Antibiyotik kullanımına dikkat Ölüme götüren sürecin sebebi
Abone olAntibiyotik kullanımına dikkat edilmezse gerek toplum kökenli gerekse de hastane kaynaklı enfeksiyonların tedavisi zorlaşır. Bunun sonucunda da hastalar hayatını kaybedebilir
Antibiyotiklerin yanlış kullanımının, bakterilere yönelik daha
ileride uygulanacak tedavilere karşı direnç gelişmesine neden
olabileceğinin altını çizen İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hüseyin
Beğenik, “Nedene yönelik tedavi, tüm hastalıklarda olduğu gibi
enfeksiyonlarda da önem arz eder. Bakteriyel enfeksiyonlarda
sorumlu ajana yönelik ideal antibiyotik kullanılmasına akılcı
antibiyotik kullanımı denir. Eğer ideal antibiyotik kullanımına
dikkat edilmezse gerek toplum kökenli gerekse de hastane kaynaklı
enfeksiyonların tedavisi zorlaşır. Bunun sonucunda da hastalar
hayatını kaybedebilir” dedi.
Özellikle birçok solunum yolu enfeksiyonunda antibiyotiklerin gerekli olmadığını ve dengeli bir bağışıklık sisteminin basit enfeksiyonlarla mücadele edebilecek yeterlilikte olduğuna dikkat çeken İSÜ Liv Hospital Bahçeşehir’den İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hüseyin Beğenik, 18 Kasım Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü nedeniyle uyarılarda bulundu.
Doğru tanının ardından uygun süreyle alınmalı
Enfeksiyonların dünyada ölüm nedenleri arasında başta geldiğini hatırlatan Doç. Dr. Hüseyin Beğenik, enfeksiyon etkenleri arasında en sık görülenlerin ise bakteriler ve virüsler olduğunu söyledi.
Uygun antibiyotik tedavisinin; sağ kalım, hastalığın komplike
hale gelmesi ve kronikleşmenin önlenmesi, hastalığın şiddeti ve
süresinin kısaltılması açısından önemli olduğunu dile getiren Doç.
Dr. Beğenik, ideal antibiyotik kullanımı ile ilgili şu bilgileri
paylaştı:
“Doğru tanı sonrasında doğru antibiyotik; en uygun yoldan, etkin dozda, ideal aralıklarla, uygun süreyle verilmelidir. Mikrobiyolojik açıdan kanıtlanmış bakteriyel bir enfeksiyonun varlığı mutlaka sorgulanmalıdır. Tanı açısından gerekli değerlendirme yapılmadan ve enfeksiyon olmaksızın antibiyotik kullanılması, seçilen antibiyotiğin yanlış olması, antibiyotik dozunun yetersiz veya aşırı olması, doz aralıklarının uygun olmaması durumlarında antibiyotikler uygun kullanılmamış olur.”
Virüsün bulaşıcılığını engellemez
Antibiyotiklerin sadece bakteriyel enfeksiyonlara karşı etkili olduğunun altını çizen Doç. Dr. Beğenik, “Soğuk algınlığı veya grip gibi çoğunlukla virüslerin neden olduğu enfeksiyonlarda da yaygın olarak yanlış kullanılabilmektedirler. Bu durum, virüslere bağlı hastalığın tedavisine fayda sağlamadığı gibi virüsün bulaşıcılığını da engellememektedir. Antibiyotik kullanımı gerektirmeyen bu durumlarda semptomatik tedavi (şikayetlerin azaltılması için basit ağrı kesici ve ateş dürücülere ek olarak dengeli bir beslenme, uyku, istirahat vb. gibi) ile enfeksiyonunun bulaştırıcılığının önlenmesi için enfeksiyon kontrol tedbirlerinin alınması yeterlidir” ifadelerini kullandı.
Yanlış kullanılırsa bakteriler çoğalabilir
Antibiyotiklerin yanlış kullanımının, bakterilere yönelik sonraki tedavilere karşı direnç gelişmesine neden olabileceğini belirten Doç. Dr. Beğenik, “Bu direnç, bakteriyel enfeksiyon için elzem olan ilacın etkisinin azalmasına veya yok olmasına neden olabilir. Bakteriler için antibiyotik direnci, bakterilerin herhangi bir antibiyotiğin varlığına rağmen üreyebilmesi ve enfeksiyon yapabilmesidir. Bu yalnızca antibiyotiği uygun olmayan biçimde kullanan kişi açısından değil, sonradan dirençli bakteriye yakalanma riski olan herkes için tehlike oluşturmaktadır” dedi.
Antibiyotik direnci göz ardı edilmemeli
Antibiyotik direncinin tüm dünyada önemli bir sağlık sorunu haline geldiğini dile getiren Doç. Dr. Beğenik, “Antibiyotik ve dirençli bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlar, hastalığın ve ölüm oranlarının artması ve hastanede geçirilen sürenin uzamasına, ayrıca tedavi maliyetlerinde de artışa neden olmaktadır. Antibiyotik kullanımı, insanlardaki normal bakteriyel floranın (özellikle bağırsaktaki faydalı bakteriler) değişmesine, bu da çoğu kez antibiyotik dirençli bakterilerin ortaya çıkmasına ve ishal gibi birçok yan etkinin görülmesine neden olabilmektedir” şeklinde konuştu.
Hekim reçete etmeden kullanmayın
Antibiyotiklerin ateş düşürmediğini, ağrı dindirmediğini ve virüslere bağlı enfeksiyonları tedavi etmediğini ifade eden Doç. Dr. Beğenik, sözlerine şöyle devam etti:
“Antibiyotik yaygın ve yanlış kullanıldığında hızla direnç gelişebilir. Böylece esas etki beklediğimiz bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde de etkisiz hale gelir. Hekim reçete etmedikçe antibiyotik kullanılmamalıdır. Hastaların daha önceki bir hastalığında kullandığı antibiyotiğin, tekrar benzer hastalığa yakalansalar bile hekime danışmadan kullanmaması gerektiği konusunda bilinçli olması gerekmektedir. Özellikle grip ya da nezle gibi virüslere bağlı solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotiklerin tedavide yeri olmadığını unutulmamalıdır.”
Dikkat edilmezse faydadan çok zarar verir
Enfeksiyonu en etkili biçimde tedavi etmek ve direncin ortaya çıkma riskini azaltmak için antibiyotiklerin ideal şekilde kullanılması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Beğenik, “Antibiyotikler; hekimlerin reçetesi ile doğru dozda, doğru şekilde ve reçeteye uygun zaman aralıklarında alınarak uygun biçimde kullanılmalıdır. Aksi takdirde faydadan çok zarar getirecektir. Günümüzde antibiyotiklerin reçetesiz alınamamış olması bu riski azaltmış gibi gözükse de hastaların antibiyotik yazılması konusunda aşırı ısrarcı olmaları biz hekimleri zor durumda bırakmaktadır” açıklamasında bulundu.
Bağışıklık sistemi güçlü olmalı
Basit soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlar başta olmak üzere tüm hastalıklarla vücudumuzun etkin olarak mücadele edebilmesi gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Beğenik,” Hastalıklarımızda sağlıklı bir bağırsak florasını da içeren dengeli çalışan bir bağışıklık sistemine ihtiyacımız vardır. Dengeli bir bağışıklık sistemi için zararlıların vücuda alınmasının azaltılması (gereksiz bir antibiyotik kullanımı da) ve oluşan zararlıların da bertaraf edilmesi önem arz eder” diye konuştu.
Hastalıklarla mücadelede dengeli bir aktif yaşam, kaliteli bir uyku, pozitif düşünme ve temiz kaynaklardan sağlıklı beslenmenin çok önemli yer tuttuğunu işaret eden Doç. Dr. Beğenik, “Beslenmede ise karbonhidrat, protein ve yağ gibi makro besinlerin yeterli alınmasıyla birlikte; su, vitamin ve minerallerin de doğal kaynaklarından ve yeterli düzeyde alınması önem arz etmektedir. Tüm bunlar bünyeyi daha sağlıklı hale getirerek hastalıklarla daha kolay mücadele etmemizi sağlayacaktır. Böylece tüm hastalıklarla olduğu gibi enfeksiyonlarla da az karşılaşmış, daha az antibiyotik kullanmış, sonuçta da bakterilere karşı en önemli silahımız olan antibiyotiklere direnç gelişimini de önlemiş oluruz. Tüm bunlar için toplum olarak sağlıklı yaşam bilinci farkındalığımızı artırmamız gerekmektedir” diyerek sözlerini noktaladı.