Ardıça neler dememişler ki?

Abone ol

İnternet çıktı mertlik bozuldu. Engin Ardıç da bu namertlikten payını aldı..

Akşam yazarı Engin Ardıç, hakkında çıkan haberlere şaşırdı kaldı. Ruh hastaları komplocular, sapıklar ve psikopatlar internette cirit atıyor..

Ardıç iftiralara ve çamur atma yarışına dikkat çekiyor ve sözleriyle durumu özetliyor. Yöneltilen ithamlar karşısında verdiği cevaplar yine kendine özgü:

"Bir zamanlar bir “sanal sapığım” vardı, John Doe adıyla yazan İsmail... Takmıştı kafayı...

Çarpık beyninin hangi karanlık kıvrımında ürettiyse, ısrarla benim Balatlı olduğumu, ağabeyimin pabuçlarını giyerek okula gittiğimi söylüyordu...

Hayatımda Balat’tan iki kereden fazla geçmiş bulunsam ve tek çocuk olmasam, hani vallahi “acaba öyle miydi, ben mi unutmuşum” diye durup düşünecektim!

Evet, bana Yahudi de dediler, Ermeni de... Zavallılar bunu bir “hakaret” olarak algılıyorlardı...

Bir başka manyak, dönüp dönüp, Boğaziçi’nde deniz manzaralı bir köşkte oturduğumu iddia ediyordu.

Güvenlik nedeniyle bu adres yanıltması işime geldiğinden, hiç sarsmadım!

Şimdi de bir başka sapık, 1986 yılında Turgut Özal’la birlikte hac zamanı Suudi Arabistan’a gittiğimi, orada sarayda ağırlandığımı, bu nedenle “o günden beri Suudi yaşam tarzına yakınlık duyduğumu” yazmış.

Böyle bir geziye katılmadım, o ülkeye hayatımda hiç ayak basmadım. Eşinin başı açık, her akşam bir şişe şarap, kesmeyince de birkaç duble viski deviren, en son 1961 yılında namaz kılmış ve oruç da tutmayan adamın o yaşam tarzına nasıl hayranlık beslediğini de anlayamadım.

Herifi yakalasam döveceğim ama, belirttiğim gibi, adı sanı belli değil!

Zaten o da buna güveniyor.

Attığın boka teşekkürler, çok çok sevgili Hıncal Bey."

Günün Önemli Haberleri