Apo tesadüfen sosyalist olmuş
Abone olAtina'ya 56 sayfalık savunma gönderen Öcalan Yunanlı yetkililere ateş püskürdü. İşte Apo'nun sebebi...
Apo'nun son durumu! Atina'ya 56 sayfalık savunma gönderen Öcalan
Yunanlı yetkililere ateş püskürdü. Apo çocukluğundan, annesiyle
ilişkilerinden kesitler verdiği savunmasında, artık "bir ölüden
beter yaşadığını" yazdı Abdullah Öcalan, 1999'da Yunanistan'a
yasadışı girmekten gıyaben yargılandığı Atina Ağır Ceza
Mahkemesi'ne gönderdiği 56 sayfalık savunmasında, İmralı'da "bir
ölüden beter yaşadığını" bunun da başlıca sorumlusunun Yunanistan
olduğunu belirtti. Öcalan, tam metni Pondiki dergisinde yayımlanan
savunmasında kendisini Sokrat, Jül Sezar, Hazreti İsa'ya benzeterek
megelomanlığını bir kez daha ortaya koyarken, Yunanistan Başbakanı
Kostas Simitis dahil yakalandığı dönemdeki Yunanlı yetkililere ateş
püskürdü. Öcalan çocukluğundan, annesiyle ilişkilerinden kesitlere
de yer verdiği savunmasında, Sokrat gibi haksız yargılandığını
ileri sürerek, Türk - Yunan dostluğunun yakalanmasıyla başladığını
vurguladı ve "Bu dostluk sahte" dedi. Öcalan "İhanette benim
dostluklarımın sağlam çıkmaması da rol oynadı. Çocukluğumdan beri
hep sıkı dostlar bulamayacağımdan korkardım. Dost bildiklerim beni
şimdi yalnız ve çaresiz bıraktılar. Korkarım ki annemin
söyledikleri gerçek çıkıyor. Annem arkadaş canlısı olmama "Aptal.
Bırak bunları. Çıkarları için yanındalar. Yanında kalacaklarını
zannetme. Tek başına kalacaksın - diyerek tepki gösterirdi" dedi.
'Siyasi bir alet gibi kullanıldım' Atina'ya gelişini anlatırken
"siyasi bir alet gibi kullanıldığını" belirten Öcalan, Yunan
İstihbarat Teşkilatı (EYP) eski üyesi ve Kenya'daki koruması Savvas
Kalenderidis'in "ihanetin gerçekleşmesinde büyük rol oynadığını"
öne sürdü. Öcalan bu noktada kendisini Hazreti İsa ve Jül Sezar'a,
ajan Kalenderidis'i de Yuda ve Brütüs'e benzetti. Öcalan
savunmasında şu ifadeye yer verdi: "Beni Atina'dan Kenya'ya
gönderdiklerinde, Kalenderidis, Kenya'nın son derece güvenilir bir
yer olduğunu ve bana 15 gün içinde Güney Afrika Cumhuriyeti
pasaportu verileceğini, bunun da Yunanistan hükümetinin bir şeref
sözü olduğunu söylemişti. Kalenderidis, Kenya'da beni teslim
ettiklerinde de dönemin Yunan Dışişleri Bakanı Teodoros Pangalos'un
Hollanda'ya götürülmem için emir verdiğini söylüyordu. Bu ne biçim
insan? Hiç mi yüreği yoktu?" Öcalan, Yunanistan'ın kendisine
yaptıklarını ne Suriye, ne Rusya ne de İtalya'nın yapmaya cesaret
gösterdiğini vurguladı. '1969'da tesadüfen sosyalist oldum' Öcalan
ifadesinde, Atina'ya gelişi sırasında dönemin EYP başkanı
Stavrakakis'in ve Kalenderidis'in kendisini havaalanında
beklediklerini de söyleyerek, Kenya'ya götürülmesini "Yunanistan
tarafından kaçırıldığı" şeklinde değerlendirdi. Öcalan,
savunmasında şu ifadeleri de kullandı: - Sosyalizme ilk adımlarımı
attığımda 1969 yılında tesadüfen sosyalizmin alfabesini okudum. O
zaman Hz. Muhammed kaybetti, Marx kazandı diye düşünmüştüm. Sünni
İslam, Kürtlerin 14 asırlık esaretini daha da güçlendirmekten başka
bir şey yapmadı. 'Kendimi Mesih ilan etmeyeceğim' Hayat felsefem
için hiçbir zaman emin değildim. Bu felsefe kâbus gibi üzerimde
dolaşıyordu. Uykularımdan ter içinde uyanıyordum. Beni doğuran anam
bile özgürlüğüme saygı göstermedi. Her anne ve baba çocuklarının
doğduğu günü tanrının hediyesi olarak görür. Doğduğum gün benim
için bir günahtı. Çocukluğumda çevrem ile ihtilafa düşmemek için
Kuran'ın 33 suresini ezbere öğrendim, namaz kıldım. Çocukluğumda
annem beni boğuluyormuş gibi yapıp korkuturdu. Lisede iken, "Sen
hiç doğmamış bir çocuksun" başlıklı bir kompozisyon yazmıştım.
Öğretmenim not olarak 10 vermişti. Kendimi Mesih ilan etme
ihtiyacını hissetmiyorum. Milliyet