Arap Baharı'nda hip hop'un rolü
Abone olCordelia Hebblethwaite, Arap Baharı'nın itici güçleri arasında hip hop'un da olabileceğini anlatıyor.
Müzik ve devrimlerin uzun bir tarihi var. Ancak Arap dünyasında hip hop'un geçmişi oldukça kısa. Fakat Arap Baharı yaza geçerken, hip hop devrimin itici güçlerinden biri haline geliyor olabilir.
"Sayın Cumhurbaşkanı....insanlar hayvana dönüştü... Köpek gibi yaşıyoruz."
Asıl adı Hamada Ben Amor olan Tunuslu genç rapçi El General
böyle diyor bir şarkısında.
2010'un son aylarında, henüz üne kavuşmamışken, şarkıyı basit bir video ile birlikte Facebook sayfasına koymuş.
Çiğ ve kızgın, yolsuzluk, işsizlik ve yoksulluktan bahseden şarkının hedefindeki isim ise dönemin cumhurbaşkanı Zeynel Abidin bin Ali.
Birkaç gün içerisinde şarkı meşhur oldu ve Tunus'taki göstericilerin dilindeydi.
Önemli faktörler
Müzik muhabiri Andy Morgan, "Tunus devrimini başlatan kuşkusuz El General değildi ancak El General ve Rais le Bled gibi müzisyenler önemli faktörlerdi" diyor.
Morgan, "Raid le Bled bu müzik türünün mücevher ve parıltılarını bir kenara bırakıp temellerine geri döndürüyor - sadece mikrofonda doğruları söyleyen bir adam" diye de ekliyor.
El General'in cesur hareketi ise Ocak ayında Tunuslu yetkililer tarafından üç gün boyunca alıkonmasına ve sorgulanmasına yol açmış.
Müzisyenlerin haklarını korumak için çalışan Freemuse isimli grubun üyesi Martin Buch Larsen, "Sanatı ve müziği bu devrim hareketinin güçlü bir sembolü haline geldi, dolayısıyla da hedef oldu" diyor.
Andy Morgan, "Açık ve dürüstçe konuşmak başından beri hip hop'un bir parçası" diyor.
Ancak hayatının çoğu alanının sıkı bir biçimde kontrol edildiği Arap ülkelerinde sanatçıların kendilerini ifade etmeleri zor.
Şimdiye kadar hip hop ve rap, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da sınırlı gruplara ulaşmış.
Ancak son aylarda, aralarında Mısır, Libya ve Suriye'nin de olduğı Arap ülkelerinde bu müzik türü yaygınlaşıyor.
'Mücadelenin müziği'
Kahire'de yaşayan Mısırlı 27 yaşındaki hip hop yıldızı olan Muhammed el Deeb, "Arapça hip hop henüz çok genç. Mücadelenin müziği o." diyor.
Devrimden önce, radyolarda sürekli çalınan aşk şarkıları arasında kendine yer bulmakta zorlandığını söylüyor.
Müziğinin siyasi bir mesajı olmasına rağmen, kelimelerini dikkatli seçmesi gerekiyormuş.
"Başka isimler kullanmam gerekiyordu. 'Onlar' ya da 'büyük ağabeyler' diyebiliyordum, asla 'hükümet' ya da 'Mübarek' diyemezdim" diye anlatıyor yaşadıklarını.
Tahrir Meydanı'ndaki gösterilerde, sahneye ilk çıkan Deeb gibi sanatçılar olunca bu durum da değişmiş.
Hip hop'un hızla yaygın hale geldiği bir diğer ülke ise Libya.
Martin Buch Larsen, "Libya'da bir anda ortaya çıkan onlarca müzisyen var" diyor.
Hip hop Amerikalı değil
Menajerler, müzik şirketleri, telif hakkı yok.
Müziğin çoğu internet üzerinden, YouTube, Facebook ve Twitter gibi ağlar aracılığıyla dağıtılıyor.
Ancak bölgedeki çoğu sanatçı için durum kolay değil.
"Suriye'deki durum her gün kötüleşiyor, kimse insan hakları eylemciler, sanatçılar ve müzisyenlere karşı gerçekleştirilen saldırıların sayısını bilmiyor" diyor Martin Buch Larsen.
Peki hip hop'un Orta Doğu'da bu kadar etkili olması şaşırtıcı mı?
Çoğunlukla Arapça müzik yapan Deeb için değil: "Bence hip hop Amerikalı savı artık geçerliliğini yitirdi."
Deeb, "Bir yönüyle aslında hip hop Arap kültürüne yakın çünkü şiire dayalı ve Araplar da şiiri çok sever" diye de ekliyor.