APO'nun tecavüz ettiği kadınlar

Abone ol

Avukatları aracılığı ile evlenmek istediğini duyuran Öcalan'ın örgütte yer alan birçok kadına tecavüz ettiği ortaya çıktı. İşte Öcalan'ın tecavüz ettiği PKK'lı kadınlar:

İNTERNETHABER ÖZEL - İmralı cevaevinden, avukatları aracılığı ile evlenmek istediğini duyuran Öcalan'ın örgütün başında iken birlikte olduğu kadınların sayısı bilinmiyor. Ancak bir de tecavüz ettiği kadınlar var. İşte o kadınların kod adları, nereli olduklarına ait bilgiler ve tecavüze nasıl uğradıklarına ait ayrıntılar: EVİN Bu militan Kahramanmaraş'ın pazarcık ilçesindendir. 1986 yılının başında Apo, bu bayana cinsel ilişkide bulunmayı dayatır. Baskı sonucunda ilişki kurulur, ancak, bu sapık ilişkiye dayanamayan evin, mevcut ahlaksızlığı yanındaki diğer kadın militanlara anlatır, Apo’nun kendisine tecavüz ettiğini söyler. Olayın ortaya, çıkmasıyla Bekaa Vadisi’ndeki Mahsum Korkmaz Akademisi/Helvi Kampı bu skandalla sarsılır. Apo hemen komplo yöntemlerini devreye sokarak Evin'in ajan olduğunu ilan eder ve "Parti önderliğini yıpratma çabası içindedir" diyerek derhal tutuklatır. Ölüm cezası verilir ve hemen infaz edilir. Olayın kadrolar üzerinde yaratacağı etkiyi bilen Apo, Evin'in öldürülmesini süslemeye çalışır, ancak, başaramaz. Kadrolar içerisindeki dedikoduları sonuçlandırmak için Evin'in nasıl ajanlaştırıldığını yalan ve demagojilerle kendisinin lehine olacak şekilde herkese kabul ettirir ve olayın gerçek yönünü gizler. ZEHRA Apo, uzun süre Ankara'lı (Zehra) ile uğraşıp, onu özel ilişkilerinin esiri haline getirmek ve ahlaksızlığa sürüklemek ister. Apo’nun ahlaksız dayatmalarına direnen Zehra, sonuçta bir yandan çaresizlik, bir yandan kendisine verdiği vaadler sonucunda böylesi bir kirli ilişkiyi kabullenir. Bu ilişkiyi duyan Apo’nun “devrim nikahlı” karısı Kesire Yıldırım, sorunu sert bir biçimde tartışma konusu haline getirir. Apo’yu ahlaksızlık ve kendini bilmezlikle suçlayarak ayrılmak ister. Ayrılmayı kabul etmeyen Apo, Kesire’yi Kuzey Irak’ta kamplardaki mevcut yönetimin boşluğunu doldurmak adı altında yarı tehdit ve yarı zorla gönderir. Kesire’nin Şam’da olmayışını fırsat bilerek Zehra ile olan ilişkisini devam ettirir. Irak alanına giden Kesire kendisine oyun oynandığının farkına varır ve derhal Şam’a dönmek istediğini bildirir. Bir an önce dönebilmek için de ırak alanında bir çok sorun yaratır. Irak-Pkk yönetimi Kesire’yi Şam’a gönderir ve telefon ile Apo’ya bilgi verilir. Kesire, Şam’a ulaşmadan Apo, Zehra’yı Pkk Avrupa faaliyetlerine sorumlu olarak tayin eder ve Almanya’ya gönderir. Apo ve Zehra arasındaki ilişki 1986 yılına kadar devam eder. Aynı yıl Kesire’nin tutuklanması üzerine Zehra, “bu ilişki böyle devam edemez, ya evlenelim ya da bitirelim” önerisini getirir. Apo, Zehra’yı bu düşüncelerinden uzaklaştırıp kendisine bağlayabilmek için onu Pkk 3.kongresi’nde merkez komite üyesi olarak atar. Bütün bunlara rağmen Zehra, kararından vazgeçmez. O güne kadar Pkk’nın en gözde kadını, Apo’nun aşk macerasının ortağı, hayat arkadaşı Zehra, bir anda tasfiyeci-provokatör olmakla suçlanır ve Apo, çeşitli oyunlar sahneleyerek Zehra’yı merkez komite üyeliği’nden düşürüp soruşturma altına alır. Belli bir tecrit ve teşhir döneminden geçirildikten sonra Almanya’ya gönderilir. Olayı kapatabilmek için de bir komplo kurarak Alman polisine yakalatır. ROZA Lübnan kürtlerindendir. Roza da diğer kadın militanlar gibi Apo’nun cinsel gazabına uğrar ve namusu, haysiyeti Apo’nun seks manyaklığının kurbanı olarak harcanır. Apo’nun, Lazkiye’deki evini tam bir seks yuvası biçiminde tanıtmak sadece gerçeğin bir kesimini söylemek olur. Roza da buraya çağrılır ve tecavüze uğrar. Bu alçaklığa tahammül edemeyen roza, çareyi kaçmakta bulur ve Lazkiye’den Şam’a kaçarak oradan da Helvi Kampı’na gider. Durumu iki arkadaşına anlatır. Devrimciliği bırakarak evine dönmek istediğini söyler. Helvi kampı yönetimindeki Apo’nun uşakları, kadını soruşturmaya alırlar ve kendisinin ajan olduğunu söyleyerek özeleştiri isterler. Çeşitli baskılar sonucu Roza’nın bütün günahları (!) Kabul ettirildikten sonra serbest bırakılır ve Türkiye’ye gönderilir. Roza'nın herhangi bir faaliyet yürütecek konumda olmadığı bilinmesine rağmen Türkiye'ye gönderilmesi tamamıyla komplo ve tasfiyeyi amaçlamaktadır. Roza, Türkiye'ye geldikten sonra da meseleyi arkadaşlarına anlatır ve bir süre sonra Botan eyaleti denen bölgede gene Pkk tarafından vurularak öldürülür. Olayın yaratacağı tepkiyi iyi bilen Apo ve uşakları Roza’ya çatışmada şehit oldu görünümü vererek postundan yararlanıp çevresini örgütün hizmetinde tutmak istediler. NAFİYE Elazığlıdır. PKK merkez komite üyesi Sarı Hüseyin isimli şahsın karısıdır. Bu militan 1989 yılında Apo'nun çağrısı üzerine Almanya'dan Helvi'deki Mahsum Korkmaz Akademisi'ne getirilir. Güzel bir kadın olan Nafiye, Apo'nun gözünden kaçmaz. Şam'a çağırır ve cinsel sapıklığını dayatır. Nafiye, cinsel ilişki teklifini şiddetli bir tepkiyle karşılayarak; "benim kocam var, ben evli bir kadınım. Kocam savaşın ortasındayken bana nasıl böyle bir ahlaksızlığı dayatıyorsun?" deyip direnmeye, kalkışır. Bundan sonrasını Nafiye'nin ağzından dinleyelim; “Ben direnince, bana; "Aptal sen anlamazsın bu işlerden. Cinsel ilişki insan denen yaratığın yaşamının zaruri bir parçasıdır. Ayrıca sosyal ahlakın da bir gereğidir, sen halen feodal çağda mı yaşıyorsun? Koskocaman Avrupa gibi gelişmiş yerlerde yaşamış olmana rağmen kendini feodalizmin etkisinden kurtaramamışsın, dedi ve devam etti; zaten sen parti karşısında suçlusun, Provokatör Avukat Hüseyin Yıldırım üzerinde çok oyunlar oynadı. Onların etkisinde kaldın, provokatörlerin durumunu bilmene rağmen partiye bilgi vermedin, buna rağmen ben seni herhangi bir uygulamaya tabi tutmadım. Bu durumda olmana rağmen, halen parti önderinin isteklerini yerine getirmekten kaçınıyorsun, direniyorsun önderliğe bağlılık bu mudur? Siz önderliğe böyle mi bağlısınız? Kendinizi bağladığınızı kanıtlamanız gerekiyor, yoksa karışmam ve tüm geçmişin hesabını sormak zorunda kalırım" dedi. Bende çok korktum ve adeta şok geçirdim. Ellerini omuzlarıma koyarak; "gel, gel nazlanmana gerek yoktur" dedi ve bana zorla tecavüz etti. Israrla akademiye gönderilmek istedim fakat kabul etmedi, bir süre sonra benden bıkmış olacak ki, Mahsun Korkmaz Akademisine gönderildim. Birkaç gün sonra baktım ki, bayanlar arasında Apo'nun bayanlara yaklaşımı tartışılıyor; onlara yanaştım fakat benden korkarak konuşmadılar. Israrım üzerine bana da anlattılar. Ben de kendi durumumu anlatınca herkes şaşırdı. Utanıyordum, benim durumum farklıydı, evliydim ve on yaşında bir de kızım vardı. Bir süre sonra Türkiye'ye gönderildim, burada kocamın vurularak öldürüldüğünü öğrendim. Oturup bazı arkadaşlara meseleyi anlattım. Apo bunu duyunca benim hakkımda ölüm kararı aldı. Bulunduğum yere karar ulaşmadan PKK’dan kaçtım... Nafiye, halen Kuzey Irak'ta oturmaktadır.. MEDYA Suriye’nin kamışlı kentinde oturur. Lise öğretmenidir. Gerçek adı kürdi Abdullah olup bölgenin ileri gelen aşiret reislerinden Abdullah Bedro’nun kızıdır. 1986 yılında Pkk isimli melanet örgütüne katılır. Bir süre Şam’da kaldıktan sonra Lübnan’daki Helvi Kampı’na gönderilir. Burada siyasi ve askeri eğitimden geçirildikten sonra tekrar Apo tarafından 1987 yılında Şam’a çağrılır. Çeşitli yöntemlerle kandırılmaya çalışılır. Apo; “İsteğimi kabul etmen durumunda seni tüm Suriye Kürdistanı’ndaki faaliyetlere sorumlu olarak atayacağım” der ve kendisini sevdiğini söyler. Medya’nın göstereceği tepkiyi ve o andaki atmosferi yumuşatmak için sosyalist ahlaktan dem vurarak kadın ve erkek arasındaki cinsel ilişkiler üzerinde konuşmaya başlar. “Dolayısıyla bu sosyalist ahlakın parti edebiyatına yerleştirilebilmesi için doğal olarak meseleyi kavrayan benim ve senin gibi insanlarla başlayıp adım adım ilerlemek gerekir” der. Medya’dan; “Ben buraya şerefim ve namusum için geldim. Halkımın namusunu korumak ve ona bekçilik yapmak için bu mücadeleyi veriyorum. Dolayısıyla hiç bir vaad karşılığında senin gibi namusuz, halkın namusuna göz diken ırz düşmanlarıyla namus ve şerefimi pazarlık konusu yapmayacağım” cevabını alır. Bu cevap üzerine saldırganlaşan Apo, Medya’ya tecavüz etmeye çalışır. Kadın bağırınca tecavüzden vazgeçer ve onu Helvi Kampı’na gönderir. Mahsum Korkmaz akademisi isimli kampa gelen medya, grup grup dolaşarak olayı arkadaşlarına anlatır. Meseleyi duyan Apo, Medya’nın tutuklanmasını emreder. Ailevi durumu ve özel konumundan dolayı Apo, Medya’yı öldürtmeyi göze alamaz. Uzun soruşturmalardan sonra kendisinden özeleştiri istenir. Medya, kimseye verilecek özeleştirisi olmadığını söyler. Bu biçimde uzun süre devam eden sorun, pazarlığa dönüşür. “Eğer meseleyi kapatıp kimseyle konuşmazsan ve söylenenleri yalanlarsan seni serbest bırakırım” denir, ve medya serbest bırakılarak Türkiye’ye gitmesi istenir. Kadın, Türkiye’ye gitmez ve Suriye’de kalarak gördüğü herkese Apo’nun ahlaksızlığını anlatır. Olay Suriye’de tam bir skandala dönüşür. 1991 kışında yakalanarak tekrar Mahsum Korkmaz Akademisi’ne getirilir. Devrim mahkemesince ölümle cezalandırılır. Medya’nın ailesi aşiret olarak toplanır ve infazın yapılması durumunda aşiretin Pkk’ya karşı savaşacağını ve kızın intikamını da mutlaka Apo’yu vurarak alacaklarını söyler Apo, çaresizlik içinde ölüm kararını iptal eder ve Medya’yı serbest bırakır. Medya, ailesinin yanına gelir ve bir ekip kurarak Apo ve Pkk’nın teşhirini kapsayan bir faaliyet geliştirir. Bu olayın faturası Apo’ya ağır patlar ve Apo bunları susturmak için ailece imha kararı alır. Ancak, bu imhayı bugüne kadar becerebilmiş değildir. ZELAL Tunceli'lidir. Önceleri Avrupa’da kalmış ve Şam’a 1988 yılında gitmiştir. Apo, kendisine cinsel ilişki teklif eder. Bu teklife direnen Zelal bir süre sonra kendisini Apo’dan kurtaramaz. Anlatımlarına göre Şam’daki evde kalan kadın militanların tümü tecavüze uğrar. Zelal, tecavüz sonunda bunalıma girer ve intihara kalkışır. Yanındaki arkadaşları son anda kurtarırlar daha sonra Apo kendisini örgüt içi muhbirlikle görevlendirir ve özellikle kadın militanların kendisi hakkındaki fikirlerini öğrenmesini tenbihler. “Eğer, bu ilişkiyi öğrenen olursa seni ajan diye vurduracağım” tehdidini de unutmaz. “Bu parti bütünlüğünü tehlikeye koyar ve devrimin, halkın kaderiyle oynamak olur” diyerek Zelal’i baskı altına alır. CANDA Suriye Kürtlerindendir. Amude kasabasında oturmakta iken 1988 yılında PKK'ya katılır. PKK-Haseki Komitesi tarafından Şam'da Apo'nun yanına gönderilir. Güzelliği Apo'nun dikkatinden kaçmaz. Eğitim görmesi için Mahsum Korkmaz Akademisi'ne gönderilmesi gerekirken bilinçli olarak Şam'da alıkonulur ve bir süre sonra Apo çeşitli yöntemler kullanarak canda ile cinsel ilişki kurmaya çalışır. Bundan sonraki gelişmeleri bu kirli uygulamaya maruz kalan (Canda)'dan dileyelim. “Neden akademiye gönderilmediğimi hep düşünüyor ve soruyordum. Bu konuda bana tatmin edici bir cevap veren olmuyordu. Apo’nun normal yaklaşım ve konuşmaları benim olukça garibime gidiyordu, olur olmaz bakıyorsun el ve kaş-göz hareketleri yapıyordu. Sürekli kadın erkek arasındaki ilişkiler üzerinde konuşup bu konudaki sosyalist ahlak ölçülerinden ve hayvani ilişkilerden bahsetmesi beni ürkütüyordu bir gün sabah saat 10.00 civarında bütün adamları topladı, ayak üstü bir konuşma yaptıktan sonra her birini bir göreve gönderdi. Ben ve Apo evde yalnız kalmıştık. Ben başka bir odaya gidip oturdum, peşimden oraya geldi. Ayakta durarak bana sen çok güzel bir kızsın dedi. Apo’nun bu sözü hiç hoşuma gitmemişti. Bakıyorum hiç hoşuna gitmemiş gibi davranıyorsun diye devam etti. Ben hiç bir cevap vermedim; sessizliği tercih ettim. O andaki hislerimi hiç bir şekilde anlatamam. Benim için her şey tam bir kabus olmuştu; çünkü tahmin edemeyeceğim kadar ucuz alçak ve hafif bir herifle karşılaşmıştım. Bu tablo geçmişteki bütün hayallerimi silip süpürdü. Bu arada Apo tüm gövdesiyle üzerime atladı, sıkı bir şekilde beni kucakladı. Seni seviyorum diye bağırıyordu. Elbiselerimi çıkarmak istiyor ben de buna direniyordum. Derken üzerimdeki elbiseler paramparça oldu ikimizde ter içinde kalmıştık; yarım saat devam eden bir boğuşma sonucunda Apo bana tecavüz etmeyi başardı. Yapacak hiç bir şeyim kalmamıştı, çaresizlik içinde ağlamaktan başka elimden bir şey gelmiyordu. Dayımın oğlu ile nişanlıydım ne yapacağımı bilemiyordum. Apo elini yüzünü yıkayıp elbiselerini değiştirdikten sonra benimde elbiselerimi değiştirip odayı toplamamı istedi ve arkadaşlar birazdan gelirler, dedi. Apo'nun yanına gidip evime dönmek istediğimi söyledim ve ilave ettim; ben buraya devrimcilik yapmak için gelmiştim meğerse burası farklı bir yermiş insanların şeref ve namuslarının harcandığı insanların ucuz emeller uğruna lekelendiği karanlık bir yermiş, yanlış kapı çalmışım dedim. Apo çok sert bir şekilde; cahilsin, çocuksun, hayvan ve ahmaksın. Kürdistan'ın çağdışı toplum etkilerini yaşıyorsun, düşmanın toplumumuza empoze etmiş olduğu karanlık; toplumsal özellikleri değer yargısı olarak anlıyorsun. Namus senin anladığın gibi kadın ve erkek arasındaki ilişkiler değildir. Bir insan için namus onun ülkesi ve topraklarıdır, burası bir parti ortamıdır, başıboş bir, yer değildir. Buraya insanlar özgürce gelirler ancak özgürce geldikleri gibi gidemezler. Partinin kanun ve nizamı vardır, yasadışı yollarla partiyi terk etmenin cezası ölümdü, bazıların akıbetini biliyorsun parti onlara yaşam hakkı tanımadı dedi. Apo`nun bu tehdit, psikolojik baskı ve yarı propaganda mahiyetini taşıyan konuşması bittikten sonra bu gece akademiye gideceğimi söyledi. Akademide nasıl hareket etmem gerektiğini belirterek; orada istihbarat faaliyeti yürüterek raporlarda olup bitenler hakkında beni bilgilendireceksin dedi. Ardından bazı isimler vererek bunları özellikle denetlersin, aramızdaki bu ilişki devam eder, ancak gizli kalacak, bu konuda halen acemi olduğun için başlangıçta ruhsal olarak biraz zorlanırsın. Fakat yavaş yavaş alışırsın diye ilave etti. Çaresizlik içerisinde akademiye gittim; bir süre sonra gördüm ki, benim gibi daha niceleri Apo'nun seks sınavından geçirilmiş. Bayanların konuştukları tek konu buydu. Belli bir süre eğitim gördükten sonra Türkiye ye gönderildim. Cizre’de şehir faaliyetlerine başladım ve en kısa zamanda bir yolunu bularak sorumluluğum altındaki sekiz arkadaşımla beraber PKK'dan ayrıldım”. ADİFE 1986 yılında iki kardeşi ile beraber PKK'ya katılmıştır. Lübnan Kürtlerindendir. Çatışmalarda öldürülen kardeşleri nedeniyle PKK içerisinde konumu doğal olarak kan bağı diyebileceğimiz bir hale gelmiştir. (Adife-Saadet) sürekli olarak Apo'nun yanında kalmaktadır. Fazla bilinçli olmayan 16 - 17 yaşlarındaki (Adife) kısa sürede Apo tarafından kandırılarak özel ilişkinin esiri haline getirilmiştir. (Adife), Apo'nun kendisini karısı gibi kullandığını gördüğü herkese söylemeyi ihmal etmemektedir. Bu durumu duyan kızın annesi Apo ile meseleyi konuşur; “Eğer böyle bir isteğiniz varsa kızla yasal olarak evlenin yoksa bu biçimdeki bir ilişkiyi bizim toplumsal değer yargılarımıza uymayan yaklaşımlardır.” Apo kahkaha atarak: “Kız, benden daha büyük, daha akıllı, daha kahraman erkek mi bulacak?” deyip meseleyi geçiştirmeye çalışır. Kaynak: www.pkkgercegi.net

Günün Önemli Haberleri