet Emin Yalman, yer Vatan Gazetesi, tarih 11 İkinci Teşrin, yani Kasım 1941...
Kendisi daha sonra Demokrat Parti'yi destekledi ve fakat bu partinin son yıllarında bu kez demokrasi şampiyonu İnönü'ye döndü.
'İsmet İnönü'nün kişiliğinde müşfik bir aile babasına kavuşan Türk milleti, onu milletin babası olarak kabul etmiştir.'
Aynı gün aynı gazete, imza Hüseyin Cahit... Yalçın yani.
'Milli Şef'in sözleri, milleti için bir ışık tesiri yapmakta ve bu nedenle onun sözleri bütün bir milletin ağzından çıkmış sözler olarak kabul edilmektedir'... Yazan Asım Us, yer Vakit Gazetesi, tarih 2 Son Teşrin, yani Kasım 1942...
(Şu ayın adına Teşrin-i Sani mi, İkinci Teşrin mi, Son Teşrin mi diyeceklerine bir türlü karar verememişler!)
Okuyalım bakalım: 'Milli Şef, kalplerin ve gönüllerin üstünde cumhuriyetin tahtını kurmuş ve bütün millet fertlerinin müşterek imanı, arzusu ve emeli olmuştur. Milli Şef İnönü, milletin göğsünde tek bir yürek halinde çarpmaktadır.'
Falih Rıfkı Atay... Ulus Gazetesi, 11 Son Teşrin 1941.
Ve de şimdi sıkı duralım:
'Milli Şef İnönü konuştuğunda sadece kuvvetli bir parti başkanı ve çelik iradeli bir devlet başkanı değil, aynı zamanda bütün bir millet konuşur. ÇÜNKÜ ŞEFİN SESİ TÜRK MİLLETİNİN SESİDİR.'
İmza Nadir Nadi... Bildiğiniz Cumhuriyet Gazetesi, 30 Mayıs 1939.
Şimdi son bir alıntı yapacağım, ağzınız açık kalacak:
'Milli Şef İnönü, sahip olduğu üstün vasıflarıyla herkesin görmediğini gören, gelecekteki hadiseler hakkında en ehliyetli bir yetkiliymişçesine isabetli karar veren bir kişidir. Fert olarak bizim her zaman berraklıkla görmediğimiz esaslara parmak basan, son derece açık ve doğru gören bir insandır. Ayrıca siyasi bir dirayet ve temkin, zapt olunmuş ve ölçüye vurulmuş büyük enerji, zengin bir görgü, şuur ve irade muhtevasını ifadelendiren üslup olgunluğu ile bütün siyasi liderlere ve parti başkanlarına örnek olacak bir devlet ve parti başkanıdır.'
İmza Peyami Safa! Savaş yılları falan da değil, 23 Mayıs 1946.
Sevgili kardeşlerim Ahmet Kekeç ve Fikri Akyüz, bu yazıda da o kitapta da size çok ekmek var...
Yazı: Engin Ardıç
Kaynak :
Bu memlekette, bilirsiniz, 'büyük Türk büyükleri' vardır... O kadar büyük olmasalar bile 'büyük Türk gazetecileri' de vardır. Efsane isimlerdir.
Bunların kimisine, Ankara yönetimi tarafından, ölü bulunan İttihat ve Terakki Fırkası'nın terkedilmiş merkez binası bağışlanmış, kimisine gazete çıkarması için fiilen nakit para verilmiştir, kimisine de hükümeti desteklemesi için ara sıra çıkma yapılmış, sakal atılmıştır.
Keneyi kapamayanın muhalefete geçiverdiğini de biliriz.
Bununla kalsa iyi, biz, yakın zamanda, sarışın ve güzel bir kadına aşık olduğu için hükümet destekleyen çeşit de gördük.
'Alman gerçeğini kabul etmek zorundayız' diye yazı yazanları da biliriz savaş yıllarında, mirasçıları da iyi bilirler onları...
Ekrem Okutan'ın 'Dalkavukluk: Tarihsel Perspektif, Siyaset ve Basın' isimli ilginç kitabını karıştırıyordum. Karşıma çok hazin örnekler çıktı.
Sonradan ne yaparsa yapsın, hiçkimse geçmişinden kurtulamıyor. Geçmiş, büyük romancı William Faulkner'ın deyimiyle 'asla ölü değildir'... Faulkner diyor ki, 'geçmiş, geçmiş bile değildir!'
Geçmişten bazı satırları birlikte okuyalım:
'Türk yurdunda bir aile samimiyeti, sevgi ve emniyet havası yaratan Milli Şef, Türk ailesinin tabii reisidir.'
Bunu yazan Ahmet Emin Yalman, yer Vatan Gazetesi, tarih 11 İkinci Teşrin, yani Kasım 1941...
Kendisi daha sonra Demokrat Parti'yi destekledi ve fakat bu partinin son yıllarında bu kez demokrasi şampiyonu İnönü'ye döndü.
'İsmet İnönü'nün kişiliğinde müşfik bir aile babasına kavuşan Türk milleti, onu milletin babası olarak kabul etmiştir.'
Aynı gün aynı gazete, imza Hüseyin Cahit... Yalçın yani.
'Milli Şef'in sözleri, milleti için bir ışık tesiri yapmakta ve bu nedenle onun sözleri bütün bir milletin ağzından çıkmış sözler olarak kabul edilmektedir'... Yazan Asım Us, yer Vakit Gazetesi, tarih 2 Son Teşrin, yani Kasım 1942...
(Şu ayın adına Teşrin-i Sani mi, İkinci Teşrin mi, Son Teşrin mi diyeceklerine bir türlü karar verememişler!)
Okuyalım bakalım: 'Milli Şef, kalplerin ve gönüllerin üstünde cumhuriyetin tahtını kurmuş ve bütün millet fertlerinin müşterek imanı, arzusu ve emeli olmuştur. Milli Şef İnönü, milletin göğsünde tek bir yürek halinde çarpmaktadır.'
Falih Rıfkı Atay... Ulus Gazetesi, 11 Son Teşrin 1941.
Ve de şimdi sıkı duralım:
'Milli Şef İnönü konuştuğunda sadece kuvvetli bir parti başkanı ve çelik iradeli bir devlet başkanı değil, aynı zamanda bütün bir millet konuşur. ÇÜNKÜ ŞEFİN SESİ TÜRK MİLLETİNİN SESİDİR.'
İmza Nadir Nadi... Bildiğiniz Cumhuriyet Gazetesi, 30 Mayıs 1939.
Şimdi son bir alıntı yapacağım, ağzınız açık kalacak:
'Milli Şef İnönü, sahip olduğu üstün vasıflarıyla herkesin görmediğini gören, gelecekteki hadiseler hakkında en ehliyetli bir yetkiliymişçesine isabetli karar veren bir kişidir. Fert olarak bizim her zaman berraklıkla görmediğimiz esaslara parmak basan, son derece açık ve doğru gören bir insandır. Ayrıca siyasi bir dirayet ve temkin, zapt olunmuş ve ölçüye vurulmuş büyük enerji, zengin bir görgü, şuur ve irade muhtevasını ifadelendiren üslup olgunluğu ile bütün siyasi liderlere ve parti başkanlarına örnek olacak bir devlet ve parti başkanıdır.'
İmza Peyami Safa! Savaş yılları falan da değil, 23 Mayıs 1946.
Sevgili kardeşlerim Ahmet Kekeç ve Fikri Akyüz, bu yazıda da o kitapta da size çok ekmek var...