AP'li vekiller Büyükşehir'i ziyaret etti

Görüşmenin basına açık bölümünde Avrupa Parlamentosu’nun Türk asıllı milletvekillerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmaları hakkında detaylı bilgiler veren Başkan Dr. Mimar Kadir Topbaş, İstanbul’u Avrupa Birliği’ne hazırlayacak önemli çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Medeniyetlerin oluşmasının bilgi ve donanım paylaşımıyla olduğunu belirten Başkan Topbaş, Osmanlı Devleti’nin bir çok konuda Avrupa’nın gelişmesine ışık tuttuğunu ve bunu Avrupalıların da kabul ettiğini kaydetti. Şu anda Avrupa’nın geldiği noktanın medeniyet açısından önemli olduğunu ifade eden Mimar Topbaş, “Biz de şimdi bilgi edinerek bundan istifade etme arzusundayız. AB müzakereleri sürecinde sizden ve partilerinizden destek istiyoruz” dedi. Görüşmede Başkan Topbaş’tan özürlülere yönelik hizmetler ile İstanbul’a göç hakkında da bilgiler alan milletvekilleri, daha sonra Büyükşehir Belediye Meclis Salonu’na gezdiler. Başkan Kadir Topbaş, milletvekillerine Belediye Meclisi’nin yapısı ve çalışmaları hakkında bilgilendirdi. Hollandalı Parlamenter Fadime Örgü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde Belediye Meclisi Salonu’na geldiğini ve Geçlik Meclisi’nin talepleri doğrultusunda Uluslararası Gençlik Parlamentosu’nun üye yapıldığını kaydetti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’tan da gençlik ve çocuk meclisinin kurulmasını isteyen Fadime Örgü halihazırda bu meclislerin faaliyette olduğunu öğrenince memnuniyetini ifade etti. Türk kökenli milletvekilleri Avrupa’daki gelişmelerden rahatsız… Öte yandan, görüşmede gazetecilerin bir sorusu üzerine Avrupalı milletvekilleri adına söz alan Belçika Federal Meclisi Üyesi Cemal Çavdarlı, Avrupa basınının İslam’ı fundamentalizm ile aynı kefeye koyduğunu, Müslüman biri olarak bundan rahatsız olduklarını söyledi. İlk Körfez Savaşı’ndan bu yana Avrupa’nın şiddet ile bir yere varılamayacağının altını çizdiğini hatırlatan Cemal Çavdarlı, “İslam eşittir, terör kan dökme, barbarlık gibi tanımlar, Müslümanların kabul etmediği bir tanımlardır. Osmanlı döneminden beri Türk insanı, özellikle İstanbul’da farklı dinden, mezhepten ve kökenden insanlarla bu birlikteliği sergileyebilmiştir. Birilerinin iddia ettiği gibi İslam eşittir terör ve kan akıtma değildir. Bir Müslüman olarak bundan rahatsızım. Çünkü bizim inancımızın ana noktasını bir insanın hayatına son vermenin bütün insanlığı öldürmekle eşdeğer olduğu inancı oluşturuyor. Osmanlı Devleti, 20 milyon kilometrekare, 250 milyon nüfusa Topkapı Sarayı’ndan hükmetmiştir” dedi.