Aort damarı şişen hastayı aynı anda 2 ameliyatla hayatta tuttular
Abone olSamsun’da tüm vücuda kan pompalayan ana damarı normalin 3 katı oranında genişleyen ve kanayan 82 yaşındaki hasta, ani müdahale ile aynı anda anjiyo ve bypass yapılarak hayata döndürüldü.
Cemal Barlak, böbreğinin üzerindeki ağrı şikayeti ile Samsun
Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi’ne getirildi. Vücuda kan
pompalayan aort damarının normalin 3 katı oranında büyüyen ve kalp
büyüklüğüne erişen hastanın iç kanaması olduğu belirlendi. Bilinci
kaybolmaya yakın olan ve genel sağlık durumu kötüye giden hasta ani
müdahale ile ameliyata alındı.
Kalp ve Damar Cerrahları Dr. Öğretim Üyesi Emrah Ereren ve Dr.
Öğretim Üyesi İlker Hasan Karal, genel durumu kötüye giden hastaya
kapalı yöntemle anjiyo ameliyathanesinde anjiyo ve bypass yaptı. 82
yaşındaki Cemal Barlak isimli hasta, uygulanan müdahale ile ölüm
oranı çok yüksek olan ameliyattan sağlığına kavuşarak kurtuldu.
Doktorlar, aynı anda yapılan ameliyatların hibrit ameliyathaneler
dışında çok zor bir ortamda gerçekleştiğine değinerek aort
anevrizması (balonlaşma) ameliyatının detaylarını paylaştılar.
“Ölü gibi geldiğim
hastanede sağlığıma kavuştum”
Hastaneye aort damarı 11 santimi geçmiş ve kanaması başlamış olarak
getirilen Cemal Barlak, “Damarlarım patlamış. Böbreklerimden bir
sancı vurdu ve göğsüme doğru vurmaya başladı. İç kanama yapınca da
ölü gibi hastaneye geldik. Uygulanan işlem sayesinde hayatta
kaldık. Allah doktorlardan razı olsun, beni şu anki sağlığıma
kavuşturdular. Çok zor bir ameliyat geçirdim. En büyük damarlarımın
ikisinde de işlem yapıldı. Şu anda kendimi çok iyi hissediyorum”
dedi.
“Bu hastaların büyük bir
kısmı daha hastaneye ulaşmadan hayatını
kaybediyor”
Yapılan operasyonun önemine değinen Samsun Üniversitesi Tıp
Fakültesi Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Cerrahi Tıp
Bilimleri Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi
Emrah Ereren, “Hastamızdaki aort anevrizması (balonlaşma) 11
santimi aşmıştı. Bu bir damar genişlemesi adına çok büyük bir
rakam. Balonlaşmanın yanı sıra yırtık ve kanama da vardı. Bu
sebepten seri müdahale yapılması gerekiyordu. Bu operasyonu anjiyo
ameliyathanesinde anjiyo alında yaptık. Eş zamanlı olarak hastanın
her 2 atar damar arasına da bir bypass yaptık. Bu hastaların büyük
kısmı daha hastaneye ulaşamadan hayatını kaybediyor. Bir kısmı da
hastaneye ulaşsa da ameliyathaneye ulaşamadan hayatını kaybediyor.
Hem damarın çok büyümesi hem yırtığa bağlı aktif kanama olması hem
de o esnada ekipmanların ve ameliyathanenin hazır olması müdahale
süresini çok kısalttı. Hibrit ameliyathane bu tarz hastalar için
olmazsa olmaz bir konudur. Hijyen, müdahale ve eş zamanlı ameliyat
açısından hibrit ameliyathanenin olması çok önemli. Biz cerrahlar
da yeni açılacak Şehir Hastanesi’nde hibrit ameliyathanelerde bu
tarz zorlu operasyonlara kolayca müdahale etmeyi dört gözle
bekliyoruz” diye konuştu.
“Açık ameliyatın riski
yüksek”
Anevrizma ameliyatının çok zor ve riskli olduğunun altını çizen Dr.
Öğretim Üyesi Emrah Ereren, “Aort anevrizması ileri yaştaki
erkeklerin hastalığı. Damar duvarı yaklaşık 3 santime ulaşır. Aort
damarı vücudu besleyen ana damardır. Tüm organlara kanı taşır. Bu
damarın 2 katından fazla genişlemesine anevrizma diyoruz.
Balonlaşma 5 santimi geçiyorsa bunun ameliyatla ya da bir şekilde
kapatılması ya da açık ameliyat ile suni bir damarın oraya
yerleştirilmesi gerekiyor. Açık ameliyatın riski yüksek. Hastanın
durumuna göre kapalı ya da açık ameliyata karar veriliyor. Bu
hastaların büyük kısmı damarda yırtılma ile hastaneye
başvuruyorlar. O zaman da hastanın önemi artıyor. Aort anevrizması
en çok genetik faktörler ile ilişkili. Hastanın kalp atımlarını
karında çok güçlü hissetmesi, ele gelen kitle olması tanı koymayı
kolaylaştırabiliyor. O yüzden ileri yaşlı hastalarda karın
muayenesini çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Erken tanı koymanın
tedaviye olumlu etkileri vardır. Aort anevrizması gibi büyük
ameliyatlarda açık operasyonlar 4-5 saat sürerken, biz anestezinin
hızlı olması ve ameliyathanenin erken hazırlanması ile 2 saat gibi
bir sürede zorlu ameliyatı tamamladık” şeklinde konuştu.
“Şehir Hastanesine hibrit
ameliyathane kurulursa bu operasyonlar daha iyi
yapılabilir”
Operasyonu anjiyo ameliyathanesinde yaptıklarını, hibrit
ameliyathanelerde bu tip ameliyatın çok rahat bir şekilde
yapılabildiğini vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi İlker Hasan Karal, “Bu
ameliyat, ölüm riski yüksek olan hastalara uyguladığımız bir
ameliyat. Daha önceleri açık yapıyorduk ve ölüm oranları yüksek
oluyordu. Anjiyo ünitesinde kapalı yöntemle yaptığımız teknikle
hastalıktaki ölüm riski son yıllarda oldukça düştü. Hastamıza acil
şartlarından ameliyat ünitesine aldık ve kapalı yöntemle başarılı
bir operasyon gerçekleştirdik. Yoğun bakımı atlatan hatamızı yakın
zamanda taburcu edeceğiz. Kalp, damar ve diğer cerrahların anjiyo
ünitesine sahip olması, özellikle diğer ameliyathaneler ile entegre
hibrit ameliyathanelere sahip olması bu hataların tedavilerinin çok
daha hızlı ve başarılı yapılmasına imkan veriyor. Biz de yeni
açılacak Samsun Şehir Hastanesi’nde bu hibrit ameliyathaneyi kurup,
hastaların ve bölgenin hizmetine sunacağız” ifadelerini
kullandı.
Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon
Kliniğinden Uzm. Dr. Ebru Polat ise operasyonun zorluğu hakkında
şunları söyledi:
“Cemal Barlak nöbetimizde genel durumu kötü, bilinci uykuya
meyilli, bilinci zayıflamış olarak acil servise başvurmuştu. İşlem
yapıp, hayati tehlikesini ortadan kaldırmak için gerekli ön
hazırlıkları yaptık. Sonrasında kalp-damar cerrahisi uzmanı
arkadaşlarımızın uygun tedaviyi yapmaları için hastaya genel
anestezi verdik. Sonrasında da işlemi yapmalarını sağladık. Gerekli
tecrübe ve işlem kabiliyeti ile hastanın hayatta kalmasını
sağladılar.”