Antibiyotiklerle gelen gizli tehlikeye dikkat!
Abone olDoç. Dr. Oğuz Özyaral: 'Hayvanların daha dirençli ve güçlü görünmeleri için verilen antibiyotikler sağlığımızı tehdit ediyor' dedi.
Bilinçli olarak verilen veya doğadan besinlerine karışan
antibiyotiklerle beslenen hayvanların etlerinin ne kadar sağlıklı
olduğu ve bu etlerin nasıl ayırt edileceği hakkında bilgi veren
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu
Müdürü Doç. Dr. Oğuz Özyaral, “Antibiyotik atıkları, artıkları
insanın doğaya attığı kimyasallar çimenlere, otlara geçiyor.
Yediğimiz besinlere, ağaçlara gidiyor, hayvanlar da bunları
tüketiyor ” diyerek uyarılarda bulundu.
Doğal beslenmenin günümüzde artık mümkün olmadığını tüketilen
etlere dikkat edilmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Oğuz Özyaral
,” Daha sağlıklı ve güçlü olsun, etleri yumuşak olsun diye tavuğa,
koyuna, ineğe antibiyotik veriyoruz. Bu korkunç bir şey bu
antibiyotikle bir tedavi amacı güdülmüyor. Hayvanın daha dirençli
daha güçlü olması hedefleniyor. Bunun sonucu olarak doğal
beslenmenin kalmadığını söyleyebiliriz” dedi.
YEMLERE ANTİBİYOTİK
KARIŞTIRILIYOR
Besi hayvanlarına iki şekilde antibiyotik bulaştığını ve bu durum
engellenmeye çalışılsa dahi antibiyotikli et tüketildiği gerçeğini
hatırlatan Doç. Dr. Özyaral, “Besi hayvanlarına iki tip antibiyotik
bulaşıyor. Bunların bir tanesi bilerek isteyerek veriyorlar yani
yemine antibiyotik karıştırıyorlar. Daha güçlü olsunlar,
gelişsinler ve kasları son derece güçlü olsun diye, tavuğa da
veriliyor. Maalesef böyle bir yaklaşım oldu ve bunun engellenmesi
için dünyada çok ciddi çalışmalar yapılıyor. Biz bilmeden tavuk, et
alıyoruz. Bunları çocuklarımıza yediriyoruz. Ve antibiyotikli bir
eti yemiş oluyoruz” diye konuştu.
O ETİ YEDİĞİMİZDE VÜCUDUMUZDAKİ
MİKROORGANİZMALAR AKILLANIYOR
Antibiyotikli et tüketmenin bir sonucu olarak vücudun ilaçlara
karşı bağışıklık kazandığını ve hastalık durumunda tedavilerin daha
güç olduğu üzerinde duran Doç. Dr. Özyaral, “Antibiyotikli eti
yediğimiz için vücudumuzdaki mikroorganizmalar akıllanıyor çünkü
antibiyotik görüyor. Ve organizmada antibiyotiklere karşı bir
hassasiyet beliriyor. Sonuçta reel olarak hastalandığımız da o
antibiyotik vücuda etki etmeyecek. Etlerin antibiyotikli olmasına
sebep olan iki faktörden biri bilerek isteyerek, hayvanın yemine
antibiyotik kullanılması ikincisi ise hayvanın bilmeden doğadaki
suyu içmesi, doğaya karışan kanalizasyondan geçen kimyasallar ve
antibiyotikleri yiyor olmasıdır.
BU KABUL EDİLEMEZ
Hayvanların iri ve kilolu olması ve besin değeri arttırmasına yönelik yapılan bu yanlışın önlenmesi için Dünya Sağlık Örgütü ve FDA (Food And Administration) çalışmalar yürüttüğü bilgisini veren Doç. Dr. Özyaral, son olarak yediğimiz etlerde antibiyotik olup olmadığını nasıl anlayacağımız konusunda şunları söyledi: “Etlerde antibiyotik olup olmadığını tabi ki anlayabiliriz. Ülkemizde bu işi yapan hem devlet eliyle hem de özel sertifa almış olan bütün enstitüler laboratuarlar ve üniversiteler bu deneyleri çok rahatlıkla yapıp bilgi verebilir. Bir hayvan etinde antibiyotik olması kabul edilemez. Sucukta ve salamda yani entegre ürünlerde göremeyiz. Onlara da raf ömrü uzasın, içinde organizma üremesin, bozulmasın, küflenmesin diye ekstradan ürünler kattılar. Halkımızdan ricamız bildikleri yerden bildikleri kasaplardan ve üzerinde damga olan belediye izinlerinin alınarak kesimlerinin yapılmış olduğu firmalardan ürünlerini almaya devam etmelidir.”