Ardıç'ın yeminli düşmanı kim?
Abone olBir söyleşisinde kendisini 'entelektüel kabadayı' olarak tanımlayan Engin Ardıç, argoyu savundu. Ardıç yazısında 'yeminli düşmanı'nı ifşa etmekten geri durmadı
Sabah Gazetesi yazarı Emre Aköz'ün ardından bu kez de Engin
Ardıç, argo kültürü üzerinde geniş soluklu bir yazı yazdı.
Engin Ardıç, argonun küfürden ayrı tutulmasını; hatta yaşatılması
için çaba gösterilmesini savunduğu yazısında 'yeminli düşmanını'
ifşa etti.
İşte Ardıç'ın ufuk açıcı yazısı:
Argo küfür değildir
Şu yaşımda önüme havuç astım, oturdum İspanyolca öğreniyorum.
Faydalı bir iş yapalım, gün gelir işsiz ve aç kalırsak kullanırız
belki.
Şanıma yakışması için de ilk önce bana en yararlı kelimeleri
çözdüm: ‘Cabron, maricon, culo, mierda, puta, hijo de puta’...
Tercüme edemeyeceğim, kusura bakmayın.
Bunlar okulda öğretilmez, ders kitaplarında yazmaz, hocaların
ağzından çıkmaz. Filmlerden öğreniyorum, ya da Madrid sokaklarında,
‘hayat mektebinden’ kapacaksınız... Paramız olursa oraya da
gideceğiz elbet, uygulama yapmaya!
Bize de Galatasaray’da ‘merde, putain, foutre, cul, bite, con’ gibi
kelimeleri hiçkimse öğretmeyi düşünmemişti. Üsküdar Amerikan
Koleji’nden birlikte tiyatro çalıştığımız bir kıza saf saf ‘fuck ne
demek’ diye sormuştum da kızcağız kıpkırmızı kesilmişti... Robert
Kolej’de de sevgili hocam Charles Gilchrist’e asla soramadım ‘shit,
cunt, dick ne anlama gelir’ diye.
Bunlar ayıp karşılanıyor. Hayır, yalnız kullanılmaları değil,
bilinmeleri bile ayıp sayılıyor. Her toplumun böyle salak bir yanı
vardır.
Ve de, cehaletin gözü kör olsun, bizim ülkemizde küfürle argo aynı
şeydir sanılıyor.
Argo, her dilin kendi ‘alt kültür’ grupları tarafından kullanılan
özel bir şeklidir. Semantik bilimi açısından ayrı bir dil de
sayılır. Her ülkenin bir suçlu argosu, bir eşcinsel argosu vardır.
Bir öğrenci argosu, bir spor argosu vardır. Amaç, bu özel dili
başkalarının anlayamamasıdır elbette, kendini korumaktır. Kimisi
polisten korur kendini böylece, kimisi öğretmenden...
Örneğin, ‘koli kesmeye tatocuya gidelim de sana süpet yapayım şugar
laço’ cümlesini, ancak eşcinseller, ve bizim gibi eski kulağı
kesikler anlarlar! (Aslında bu dilin her yazarının bilmesi
gerekiyor, eğer adamsa...)
Fakat, ‘erkete ışmarı çaktı, aynasızlar alesta, kirişi kıralım’
cümlesi, artık iyice yayıldığı, ‘bilmemesi gerekenler tarafından da
öğrenildiği’ için, ‘slang’ yani argo olmaktan çıkmış, ‘colloquial’
düzeyine yükselmiş de sayılabilir... Eskimiştir de. Çünkü argo da,
ona analık eden asıl dil gibi canlıdır, zaman içinde değişir ve
gelişir.
Örneğin, ‘fertiği çekmek’ deyiminin, bizim bitirimler tarafından,
birinci savaş yıllarında Sirkeci Garı’nda görev yapan Alman
demiryolu görevlilerinin trenin kalkması için düdük çalmadan önce
‘fertig’ yani ‘tamam’ diye bağırmalarından kapıldığını
bileceksiniz... Günümüzde bir anlamı yok, çünkü artık çok şükür
burada Alman memur yok.
Şimdi Alaattin Çakıcı da bir adamına ‘bize kolpo yaptılar’ demiş
ya, argo meselesi gündeme geldi.
Argo konuşmak ayıp değildir. Bundan ancak muhallebi çocukları
utanırlar.
Yeminli düşmanım Sayın Erdal İnönü, televizyon yorumlarımı
anlayabilmek için Hulki Aktunç’un sözlüğünü almıştı da ‘kıl
kaptığını’ söylemişti! Kendisine birşeyler öğretebildiğime
sevinmiştim...
Küfür etmek ayıptır, onu yapmayınız. Bendeniz zaman zaman kendimi
tutamayıp ederim, beni örnek almayınız.
Ancak Türk’üm ve Türkçe konuşuyorum. Rahmetli babamın adı da İsmet
değil.
Çankaya Köşkü’nün bahçesinde değil, Beşiktaş’ta bugün ‘çarşı
çetesinin’ hüküm sürdüğü Şehit Asım Caddesi ve Balıkpazarı’nda
büyüdüm. Köyiçi’nde.
Her Türk yazarının görevi olması gereken ‘Türkçe’yi bütün
incelikleri, bütün zenginliğiyle, bütün nüanslarıyla kucaklamak ve
terennüm etmek’ tutkumuzdan dolayı da bizi suçlamayınız.
Çünkü Türkçe’yi çok ama çok severim. Vatanımı çok sevdiğim
için.
Onun için gençler Türkçe-İngilizce kırması piç bir dil kullandıkça
çileden çıkıyorum.
Devletimiz yıkılırsa yenisini kurarız, ama dilimiz elden giderse
yokoluruz. Bunu iyi biliniz. Dilimiz vatanımızdır.
Argonun yaşayan en büyük uzmanı olan Hulki Aktunç’un ‘Büyük Argo
Sözlüğü’ isimli anıt eserini başucunuzda tutunuz, Ferit
Devellioğlu, Mehmet Arslan, Emine Gürsoy, Gülden Sağol gibi diğer
uzmanları da okuyunuz, ama örneğin bir Filiz Bingölçe’nin ‘Kadın
Argosu Sözlüğü’nü sakın ha eşeklik edip de yasaklamaya
kalkmayınız!
Çünkü Filiz Hanım bu eseri yazmakla anadiline, yani vatanına hizmet
etmiş. Değerini biliniz.
Yazı fertig, biz de ufaktan cızlamı çekelim... Alarga...
Yazı: Engin Ardıç
Kaynak: Star