Ardıç'tan Nihat Genç'e abi tavsiyesi
Abone olKısa bir süre önce Akşam Gazetesi'yle yollarını ayıran Nihat Genç'in istifasında neden olan Engin Ardıç'tan 'abi tavsiyeleri' geldi.
Akşam Gazetesi'nden istifa ettikten sonra internet sitelerinin
gündemine oturan Nihat Genç'e istifasına neden olduğu Engin
Ardıç'tan 'abi tavsiyeleri' geldi. Ardıç bugünkü
yazısında Genç'e şöyle seslendi:
Yazı: Engin Ardıç
Kaynak: www.aksam.com.tr
- Açık söyleyeyim, ne o 'donla denize girme eylemi' bu kadar
büyütülecek bir meseleydi, ne de benim o yazım bu kadar büyütülecek
bir yazı... Gerçi konu azıcık bayatlar gibi oldu, en azından kabak
tadı verdi ama son lafı edip kapatalım.
Eyleme katıla katıla üç kişi katılmış, yirmi kadar da muhabir!
Programa ilaveten meşhur komik Selahattin ve sürprizler.
Çocuklar da 'biz bunu espri olsun diye yaptık' diye açıkça
söylüyorlar, biz de alt tarafı espri olsun diye bir 'pazar yazısı'
yazdık...
Yani, Leman Dergisi'nin her hafta her sayfasında yaptığı şeyi
yaptık! (Bu sayılarında da bana küfür mü ederler, dalga mı
geçerler, bilmem artık, çıkınca göreceğiz.)
Ancak, pek de sağlıklı sayılamayacak bir takım 'gereksiz
duyarlıklar' işin tadını kaçırdı; şaka, kaka oluverdi.
Elbette buna, su bardağında fırtına koparmak için alesta bekleyen
birtakım 'medya dedikodusu siteleri' de çanak tuttular Internet'te,
mal bulmuş Mağrıbi gibi atladılar konunun üzerine... Yazılı basın
da ekmek kokusu aldı, sazan gibi daldı.
Ben bu yanlış ve çocukça eylemle azıcık dalgamı geçtim, çocukların
içine düştükleri çelişkiyi belirttim, sözkonusu alıngan arkadaşa
da, meslek deyimiyle azıcık 'kılçık' attım. O yazıda iki satırlık
bir 'yan unsurdu' bu.
Ama o, gazete yönetimine gönderdiği ve bir kopyasını faksla bana da
ilettiği istifa mektubunda, benim 'asılsız ve alçakça bir iftira
ettiğimi' ileri sürdü.
Ben 'aşağılık, şebek, kalleş, insanlık dışı' bir şey yapmışım.
Kullandığı kelimeler bunlar.
Hiçkimseyle akıl, mantık, iz'an ve insaf sınırları dışında
tartışacak değilim, okurlar ve Babıali bilsin diye
zikrediyorum.
'Kendimi savunmasız hissediyorum' demişsin, çiçek gibi köşen vardı
be kardeşim!
Ya da Türk yazarısın ama Türkçe bilmiyorsun. Belki kafan
karışık.
Yok yahu, seni mahkemeye verecek falan değilim bu çirkin
sözlerinden dolayı... Ben kendimi savunmasız hissetmiyorum!
Ben bu arkadaşa hakaret etmedim, küfür etmedim. Kötü bir söz
söylemedim.
Yalnızca 'punk ülkücü' diye bir deyim kullandım.
Bu deyimi ben yumurtlamış değilim, daha önce biryerlerde birileri
uydurmuştu kendisi hakkında, ben oradan aldım; demek onu görmemiş,
bana kızmış.
Akıllı yavrum, ülkücü olmak da ayıp değildir, punk olmak da. Biri
bir siyasi görüştür, öteki bir yaşama biçimi. Haa, ben katılırım
katılmam, beğenirim beğenmem, o ayrı. Ama 'hakaret' amacıyla
kullanmam.
Yaran mı var da gocunuyorsun? Utanılacak bir şeyse, niçin o
görüntüyü veriyorsun?
Bir kopyasını ilettiğin istifa dilekçene elyazınla cep telefonunu,
ev telefonunu eklemişsin (ya da sekretere ekletmişsin), seni arayıp
özür dilememi mi istiyorsun? Ölsem dilemem, çünkü özür dilenecek
bir şey yapmadım.
Bana kin ve nefret kusan birtakım sitecilere 'yorum' adı altında
abuk sabuk notlar gönderen birtakım dangalakların 'gazına' gelmek
sana yakışıyor mu?
Gazeteden ayrılmana gelince... Ona ben karışamam. Ben yönetici
değilim, bu gazeteye kimin nasıl gireceği, kimin nasıl çıkacağı
beni hiç mi hiç ilgilendirmez. Sana 'kal' ya da 'kalma' diyebilecek
olan 'merci' de ben değilim.
Düşüncemi, yönetime değil de sana ve kamuoyuna belirteyim: Bu
saçmalıklara hiç mi hiç gerek yoktu. Ayıp ettin ve de yazık
ettin.
Yoksa yazılarını gazete yönetimi genellikle çok uzun bulduğu ve
kısaltmanı istediği için gazeteyle sorunun vardı da, kapıyı vurup
gitmek için beni mi bahane ettin?
Bir Internet sitesinde de senin 'duygusal bir Anadolu çocuğu'
olduğun için böyle yaptığını söylüyorlar.
Bir an önce bundan kurtulup 'mantıklı bir şehir çocuğu' olmanı
samimiyetle dilerim aziz kardeşim... Ruhsal sorunların varsa da iyi
bir doktor tavsiye edebilirim.