Araplara satılan Kıbrıslı Türk kızları
Galerinin tamamı için tıklayınızBitirim, gördüklerine duyduklarına inanamaz. Kıbrıs’a döndüğünde de 1943 yılında 16 sayfalık bir broşür yayınlar; “Biz, Kızlarımız ve Araplar… Aman Ne Oluyoruz” adlı broşür olayı tüm açıklığı ile ortaya serer. Bitirim kendisine durumu anlatan asker mektuplarını da yayınlar. Bu askerlerin arasında Kıbrıs Rum’u olan askerler de vardır. Hepsi Türk toplumunu uyanmaya çağırır. O dönem gazetelerde bazı haberler çıkar. Ama bu olanlar İsraillilerin Filistin’i işgal ettiği 1948’e kadar hız kesmeden sürer. O yıllarda İsraillilerin saldırılarından kaçan Filistinlilerin çoğu Ürdün’e ve civar ülkelere sığınır. Kıbrıslı kızlar da kocalarıyla beraber sürgün hayatına başlarlar. Çoğunun hayatı kamplarda geçer. Bazıları zaman zaman Kıbrıs’a gelmeyi aileleriyle bağlantı kurmayı başarsa da zamanla tüm ilişkiler kopar. Kıbrıs onları unutur! Ama Neriman Hanım unutmaz. Ve sürekli araştırmaya daha doğrusu sormaya devam eder. Günün birinde talih yüzüne güler. Ürdün’de evlenip orada yaşayan Kıbrıslı Emel Muhareb’le tanışır. Ve hemen o hafta Emel Hanım’ın davetiyle Ürdün’e artık neredeyse 90’lı yaşlarının sonlarına gelen Kıbrıslı kızlarla buluşmaya gider. Ürdün ziyareti çok zor ama çok da verimli geçer Neriman Hanım için: “İsrail zulmünden kaçıp Ürdün’e sığınan aileleri bulduk. Kıbrıslı kızlara, çocuklarına, torunlarına ulaştık. Gördüklerime, duyduklarıma inanamadım! Her şey çok acıydı… Filistinliler kamplarda, inanılmaz bir yoksulluk var. Ben o kadınların yüzlerindeki derin ifadeyi, her hallerine sinmiş hüznü, küskünlüğü gözlerimle gördüm. İçimde hissettim. Benim onları, o acıyı unutmam mümkün değil. Ben gittim, gördüm ve öldüm…”