Apoyu oynayacak aktör yok

Terör olaylarını işleyen ATV'nin sevilen dizisi Gazi, PKK'nın İmralı'da yatan lideri Abdullah Öcalan'ı canlandıracak aktör bulamadı.

Yüksel Aytuğ bugünkü yazısında bu konuyu ele aldı...

ATV'nin Gazi dizisinde yarın Türk Televizyon Tarihi'ne geçmeye aday, son derece "cesaretli" ve bir o kadar da anlamlı bir sahne yayınlanacak.

Herkesin ağzında geveleyip, durduğu ama bir türlü cesaretle söyleyemediği "Apo'nun talimatlarını avukattan aracılığıyla ilettiği" gerçeği, Gazi dizisi sayesinde ete-kemiğe bürünüp, ekrana düşecek. Terörist başı Abdullah Öcalan ile avukatının İmralı'da görüşme yaptığı sahnede her ikisinin de yüzü görünmeyecek. Çünkü bu iki karakteri canlandırmayı kabul edecek oyuncu bulunamadı!

İmralı’daki diyalog sahnesi, Güneş Operasyonu sonrasında bölgedeki olası gelişmeleri de "haber veren" bir perspektif içeriyor.

İşte Apo ile avukatı arasındaki o diyalog:

APO: Otur avukat!

AVUKAT: Nasılsınız?

APO: Size göre nasıl olmam lâzım? İyi mi? (Suskunluk olur) Ben geri zekalı mıyım avukat? He?.. İyi olmam için olan-lan anlamayacak kadar geri zekalı olmam lâzım benim... Hayatımı ortaya koyarak yoktan var ettiğim partim acınacak hale gelmiş, sen kalkmış bana nasibin diye so¬ruyorsun... Bir daha bana böyle aptalca sorular sorma...

AVUKAT: Operasyon bittiği için bel¬ki bir nebze olsun...

APO: (Hiddetle bağırarak) Operas¬yon bitmişmiş... Geri zekalılar.... Bitecek olanın biz olduğunun bile farkında değil¬siniz. Yönetici kadrolar sadece tetikçi ol¬duğunun bile farkında değil...

AVUKAT: Efendim yönetici kadro içinde birtakım size muhalif kişiler olabilir ama büyük çoğunluk...

APO: Bana partimi anlatma avukat... Benim kimleri kast ettiğimi sen de biliyorsun. Onlar te¬tikçi olduklarının farkına va¬ramıyorlar. Dış dünyada daha önce bize göz kırpan¬lar şimdi ne yapıyorlar bili¬yor musun avukat? He? Hepsi T.C. ile mutabakat sağlamadılar mı? Bütün bunları bir tarafa bırakalım. Barzani de öteki aşiret reisi de bizden çekinirken şimdi ne oldu? He avukat, ne oldu? Kardeşimi dahi iç güveysi yapmadılar mı? O birtakım kişiler partimi şamar oğlanı gibi kullanmı¬yorlar mı?

AVUKAT: Efendim...

APO: Sözümü kesme avukat. Bütün bunlar, bu anlattıklarım benim yaşamamam için yeterli değil mi? Koca İsmet Pasa dememiş mi büyük devletlerle iş yapmak ayıyla yatağa girmeye benzer... Geri zekalılar, bütün ayıların sıraya girdiğini görmüyor musunuz? Bu basiretsizlik nedir? Ben biliyorum avukat, ben biliyorum... Binbir zorlukla kurduğum ve geliş¬tirdiğim para akışı partinin ihtiyaçlarına değil, basiretsiz yöneticilerin geleceklerini garanti altına almak için kullanılıyor. Onlara sorsan, parti için... Dördüncü dereceden parti yöneticisinin 30 yaşındaki dangalak yeğeni armatör olmuş. Milyonlarca dolan cebine atıyor... Ben bunun için mi buradayım avukat? Bunun için mi yatıyorum? Siyaset diye ABD'nin altıncı yedinci sınıf ajanlarının himayesine soktular koca örgütü. N'oldu? AB'yi de küstürdüler. T.C. dış politikasını kurdu, geldi bizi inimizde vurdu. İşte bu hale geldi her şey. Kimsenin de gıkı çıkmadı. Tılsım bozuldu. Bu ekonomik istikrar devam eder ve Kürtler'in bazı önemli talepleri de yerine getirilirse... Vay ki o zaman!.. Halk geleceğini istikrarda görür. Macerada değil... Kalın kafalarınız bunun anlamını kavrarsa yolunuzu bulursunuz... Umarım ki, yönetici kadro yaptıkları yolsuzlukların, umursamazlıkların ve aşın ihtiraslarının maliyetini görmüşlerdir. (Sessizliğin ardından) Şimdi aklı başında soracağın bir şey varsa sor!

AVUKAT: Efendim, size sonuna kadar canı pahasına bağlı bazı siyasi kanat yöneticilerinin birtakım eylem planlan var...

APO: Nedir?

AVUKAT: Özellikle metropollerde büyük ses getireceğini düşündükleri eylemler...

APO: Uzatma avukat. Ne tür eylemlermiş bunlar? İçeriği nedir?

Bu sorunun yanıtı alınmadan, sahne biter...

(Yüksel Aytuğ - Sabah)