Anzakları sarsan mehmetçik
Abone olTürk askerine 'Abdul' diyorlardı Anzaklar. 'Barbar' bildikleri düşman, onları çok şaşırttı. İçlerinde bir mektup var ki.
İngilizlerin çağrısıyla, neden geldiklerini bilmedikleri
Gelibolu Yarımadası'nda karşı karşıya geldikleri, vatanını
kahramanca savunan Mehmetçiğe ilk başlarda önyargılı yaklaşan
Avustralya ve Yeni Zelandalı (Anzak) askerlerin düşünceleri,
cephede geçirdikleri günlerin ardından değişti.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Atatürk ve Çanakkale
Savaşlarını Araştırma Merkezi (AÇASAM) Müdürü Prof.Dr. Mete
Tunçoku, Anzaklarla Türklerin ilk kez Mısır'da ve Süveyş Kanalı
cephesindeki savaşlarda karşılaştığınıı söyledi.
Anzakların orada tanıyıp ''Abdul'' dedikleri Türk askerleriyle,
Çanakkale'de aylarca savaştığında, Mehmetçiği çok farklı bulduğuna
işaret eden Tunçoku, Avustralyalı savaş muhabiri C.E.W.
Bean'in kaleme aldığı ''Abdul'' adlı şiirin, Avustralyalıların
Türklere karşı değişen bakışının en çarpıcı örneği olarak
gösterildiğini belirtti.
Türklere karşı olumlu bir yaklaşım içinde olmayan Bean'in, zamanla
Türk askerine ''Centilmenlik Sembolüydün'' dediğini anlatan
Tunçoku, savaş sırasında Bean'in Mehmetçiği çok iyi tanıdığını ve
ülkesine yolladığı resmi raporlar ve ailesine yazdığı mektupların
da önyargısının değiştiğini kanıtladığını ifade etti.
BEAN'İN 'ABDUL' ADLI ŞİİRİ
Tepelerden saldıran gençlerimize içtik
Sahile hücum eden askerlerimize,
Tünelcilerimize ve özel savaş birliklerine,
Hepsinin şerefine birer kadeh kaldırdık;
Ve topçulara ve sedyecilere
Ancak içkiler soğumadan
Size birinden söz edeceğim,
Ki, adı ABDUL.
Onu göremiyoruz son zamanlarda,
Ama sakın şu şapka onun olmasın,
Salınan karşı mazgalda...
Şu, bizim hep ateş ettiğimiz;
Geceleri soluğunu işittiğimiz,
Karanlıkta nöbet tutan
İşaretler vererek, cıvıldayıp şakıyan
Erkenci bir tarla kuşu gibi
Taze dallar çatırdadı,
Diz üstüne çökerken biz,
Koca, kapkara gölgesi ezip geçti,
Bir gergedanın ağaçları ezip geçtiği gibi.
Onun fırladığını gördük dalga dalga,
Sabahın semalarına;
Mermilerimiz tam hedefini buldu,
Ve o, nasıl ölüneceğini biliyordu.
Evet, cephede ölümünü gördük onun,
Tıpkı bizim çocukların öldüğü gibi,
Zavallı koyu gözleri döndü
Umutsuz gökyüzüne
Kırılmış, zavallı kolları açılmıştı,
Aynı ismi verdiğimiz Tanrı adına...
Ve bu yüreğimizi paralayıp aldı,
Ama düşmüştük bir kez bu kanlı oyuna.
Adın mürekkep kadar kara olsa da,
Katil ve çapulcu olarak
Renli Hristiyanlarınla yan yana,
Seni yargılayacağız Bay Abdul,
Bilebildiğimiz bir sınav ile
Yaşarken ve ölürken, aldığın her nefeste
Sen hep bir beyefendiydin bizce.