Arafatta nefisle hesaplaşma vakti
Abone olHacı adaylara vakfe için Arafat'a toplandı.. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, adaylara seslendi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, vakfe için Arafat'ta
toplanan Türk hacı adaylarına yaptığı konuşmada, ''Arafat'ta
Rabbimizle baş başayız, artık dünyevi kaygılarımız geride kaldı,
nefsimizle hesaplaşmaktayız'' dedi.
Bardakoğlu, Türk hacı adaylarına seslenirken, haccın en önemli
rüknünü yerine getirmek üzere, sayısız peygamberin, Hz. Muhammed'in
ve sahabenin hatırasıyla dolu mübarek bir yerde bulunduklarını
belirtti.
''Gönül dünyamızı kuşatan, bize dünya hayatındaki varlığımızın
sebep ve gayesini hatırlatan bu müstesna mekanda Allah'ın selamı ve
rahmeti hepimizin üzerine olsun'' diyen Bardakoğlu, Arafat'ın, her
türlü günahtan, göz boyayan bütün dünyevi ihtiraslardan kurtularak,
yaratılış gayesinin ne olduğunun bir kez daha farkına varıldığı yer
olduğunu dile getirdi. Bardakoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Burada Allah'ın mağfiret ve lutfunun insanlığa inişi vardır,
ruhların, günahların verdiği ağırlıklardan sıyrılarak Yüce Yaratana
yükselişi vardır. Burası daha ölmeden, 'ölümün ne olduğunun'
idrakine varıldığı yerdir. Burası kulun Allah'a itaatini ve
bağlılığını, bedeninin her hücresine varıncaya kadar hissettiği
manevi bir üstür. Arafat'ta her hac mevsimi adeta bir mahşer
kurulur ve burası insanların, ihramları içinde, sanki kefenleriyle,
kabirlerinden kalkmış gibi Allah'ın huzurunda kıyam durdukları
toplanma yeri olur.''
''AMEL DEFTERİMİZ, İHRAMLARIMIZ KADAR BEYAZ
OLSUN''
Arafat'ta, hak ile batılın birbirinden ayrıldığına, zulüm ve
haksızlığın ayaklar altına alındığına, insanlığın Allah'a olan
imanının en yüksek sesle dile getirildiğine işaret eden Bardakoğlu,
Arafat'ın bencillikleri yok ettiğini, sabrın, şükrün ve tevekkülün
ne olduğunu öğrettiğini söyledi. Arafat'ın bir diriliş ve uyanış
olduğunu vurgulayan Bardakoğlu, şöyle konuştu:
''Arafat'ta Rabbimizle baş başayız, artık dünyevi kaygılarımız
geride kaldı, nefsimizle hesaplaşmaktayız. Kalbimizi her türlü kin,
nefret ve kötü düşünceden temizleyerek ve şeytanın ve nefsimizin
kalbimize verdiği ağırlıklardan kurtularak ihramlarımıza büründük.
Arafat'ta amel defterimizin, ihramlarımız kadar bembeyaz olmasını,
kalplerimizin karanlık perdelerinden sıyrılarak Allah'ın nuru ile
aydınlanmasını istiyoruz.
Yaratılış gayesine uygun olarak insanlığın, gönlünü insaf, adalet,
merhamet ve şefkate olabildiğince açmasını diliyoruz. Rahmetiyle
tüm insanlığı ve mahlukatı çepeçevre kuşatan Rabbimizin rahmet
gölgesi üzerimizde olsun diyoruz ve bu duygularla Yüce Allah'a
yakarıyoruz. Zulüm, haksızlık, merhametsizlik, yerini hak, adalet
ve merhamete bıraksın diye, insanlığın kendi elleriyle sebep olduğu
musibetler, sıkıntılar, savaşlar, afetler ve tüm acılarımız ilahi
rahmet seliyle yıkansın diye buradayız.''
Irkı, dili, cinsiyeti ne olursa olsun bütün insanların birbirine
eşit olduğunun ikrar ve ilan yerinin Arafat olduğunu belirten
Bardakoğlu, Allah katında mal, mülk, makam, mevki, ırkın değil,
insanlığın ve O'na duyulan sadakatin değerli olduğunun Arafat'ta
bir kez daha derinden öğrenildiğini söyledi.
''DÜNYADA İKEN KIYAMETİ HATIRLATAN EN ÖNEMLİ
SAHNE''
Arafat'ın, bizlere dünyada iken kıyameti hatırlatan en önemli sahne
olduğuna işaret eden Bardakoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Değerli hacılar, Arafat tövbe ve istiğfar yeridir. Burada Allah'ı
çokça anmalı, Rabbimizden af dilemeli, inananlar ve tüm insanlık
için Allah'a dua etmeliyiz. İnsanlığın isyandan ve haddini
aşmaktan, kör inattan, bağnazlık ve cehaletten kurtulması için
Müslümanlar olarak ilmimizle, irfanımızla ve amelimizle
gösterdiğimiz gayretleri şimdi dualarımızla perçinleme
zamanıdır.
Beytullah'tan ayrılsak da vahyin indiği havanın rahmet esintisi
daima bizimle olacak, Kabe'nin hayali her zaman yüreğimizde
bulunacak... Kabe'yi gördüğümüzde gönül kırmayı, küs durmayı,
maddenin esiri olmayı, bir daha dönmemek üzere terk ettik. Artık
omuzlarımıza günah alamayız. Hacerü'l-Esved'e istilama kalkan
ellerimiz, asla kötülüğe kalkamaz bundan sonra... Bu eller hep
hakka yönelecek. Kabe'yi tavaf eden, Safa ve Merve arasından say
eden ayaklar hep hakka, doğruya ve gerçeğe adım atacak. 'Lebbeyk'
diyen dillerimiz artık haktan başkasını söylemeyecek. Kabe'de
dualara ve zikirlere muhatap olmuş kulaklarımız haktan başkasını
duymak istemeyecek.''
Haccı, yerine getirilip biten bir ibadet ve geride kalmış bir
hatıra olarak görmemek gerektiğini vurgulayan Bardakoğlu, Haccın,
müminin hayatında yeni ve tertemiz bir sayfa açan bir başlangıç
olduğunu dile getirdi.
Hacdan döndükten sonra haccın mana ve bereketinin korunmasının
önemine değinen Bardakoğlu, ''Kibir, gurur, zulüm, haksızlık,
yalan, menfaatçilik, dedikodu, gıybet, haksızlık, hıyanet, ahde
vefasızlık, aldatma gibi ne kadar şeytani vasıf ve davranışımız var
ise bunların hepsini Mina'da attığımız taşlar ile şeytana iade
etmeli ve rahmet istemeye geldiğimiz bu mübarek yerlerden rahmet
yüklenerek dönmeliyiz'' diye konuştu.
''HAYATIMIZDA YENİ BİR SAYFA...''
Haccın yeni bir hayatın başlangıcı, Arafat'ın ise bütün hata ve
günaha sırt çevirme ahdi olmasını'' dileyen Bardakoğlu, hacılardan
hayatlarının geri kalanını Allah'ın razı olacağı şekilde
geçirmelerini, hayatlarında yeni bir sayfa açmalarını istedi.
''Rabbimiz bizlere bu kutsal yolculuktan, kusursuz bir iman, tam
bir teslimiyet ve bağlılık, ürperen bir kalp, zikreden bir lisan ve
asla bozmayacağımız bir tövbe ile dönmeyi nasip eylesin'' diyen
Bardakoğlu, kalplerin nifaktan, amellerin riyadan, dillerin
yalandan, gözlerin hıyanetten arınmasını temenni etti. Bardakoğlu,
şunları kaydetti:
''Hac görevimizi kusursuz olarak yapmayı, memleketimize hacc-ı
mebrurla kabul edilmiş bir hacla dönmeyi ve hacı olarak kalmayı ve
yaptığımız bu haccın ömrümüzün sonuna kadar bize arkadaş olmasını
cümlemize nasip eylesin. Rabbimizden geçmişte işlediğimiz tüm
günahlarımızı bağışlamasını, ömrümüzün geriye kalan kısmında da
bizleri günah işlemekten muhafaza buyurmasını ve bizlere razı
olacağı tertemiz işler yapmayı nasip eylemesini diliyoruz.''