Arayık ayı biletleri satışa sunuluyor
Abone olİstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarının Aralık (2005) ayı biletleri 21 Kasım Pazartesi saat:9:00’da satışa sunuluyor. İşte Aralık ayının programı..
İ.B.B. Şehir Tiyatroları’nda Müzikal oyun biletleri 6.5 YTL
(indirimli 5.5 YTL), normal oyunlar 5.5 YTL (indirimli 4.5 YTL) ve
çocuk oyunları 2 YTL. Tüm oyun biletleri Şehir Tiyatroları
sitesinden de temin edilebilir. www.ibb.gov.tr/sehirtiyatrolari
HARBİYE MUHSİN ERTUĞRUL SAHNESİ: (212. 240 77 20) SAVAŞ VE KADIN:
Matei Visniec’in yazıp, Orhan Alkaya’nın yönettiği oyunumuz; Savaş
ve Kadın, istisnasız bütün savaşçıların saldırısına uğrayan kadın
kimliğini ve savaş alanı olarak kullanılan kadın cinselliğini
savunuyor. Kendi dışlarında oluşmuş bir şiddetle farklı dozlara
maruz kalmış iki kadın, Boşnak bir savaş mağduru ile , savaş
kışkırtıcısı zengin Kuzey'in karşı vicdanını temsil eden Amerikalı
doktor, lirizmle akıldışı şiddet arasında salınan bir uzamda
cehennemden çıkış yollarını arıyor. 30 Kasım-04 Aralık tarihleri
arasında seyirciyle buluşacak. ÇALIKUŞU: Reşat Nuri Güntekin’in
yazıp, Engin Gürmen’in yönettiği oyunumuz; küçük yaşlarda anne ve
babasını yitirdikten sonra teyzesinin yanında kalan Feride yatılı
olarak bir Fransız okuluna verilir. Gittikçe serpilip güzelleşen
Feride’ye teyzesinin oğlu Kamuran aşık olur. Teyzesinin onayını
aldıktan bir süre sonrada bu hayat dolu kızla nişanlanır. Bu
sıralarda Kamuran’ın bir ihbar sonucu Münevver adlı hasta bir kızla
ilişkisi olduğu ortaya çıkar. tüm dünyası yıkılan Feride evden
kaçar. Yaşlı süt annesinin yanına sığınan genç kız başvurusu sonucu
ögretmen olur. Aşırı ve gösterişli güzelliği başına dertler açan
Feride, sık sık tayini cıkıp yer değiştirmektedir. Son
tayinlerinden birinde, yaşlı bir bekar olan Hayrullah Bey’le
tanışır. Sevimli bir kişiliğe sahip Hayrullah bey, Feride’yi kızı
gibi sevmesine karşın, bazı söylentiler nedeniyle güç durumda
kalırlar ve çevrelerindeki dedikoduları önlemek amacıyla
evlenirler. Gerçekte ilişkileri bir baba-kız beraberliğinin ötesine
geçmez. Ancak dedikodu çıkınca, evlenmek zorunda kalırlar. Bir gün
Hayrullah Bey, Feride’nin tuttuğu günlükleri ele geçirince onun
Kamuran’ı hala sevdiğini öğrenir. 07-11 Aralık tarihleri arasında
seyirciyle buluşacak. BABA: A.Strindberg’in yazıp Deniz Hellberg’in
yönettiği oyunumuz; kendini bilime veren yüzbaşı Adolf mutsuz bir
aile hayatı sürmektedir. Artık yetişkin olan kızının şehirde
okumasını ister. Ama karısı Laura buna karşı çıkar. Çocuk üzerinde
kimin ne derece hakkı vardır? Münakaşa başlar: Kadın-erkek ve
ana-baba-çocuk ilişkileri hakkında farklı görüşleri vardır. Laura
kocasını saf dışı bırakmaya karar verir. Bunun için adamın aklî
dengesi ile oynamayı bile meşru bir taktik sayar. Ve onu en hassas
yerinden vurur: “Acaba kızımın babası sen misin?” İsveç’in dünyaya
armağan ettiği büyük yazar Strindberg’in bir klasiği. 14-18 Aralık
tarihleri arasında seyirciyle buluşacak. KANTOCU (M.O): Haldun
Dormen’in yazıp yönettiği oyunumuz , 1923 yılında saltanatın son
günlerinde geçer. Verjin Bursa’da bir çadır tiyatrosunda çalışan ve
büyük beğeni toplayan bir kantocudur. Günlerden birgün İstanbul’da
tiyatrosu olan ünlü komik-i şehir Kenan Efendi’den İstanbul’a gelip
tiyatrosuna katılması için bir öneri alır.... İstanbul’a gitmekten
korkmasına rağmen öneriyi kabul eder Orada kendini Ankara’lı bir
zahireci olarak tanıtan Cemil’le tanışır. İki genç arasında bir
ilişki başlar. İkinci perde Cumhuriyet’in ilanından birkaç ay sonra
başlar. Verjin, bir çete savaşında ölen Cemil’in yasını
tutmaktadır. Bir gün Kenan Efendi onu ziyarete gelir yeni
operetinde bir rol teklif eder. Verjin bu öneriyi kabul eder ve
Direklerarasının renkli dünyasına yeniden katılır. Gelişen olaylar
renkli bir gösteriyle sonuçlanır.... 21-25 Aralık tarihleri
arasında seyirciyle buluşacak. BAĞDAT HATUN: Güngör Dilmen’in
yazıp, Burçin Oraloğlu’nun yönettiği oyun ; İlhanlı ecesi Bağdat
Hatun’un iktidar tutkusu uğruna en yakınlarını bile yok etmeyi göze
aldığı öyküsünde yasaları kendi çıkarları doğrultusunda uygulayan
kendilerine sınırsız özgürlük tanırken halkı olabildiğince ezen
egemen sınıfın, içyüzü anlatılır. 28-31 Aralık tarihleri arasında
seyirciyle buluşacak. ÇEVRECİ PRENS(Ç.O): Fikret Yayan’ın yazıp,
Can Doğan’ın yönettiği oyunumuz; Metal Ülkesinin Prensi bencil,
kaba ve çevreye zarar veren bir gençtir. Kral , kraliçe ve
öğretmenleri bu durum karşısında çaresizdir. Bir gün Yaprak
Ülkesinin kralı, kraliçesi ve prensesi metal ülkesine ziyarete
gelirler.Bu ziyaret prensin durumunu iyice ortaya çıkarır.
Prensesin önerisiyle prense bir oyun oynamaya karar verirler...
Aralık ayı içerinde her Cumartesi-Pazar saat:11:00’de seyirciyle
buluşacak. FATİH REŞAT NURİ SAHNESİ: (212. 526 53 80) KANLI
NİGAR(M.O): Sadık Şendil’in yazıp, Engin Gürmen’in yönettiği
oyunumuz; erkeklerden çok çekmiş olan Nigar intikam almaya karar
verir:Karşısına çıkan adamlara çeşitli tuzaklar kurar. Onları zor
durumlara sokarak eğlenir. İki kızıyla konağa taşınır. Konak sahibi
ve mahalleliyle komik olaylara tanık oluruz. Nigar “ Kadının fendi
erkeği yendi!” sözünü haklı çıkarır. Bir Karagöz oyunu olan Kanlı
Nigar’ın modern sahne uyarlaması. 30 Kasım-04 Aralık ve 28-31
Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak BEN ANADOLU: Güngör
Dilmen’in yazdığı Engin Alkan’ın yönettiği oyunumuz, Anadolu’nun
kadın yüzünü sahneye taşırken, geçmişten bugüne ismi anılan bütün
“ana”ların hikayesini anlatıyor. 07-11 Aralık tarihleri arasında
seyirciyle buluşacak FERHAD İLE ŞİRİN: Nazım Hikmet’in yazıp, Ragıp
Yavuz’un yönettiği oyunumuz ;Şirin’e duyduğu aşkla Demirdağ’ı
delmeyi göze alan Ferhad’ın öyküsü çerçevesinde , topluma duyulan
sevgi ve hizmetin mutluluğu uğruna kişisel mutluluğun feda
edileceğini anlatan, doğu’nun bakir dipsizliğinden süzlüp gelen bir
aşk masalı 14-18 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak KİM
KİMİ KİMLE: Alan Aycbourn ‘ın yazıp, Nedret Denizhan’ın yönettiği
oyunumuz ; Aynı iş yerinde çalışan farklı hayat görüşüne sahip,
aile içi ilişkileri ve ekonomik durumları birbirinden ayrı üç
çiftin iki perdelik yanlış anlamalar üzerine kurulu bir durum
komedisidir. Alan AYCKBOURN’ün iki ayrı zamanı ve mekanı bir arada
gösteren keskin zekanın bir ürünü olan bu oyun, teknik anlamda da
bir şovu oluşturmaktadır. 21-25 Aralık tarihleri arasında
seyirciyle buluşacak. BREMEN MIZIKACILARI(Ç.O): Grimm Kardeşlerin
yazıp, Burteçin Zoga’nın yönettiği oyunumuz; Günün birinde eşeğin
biri sahibinin ona yaptığı kötülüklerden sonra, artık bu eziyete
katlanamayacağını anlar ve özgür olmaya karar verir. Eşek olmasına
eşektir, ama onun da hakları vardır. Sahibi Küpkulak da doğrusu hiç
bilmemiştir kıymetini. Çektirmiştir eşeğe her türlü eziyeti,
zahmeti. Bir gün sahibinden kurtulmak için düşer yollara… Eşeğimiz
“Çatalses” Bremen şehrine gidip şarkı söyleyip hayatını özgürce
geçirmeye karar verir. Tam Bremen’e doğru yola çıkacaktır ki bir de
ne görsün… Komşu çiftliklerden Köpek, Kedi ve Horoz da artık
sahiplerinin eziyetlerinden bıkmış, sıcacık evlerini bırakıp
yollara düşmüşlerdir. Dört kafadar artık yaşlanmış ve
yorulmuşlardır. Eskisi gibi güçlü değillerdir. Ama acımasız
sahipleri hem aç bırakmış hem de sokağa atmışlardır. Sonunda
hiçbiri bu işkenceye dayanamamış, hepsi bir olup Bremen’de şarkı
söyleyerek özgürlük haklarını, emeklilik haklarını arayacaklardır.
Aralık ayı içerinde her Cumartesi-Pazar saat:11:00’de seyirciyle
buluşacak. ÜSKÜDAR MUSAHİPZADE CELAL SAHNESİ: (216.553 03 97)
İHTİRAS TRAMVAYI: Tennessee WILLIAMS yazıp, Engin Uludağ’ın
yönettiği oyun; kadın-erkek ilişkilerindeki çarpıklıkları etik
anlayışına ters düşen bir yaşam felsefesini sorgulamaktadır. Ünlü
yazar Tenesse Williams’ın İhtiras Tramvayı adlı oyunun kahramanı
Blanche DuBois Güneyde oldukça itibarlı bir aileye mensup genç bir
kadındı. Geçmişle bağlarını koparamayan bu yüzden de gerçekle düş
dünyası arasında yaşayan Blanche New Orleans’ta yaşayan kız kardeşi
Stella’nın yanına bir sığınak bulma umuduyla gider. Tek arzusu her
şeyi geride bırakıp kendine yeni bir yaşam kurmaktır. Ancak kız
kardeşinin ve kocası Stanley’in yaşam biçimlerini aşağılayan
tavırları ilkel ve düşüncesiz bir adam olan Stanley’in tüm öfkesini
üzerine çekmesine neden olur. Yaşam arzuları ve yaşam gerçeği
birbirine karışan Blanche’ın kişiliği dağılır ve karanlık bir sona
doğru gider. 30 Kasım-04 Aralık ve 28-31 Aralık tarihleri arasında
seyirciyle buluşacak SAVAŞ VE KADIN: Matei Visniec’in yazıp, Orhan
Alkaya’nın yönettiği oyunumuz; Savaş ve Kadın, istisnasız bütün
savaşçıların saldırısına uğrayan kadın kimliğini ve savaş alanı
olarak kullanılan kadın cinselliğini savunuyor. Kendi dışlarında
oluşmuş bir şiddetle farklı dozlara maruz kalmış iki kadın, Boşnak
bir savaş mağduru ile , savaş kışkırtıcısı zengin Kuzey'in karşı
vicdanını temsil eden Amerikalı doktor, lirizmle akıldışı şiddet
arasında salınan bir uzamda cehennemden çıkış yollarını arıyor.
07-11 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak GAYRİ RESMİ
HURREM: Özen Yula’nın yazdığı ve Ayşenil Şamlıoğlu’nun yönettiği
oyunumuz, çevirdiği entrikalar ve hırsıyla Osmanlı siyasetinde
etkili olan “ Hürrem Sultan”ı, tarihsel doğruluğun ötesinde hayal
gücü ve farklı bir bakış açısıyla sahneye taşıyor. 14-18 Aralık
tarihleri arasında seyirciyle buluşacak FERHAD İLE ŞİRİN: Nazım
Hikmet’in yazıp, Ragıp Yavuz’un yönettiği oyunumuz ;Şirin’e duyduğu
aşkla Demirdağ’ı delmeyi göze alan Ferhad’ın öyküsü çerçevesinde ,
topluma duyulan sevgi ve hizmetin mutluluğu uğruna kişisel
mutluluğun feda edileceğini anlatan, doğu’nun bakir dipsizliğinden
süzlüp gelen bir aşk masalı 21-25 Aralık tarihleri arasında
seyirciyle buluşacak. HADİ ÖLDÜRSENE CANİKOM: Aziz Nesin’in yazdığı
Orhan Alkaya’nın sahneye taşıdığı oyunumuz, kendi yalnızlıklarını
yaşayan iki yaşlı kadının, bir havagazı memurunu bekleyişlerinin
komik öyküsünü sahneye taşıyor. 28-31 Aralık tarihleri arasında
seyirciyle buluşacak. KEDİ İLE PALYAÇO(Ç.O): Erhan Özçelik yazıp,
Hikmet Körmükçü’nün yönettiği oyunumuz;Her canlının kendine özgü
bir dili vardır. Havlıyarak,mırıldayarak, kişneyerek, meliyerek ...
Mutlaka ama mutlaka bişeyler söyler kendi dilinde....! İnsan gibi
sözlerle ifade edebilselerdi kimbilir neler söylerlerdi. Hikayemiz
terk edilmiş bir kedi ile palyaçonun birbirlerini ararken
başlarından geçen olayları anlatıyor.... Aralık ayı içerinde her
Cumartesi-Pazar saat:11:00’de seyirciyle buluşacak KADIKÖY HALDUN
TANER SAHNESİ: (216.349 04 63) FERHAD İLE ŞİRİN: Nazım Hikmet’in
yazıp, Ragıp Yavuz’un yönettiği oyunumuz ;Şirin’e duyduğu aşkla
Demirdağ’ı delmeyi göze alan Ferhad’ın öyküsü çerçevesinde ,
topluma duyulan sevgi ve hizmetin mutluluğu uğruna kişisel
mutluluğun feda edileceğini anlatan, doğu’nun bakir dipsizliğinden
süzlüp gelen bir aşk masalı 01-04 Aralık tarihleri arasında
seyirciyle buluşacak HADİ ÖLDÜRSENE CANİKOM: Reşat Nuri Güntekin’in
sosyal ve toplumsal gelişime ayak uyduramayan orta sınıf memur
ailesinin dramını anlattığı Yaprak Dökümü Nedret Denizhan yönetti.
Oyunumuz, namusunu kaybetmemek uğruna çocuklarını kaybeten Ali Rıza
Bey’in öyküsünü sahneye taşıyor. 05-07 Aralık tarihleri arasında
seyirciyle buluşacak. DANTON’UN ÖLÜMÜ: George Büchner’in yazdığı
yazdığı Roberto Ciulli’nin yönettiği oyunumuz, 1789 Fransız
Devrimi; “Özgürlük, kardeşlik , eşitlik “ belgisini konu alıyor.
08-11 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak. DOSYA: Tuncer
Cücenoğlu’nun yazıp, Erhan Yazıcıoğlu’nun yönettiği oyunumuz ; Bir
devlet memuru hazırladığı dosya ile büyük bir yolsuzluğu ortaya
çıkartmış olmanın mutluluğu içindedir. 22 yıllık memuriyetinin
mutlu aile yaşantısının dostluklarının nasıl bir tehditle karşı
karşıya olduğunun farkında değildir. 80 yıllardaki yolsuzluk
olaylarının ele alındığı bugün ile çok örtüşen ve bir ailenin
çöküşünü anlatan trajik bir oyun 12-14 Aralık tarihleri arasında
seyirciyle buluşacak KANLI NİGAR(M.O): Sadık Şendil’in yazıp, Engin
Gürmen’in yönettiği oyunumuz; erkeklerden çok çekmiş olan Nigar
intikam almaya karar verir:Karşısına çıkan adamlara çeşitli
tuzaklar kurar. Onları zor durumlara sokarak eğlenir. İki kızıyla
konağa taşınır. Konak sahibi ve mahalleliyle komik olaylara tanık
oluruz. Nigar “ Kadının fendi erkeği yendi!” sözünü haklı çıkarır.
Bir Karagöz oyunu olan Kanlı Nigar’ın modern sahne uyarlaması.
15-18 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak AY! UYUYOR
MUYDUN AFEDERSİN?: Jane Birkin’in yazıp, Serap Babür’ğn dilimize
çevirdiği, Zuhal Ergen’in yönettiği Ay! Uyuyor muydun Afedersin
sorusuyla başlayıp bütün gece devam eden ve bir birlikteliğin
sorgulaması olan oyunun iki kahramanı var Kadın ve Erkek... Bir
birliktelik, bu birliktelikte yaşanan uzun süreç, onun
hesaplaşması, tükenmişlik, zaman aşımı, ilgi istemede ısrarcı olma,
ama gereken ilgiyi göstermeme, bencilce hep isteme... hep isteme...
hep isteme ve “ Sevişmek ile Ölmek” arasında gidip gelme... 19-21
Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak İHTİRAS TRAMVAYI:
Tennessee WILLIAMS yazıp, Engin Uludağ’ın yönettiği oyun;
kadın-erkek ilişkilerindeki çarpıklıkları etik anlayışına ters
düşen bir yaşam felsefesini sorgulamaktadır. Ünlü yazar Tenesse
Williams’ın İhtiras Tramvayı adlı oyunun kahramanı Blanche DuBois
Güneyde oldukça itibarlı bir aileye mensup genç bir kadındı.
Geçmişle bağlarını koparamayan bu yüzden de gerçekle düş dünyası
arasında yaşayan Blanche New Orleans’ta yaşayan kız kardeşi
Stella’nın yanına bir sığınak bulma umuduyla gider. Tek arzusu her
şeyi geride bırakıp kendine yeni bir yaşam kurmaktır. Ancak kız
kardeşinin ve kocası Stanley’in yaşam biçimlerini aşağılayan
tavırları ilkel ve düşüncesiz bir adam olan Stanley’in tüm öfkesini
üzerine çekmesine neden olur. Yaşam arzuları ve yaşam gerçeği
birbirine karışan Blanche’ın kişiliği dağılır ve karanlık bir sona
doğru gider. 22-25 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak
SAVAŞ VE KADIN: Matei Visniec’in yazıp, Orhan Alkaya’nın yönettiği
oyunumuz; Savaş ve Kadın, istisnasız bütün savaşçıların saldırısına
uğrayan kadın kimliğini ve savaş alanı olarak kullanılan kadın
cinselliğini savunuyor. Kendi dışlarında oluşmuş bir şiddetle
farklı dozlara maruz kalmış iki kadın, Boşnak bir savaş mağduru ile
, savaş kışkırtıcısı zengin Kuzey'in karşı vicdanını temsil eden
Amerikalı doktor, lirizmle akıldışı şiddet arasında salınan bir
uzamda cehennemden çıkış yollarını arıyor. 26-28 Aralık tarihleri
arasında seyirciyle buluşacak BABA: A.Strindberg’in yazıp Deniz
Hellberg’in yönettiği oyunumuz; kendini bilime veren yüzbaşı Adolf
mutsuz bir aile hayatı sürmektedir. Artık yetişkin olan kızının
şehirde okumasını ister. Ama karısı Laura buna karşı çıkar. Çocuk
üzerinde kimin ne derece hakkı vardır? Münakaşa başlar: Kadın-erkek
ve ana-baba-çocuk ilişkileri hakkında farklı görüşleri vardır.
Laura kocasını saf dışı bırakmaya karar verir. Bunun için adamın
aklî dengesi ile oynamayı bile meşru bir taktik sayar. Ve onu en
hassas yerinden vurur: “Acaba kızımın babası sen misin?” İsveç’in
dünyaya armağan ettiği büyük yazar Strindberg’in bir klasiği 28-31
Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak KÜÇÜK
NASREDDİN(Ç.O): Serpil Akıllıoğlu’nun yazıp, Mustafa Arslan’ın
yönettiği “Nasreddin Hoca çocukken nasıldı acaba? Ortaoyunu
kahramanları Kavuklu ve Pişekar ile başlayan oyun Küçük
Nasreddin’in maceraları ile gelişiyor: Sıpanın satılmasına engel
olma çabası, gölü yoğurda çevirip satma arzusu, İmparator Timur ile
renkli görüşmesi ve Altın Top için yarışmaya katılması bu maceralar
arasında.” Aralık ayı içerinde her Cumartesi-Pazar saat:11:00’de
seyirciyle buluşacak GAZİOSMANPAŞA SAHNESİ: (212.578 60 67) KİM
KİMİ KİMLE: Alan Aycbourn ‘ın yazıp, Nedret Denizhan’ın yönettiği
oyunumuz ; Aynı iş yerinde çalışan farklı hayat görüşüne sahip,
aile içi ilişkileri ve ekonomik durumları birbirinden ayrı üç
çiftin iki perdelik yanlış anlamalar üzerine kurulu bir durum
komedisidir. Alan AYCKBOURN’ün iki ayrı zamanı ve mekanı bir arada
gösteren keskin zekanın bir ürünü olan bu oyun, teknik anlamda da
bir şovu oluşturmaktadır. 30 Kasım-04 Aralık ve 07-11 Aralık
tarihleri arasında seyirciyle buluşacak CAN ATEŞİNDE KANATLAR:
Turgay Nar’ın yazdığı S. Bora Seçkin’in yönettiği oyunumuz,
Mevlana’nın Şems-i Tebrizi’yi arama serüvenini sahneye taşıyor
14-18 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak SAVAŞ VE
KADIN:Matei Visniec’in yazıp, Orhan Alkaya’nın yönettiği oyunumuz;
Savaş ve Kadın, istisnasız bütün savaşçıların saldırısına uğrayan
kadın kimliğini ve savaş alanı olarak kullanılan kadın cinselliğini
savunuyor. Kendi dışlarında oluşmuş bir şiddetle farklı dozlara
maruz kalmış iki kadın, Boşnak bir savaş mağduru ile , savaş
kışkırtıcısı zengin Kuzey'in karşı vicdanını temsil eden Amerikalı
doktor, lirizmle akıldışı şiddet arasında salınan bir uzamda
cehennemden çıkış yollarını arıyor. 21-25 Aralık tarihleri arasında
seyirciyle buluşacak FERHAD İLE ŞİRİN: Nazım Hikmet’in yazıp, Ragıp
Yavuz’un yönettiği oyunumuz ;Şirin’e duyduğu aşkla Demirdağ’ı
delmeyi göze alan Ferhad’ın öyküsü çerçevesinde , topluma duyulan
sevgi ve hizmetin mutluluğu uğruna kişisel mutluluğun feda
edileceğini anlatan, doğu’nun bakir dipsizliğinden süzlüp gelen bir
aşk masalı 28 Aralıkta seyirciyle buluşacak LAY LAY LOM(Ç.O): Sevgi
Sakarya Cengiz’in yazıp, Eftal Gülbudak’ın yönettiği oyunumuz,
notaların portedeki kavgası maestro’nun bestesine yansır ve maestro
bestesini bir türlü yapamaz. Anlaşmazlıklar sona erip notalar
sevginin gücüyle bir araya geldiklerinde beste de ortaya çıkar. Ama
hırsızlar da türlü oyunlarla kapıda beklemektedir. Aralık ayı
içerinde her Cumartesi-Pazar saat:11:00’de seyirciyle buluşacak
ÜMRANİYE SAHNESİ: (216. 634 26 70) KANTOCU(M.O): Haldun Dormen’in
yazıp yönettiği oyunumuz , 1923 yılında saltanatın son günlerinde
geçer. Verjin Bursa’da bir çadır tiyatrosunda çalışan ve büyük
beğeni toplayan bir kantocudur. Günlerden birgün İstanbul’da
tiyatrosu olan ünlü komik-i şehir Kenan Efendi’den İstanbul’a gelip
tiyatrosuna katılması için bir öneri alır.... İstanbul’a gitmekten
korkmasına rağmen öneriyi kabul eder Orada kendini Ankara’lı bir
zahireci olarak tanıtan Cemil’le tanışır. İki genç arasında bir
ilişki başlar. İkinci perde Cumhuriyet’in ilanından birkaç ay sonra
başlar. Verjin, bir çete savaşında ölen Cemil’in yasını
tutmaktadır. Bir gün Kenan Efendi onu ziyarete gelir yeni
operetinde bir rol teklif eder. Verjin bu öneriyi kabul eder ve
Direklerarasının renkli dünyasına yeniden katılır. Gelişen olaylar
renkli bir gösteriyle sonuçlanır.... 30 Kasım-04 Aralık ve 28-31
Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak BABA:
A.Strindberg’in yazıp Deniz Hellberg’in yönettiği oyunumuz; kendini
bilime veren yüzbaşı Adolf mutsuz bir aile hayatı sürmektedir.
Artık yetişkin olan kızının şehirde okumasını ister. Ama karısı
Laura buna karşı çıkar. Çocuk üzerinde kimin ne derece hakkı
vardır? Münakaşa başlar: Kadın-erkek ve ana-baba-çocuk ilişkileri
hakkında farklı görüşleri vardır. Laura kocasını saf dışı bırakmaya
karar verir. Bunun için adamın aklî dengesi ile oynamayı bile meşru
bir taktik sayar. Ve onu en hassas yerinden vurur: “Acaba kızımın
babası sen misin?” İsveç’in dünyaya armağan ettiği büyük yazar
Strindberg’in bir klasiği 07-11 Aralık tarihleri arasında
seyirciyle buluşacak YAPRAK DÖKÜMÜ: Reşat Nuri Güntekin’in yazdığı,
Nedret Denizhan’ın yönettiği oyunumuz ;Orta sınıf bir memur
ailesinin, değişen ekonomik ve toplumsal koşullar karşısında
dağılıp, parçalanmasını anlatan oyun, paranın insani ve ahlaki
değerlerde yarattığı düşkünlüğü dile getiriyor.Yeni yaşam
koşullarına ayak uyduramayan ve olan- biteni yadırgayan
ebeveyinlerin, önemsedikleri “ aile kurumu” nun yeni yaşam
koşullarına geçişte bozulması karşısında aciz kalışlarını ele
alıyor. 14-18 Aralık tarihleri arasında seyirciyle buluşacak DOSYA:
Tuncer Cücenoğlu’nun yazıp, Erhan Yazıcıoğlu’nun yönettiği oyunumuz
; Bir devlet memuru hazırladığı dosya ile büyük bir yolsuzluğu
ortaya çıkartmış olmanın mutluluğu içindedir. 22 yıllık
memuriyetinin mutlu aile yaşantısının dostluklarının nasıl bir
tehditle karşı karşıya olduğunun farkında değildir. 80 yıllardaki
yolsuzluk olaylarının ele alındığı bugün ile çok örtüşen ve bir
ailenin çöküşünü anlatan trajik bir oyun 21-25 Aralık tarihleri
arasında seyirciyle buluşacak KELOĞLAN(Ç.O): Işıl Özgentürk’ün
yazıp, Şevket Avşar’ın yönettiği oyun; yüzyıllardır anlatılan,
nesillerden nesillere aktarılarak günümüze kadar gelen bir masal
kahramanımız. Tembelliği her seferinde başına iş açsa da o, çocuksu
saflığı, pratik zekası, yapıcı karakteriyle sonunda mutlaka doğruya
ulaşır. Küçük seyirciler oyunda bir yandan bu sevimli masal
kahramanını maceralarını izlerken diğer yandan artık unutulmaya yüz
tutmuş Karagöz, Ortaoyunu gibi geleneksel tiyatromuzun türleri
arasında keyifli bir yolculuğa çıkarılıyor.”