AP, kafayı Kemalizm'e taktı
Abone olRaporda, Kemalist felsefenin, Türkiye'nin AB üyeliğine engel oluşturduğu görüşü savunuluyor..
Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu, Hollandalı Hıristiyan
Demokrat grup üyesi Arie Oostlander tarafından hazırlanan yıllık
Türkiye Raporu'nu ve bu rapora bağlı karar tasarısını görüşmeye
başladı. Türkiye karşıtı tavır ve görüşleriyle tanınan
Oostlander'in bu yaklaşımını raporuna ve karar tasarısına da geniş
ölçüde yansıttığı, ''Kemalist felsefenin, Türkiye'nin AB üyeliğine
engel oluşturduğunu'' savunduğu görülüyor. Karar tasarısında, 3
Kasım seçimlerinde güçlü çoğunlukla iktidar olan AK Parti'nin,
reformları uygulamak alanında büyük sorumlulukları bulunduğu
belirtilerek, seçimlerdeki yüzde 10 barajı eleştiriliyor ve bugünkü
TBMM'nin, seçmenin sadece yüzde 55'ini temsil ettiği üzerinde
duruluyor. Tasarıda şu ifadeler yer buluyor: ''Türk devletinin
temel felsefesi olan Kemalizm, Türk devletinin bütünlüğüne yönelik
ölçüsüz bir endişe kaynağı oluyor. Kemalizm, Türk kültürünün ve
milliyetçiliğinin homojenliği üzerinde duruyor. Devletçilik,
ordunun güçlü rolü, dine karşı çok katı bir tavır gibi yaklaşımlara
öncelik veren Kemalizm felsefesi, Türkiye'nin AB'ye katılımına
köstek oluşturuyor.'' ''Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunmasının,
Türkiye-AB ilişkileri açısından temel önemde olduğu'' kaydedilen
raporda, Türkiye'deki devlet yapısında ''çok kökten değişiklikler
yapılması gerektiği'' öne sürülüyor. ''AB'nin siyasi değerlerinin,
Yahudilik ve Hıristiyanlık kültürüne dayandığının, ancak bu
değerlerin İslam ağırlıklı bir toplum tarafından da kabul
edilebileceğinin ve savunulabileceğinin'' yazıldığı karar
tasarısında, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Türk halkı tarafından
güvenilir bir kurum olarak görülmesi eleştiriliyor. ''Türk halkı,
TSK'ya, Parlamento dahil birçok kurumdan daha fazla güveniyor. Bu,
TSK'nın, Türkiye'nin çoğulcu demokrasiye doğru gelişmesini
frenleyen bir rolü olduğunu gösteriyor'' denilen karar tasarısında,
sivil otoritenin güçlendirilmesi ile, ''derin devlet'' olarak
nitelendirilen bürokrasi ve ordunun, AB ülkelerindeki şekillerini
almaları gereğinden söz ediliyor. Tasarıda, MGK ve RTÜK gibi
kurumların kaldırılması da isteniyor. ''Türk hükümetinin, devlet
reformunu başarmak için, köktendincilik ve bölücülük korkularını
yenmesi gerektiği'' savunulan tasarıda, ''Türkiye'de Kemalizm'i
değil, demokratik Avrupa ilkelerini temel almış yeni bir Anayasa
oluşturulması'' gereğinden söz ediliyor. Türkiye'nin milliyetçi ve
laik yaklaşımlarının AB modeli ile uyumsuz olduğu ileri sürülen
tasarıda, ''bu engelleri ortadan kaldıracak yeni bir anayasa
ihtiyacı'' olduğu iddia ediliyor. İşkenceye son verilmesinin
gerektiği kaydedilen raporda, ''Kürtlere daha kapsamlı haklar
verilmesi, Süryanice gibi dillere de özgürlükler getirilmesi,
düşünce suçundan tutuklu olanların serbest bırakılması, antiterör
yasasının değiştirilmesi, dini azınlıklara ayırımcılığa son
verilmesi, AB'deki Kürt siyasi mültecilerin dönüşlerinin
kolaylaştırılması'' gibi taleplere yer veriliyor. Tasarıda, Kıbrıs
Türklerinin ve Türkiye'nin ''cesur kararlar almaları'',
Ermenistan'a ambargoya son verilmesi, ''Türk ve Ermenilerin
geçmişteki sorunları aşmak için diyalog kurmaları'' gibi istekler
de yer buluyor. Avrupa Parlamentosu'nun bu karar tasarısı, AFET'te,
çeşitli değişiklik önergelerinin de görüşülmesinin ardından
onaylanarak Genel Kurul'a gönderilecek.