Arakan'da öyle bir vahşet gördüler ki...
Abone olKatliamın merkezine giden gazeteci, "haberi yazarken ağladım" derken bir diğeri "bir şehri dolduracak kadar ceset gördüm" diyor.
Müslümanların öldürüldüğü ve göçe zorlandığı Arakan’a
girmeyi başaran İHH ekibi ve gazeteciler, yaşadıklarını anlattı.
İHH gönüllüsü Sait Demir, “Arakan’daki durumun vahametini
kucağınızda küçük bir çocuk öldüğünde çok iyi anlıyorsunuz”
dedi.
Türkiye Gazetesi muhabiri Osman Sağırlı ise, "Dünyadaki bütün
mülteci kamplarını dolaştım ancak böyle bir zulüm görmedim"
ifadelerini kullandı.
Yüzbinlerce müslümanın göçe zorlandığı ve katledildiği Myanmar’ın Arakan bölgesine yardım götüren aralarında gazetecilerin de bulunduğu İHH İnsani Yardım Vakfı ekibi Türkiye’ye döndü. İHH Merkezi’nde basın toplantısı düzenleyen gönüllüler ve gazeteciler, Myanmar izlenimlerini anlattı.
Basın toplantısında konuşan İHH Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin
Oruç, Arakan’da Müslümanlara yönelik katliamın devam ettiğine
dikkat çekerek, “1982 yılından itibaren vatandaşlıkları iptal
edilen Arakanlı Müslümanların yaşadığı coğrafyada yüzbinin üzerinde
insan evinden uzaklaştırıldı" dedi.
ÖLÜMDEN KAÇIŞ
Bölgeye giden ekipte bulunan İHH gönüllüsü Sait Demir ise,
yaşadıklarını basın mensuplarıyla paylaştı. Arakan bölgesinde
yaşanan şiddet olayları sonrası binlerce Müslümanın Bangladeş’e göç
ettiğini hatırlatan Demir, şöyle konuştu: “Bangladeş Müslümanları
kabul etmek istemedi çünkü zaten ülkelerinde yüzbinlerce mülteci
açlık sınırında yaşıyor. Ülke açlıkla boğuşuyor. Bölgeye gitmeye
çalışan mültecilerden bazılarını gazeteci arkadaşlar gördü. 5 gün
boyunca yürümüşler nehir yolculuğu yapmışlar ve Bangladeş’e girmeye
çalışıyorlar”
KUCAĞINIZDA BİR ÇOCUK ÖLÜNCE...
Arakan bölgesindeki durumun içler acısı olduğunu ifade eden
Demir, şunları söyledi: “Arakan’daki durumun vahametini kucağınızda
küçük bir çocuk öldüğünde çok iyi anlıyorsunuz. Katliam uzun
yılardır devam ediyor. Mülteci kamplarında insanlar açlıktan
öluyorlar ama dünya hâla sessiz.”
HABERİ YAPARKEN AĞLADIM
Bölgeye giden gazetecilerden Fatih Er ise yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Biz sadece buz dağının görünen kısmını duyurduk. Öldürülen
insanları değil ölümden kaçan insanları haberleştirdik.
Duygusal birisi değilim ama o mültecilerle çekim yaparken
de haberi yaparken de ağladım. İnanılır gibi değil. Bir
çok sorunlu bölgede çalıştım mülteci ne demek iyi bilirim ama bu
insanlar bizim bildiğimiz umuda kaçan mülteciler değil ölümden
kaçan mülteciler.”
BİR ŞEHİRİ DOLDURACAK KADAR CESET
Arakan’da bulunan gazetecilerden Türkiye gazetesi muhabiri Osman
Sağırlı da, işi gereği 110 ülke dolaştığını ve dünyada görmediği
mülteci kampının kalmadığını anlatarak şöyle konuştu:
“Gördüğüm ölülerin sayısını toplasanız bir şehir
mezarlığı dolar ama böyle zulüm görmedim.
HERŞEY BİR YALAN HABERLE BAŞLADI
Arakan'da şu ana kadar 4 bin Müslüman yakılarak ya da vurularak
öldürüldü. 8 bin Müslüman'dan ise haber alınamıyor.
Kalaban Press Network’ün Genel Yayın Yönetmeni Tin Soe, katliamın
bir yalan haberle başladığını anlattı. İddiaya göre 29 Mayıs'ta 3
Müslüman genç bir Budist kadına tecavüz edip öldürdü. Bu yalan
haber medya kanalıyla da yayındı ve katliam başladı.
Myanmar'da 1.5 milyon Müslüman yaşıyor.