APden Türkiyeye sert eleştiri
Abone olAP'nin Türkiye raporunda yine sert eleştiriler var. Raporda Türkiye dikkatsizlikle suçlandı.
Avrupa Parlamentosu'nun gündemindeki Türkiye raporunda, Danıştay
saldırısı kınandı ve açık tehditlere rağmen polisin hakimleri tam
anlamıyla korumamasının endişe verici olduğu belirtildi.
Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu'nun 20 haziran salı
günü görüşeceği Türkiye raporunda Danıştay saldırısı
değerlendirildi..
Hollandalı Parlamenter Camiel Eurlings tarafından kaleme alınan
raporda, Danıştay saldırısı açıkça kınandı ve 'polisin, açık
tehditlere rağmen yeterli korumayı sağlayamaması endişe verici'
denildi.
AP raporunda, PKK şiddeti de kınandı ve bu konuda Türkiye ile
dayanışma içinde olunması gerektiğini vurgulandı.
Raporda Şemdinli olayları da yer aldı ve Savcı Ferhat Sarıkaya'nın
görevden alınması eleştirildi.
Raporda, hükümetin hazırladığı Dokuzuncu Reform Paketi'nden duyulan
memnuniyet dile getirildi, ancak reformların hayata geçirilebilmesi
için yargı bağımsızlığının sağlanması gerektiğine dikkat
çekildi.
Raporda, 12 haziranda başlayan fiili müzakerelere de değinildi.
AP raporunda Kıbrıs Rum Kesimi dahil tüm AB üyelerinin Türkiye
tarafından tanınmasının katılım sürecinin gerekli bir unsuru olduğu
belirtildi.
Raporda, KKTC'ye yönelik AB'nin mali yardımının memnuniyet verici
olduğu belirtilirken, doğrudan ticaretle ilgili daha önce AB
tarafından alınmış kararların hayata geçirilmesi istendi.
Raporun diğer ana başlıkları ise şöyle:
Demokrasi ve hukukun üstünlüğü
Güneydoğu sorunu
Azınlıkların korunması
Dini özgürlükler
Fiili müzakerelerin başlaması
Gayrımüslimlere yönelik dini kısıtlamaların kaldırılması
Alevilerin korunması ve cemevlerinin ibadethane olarak kabul
edilmesi
Din eğitiminin zorunlu olmaması ya da sadece sünni yorumu
kapsamaması
Askeri harcamaların Sayıştay denetimine alınması
Kadın haklarındaki bazı ihlallerin giderilmesi
Türkiye - AB fiili müzakereleri başladı
AB ile Türkiye arasındaki fiili müzakereler, Kıbrıs Rum kesiminin
tüm engelleme çabalarına karşın 12 haziranda başladı.
Kıbrıslı Rumların, Türkiye ile fiili müzakerelerin 'bilim ve
araştırma' başlığında açılıp kapanmasına yönelik itirazları, AB
Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi'nde aşıldı.
Son ana kadar Rum kesiminin itirazlarının giderilmesini bekleyen
Ankara, AB'nin Ortak Tutum Belgesi'ni inceledi ve Ortaklık
Konseyi'ne katılma kararı aldı.
Bu gelişmenin ardından Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve
Başmüzakereci Ali Babacan, Lüksemburg'a hareket etti.
Kıbrıs Rum yönetimi ile varılan uzlaşmaya göre, AB'nin
müzakerelerle ilgili Ortak Tutum Belgesi'ne eklenen bazı ifadelerle
fiili müzakerelerin yolu açıldı. Belgede, Gümrük Birliği ve Ek
Protokol içinde olmak üzere Ortaklık Anlaşması gereklerinin yerine
getirilmesinin önemi vurgulandı.
Bu konuda sorumlulukların yerine getirilmemesi halinde bütün
müzakere sürecinin etkileneceği kaydedilen belgede, ''AB, bu
çerçevede 21 eylül 2005 tarihinde Kıbrıs ile ilgili yayımladığı
deklarasyona atıfta bulunuyor'' denildi.
Belgede, gelişmeler çerçevesinde gerektiği takdirde fiili
müzakerelerin başlatılacağı bilim ve araştırma faslına geri
dönebileceği belirtiliyor.
'Bilim ve araştırma' faslıyla ilgili AB müktesebatının sınırlı
olması nedeniyle fiili müzakerelerin aynı gün açılıp kapatılmasına
itiraz eden Rum kesimi, bunu 'Türk liman ve havaalanlarının
açılması ve tanınma'yla bağlantılı hale getirmeye çalıştı.
Türkiye 3 ekimde müzakerelere başladı
Türkiye ile AB arasındaki müzakereler 3 ekim tarihinde başlamıştı.
Türkiye'nin 3 ekimde AB ile müzakerelere başlamasından önce
Avusturya'nın 'imtiyazlı ortaklık' ta diretmesi krize neden
olmuştu.
Avusturya, Müzakere Çerçeve Belgesi'ne 'imtiyazlı ortaklık'
ibaresinin girmesi için uzun süre direnmişti. 25 üyeli birlik
içinde tek kalan Avusturya'nın sonunda direnci kırılmış ve Müzakere
Çerçeve Belgesi onaylanmıştı.
Avusturya ile yürütülen pazarlıkların uzun sürmesi nedeniyle
diplomaside pek sık uygulanmayan bir kural işletildi. Pazarlıkların
yürütüldüğü Lüksemburg'ta saatler gece yarısına iki dakika kala
23.58'de durdurulmuştu.
AB Dönem Başkanlığı'nı yürüten İngiltere, bu süreçte Türkiye'ye
önemli ölçüde destek vermişti. AB kulislerinden sızan bilgilere
göre, İngiltere'nin diplomasideki başarısı müzakerelerin
başlamasında etkili oldu.