Kepez ilçesinde yaşayan Ali Osman Gökçe (44), 2000 yılında İstanbul’da ayakkabı boyacılığı yaparken tanıştığı Moldovalı Stepanida Stoico'ya (41) aşık oldu. Evlenme kararı alan çiftten Stoico, Müslümanlığı kabul etti.Çift, aynı yılın Ekim ayında resmi nikah yapmadan dini nikahla Malatya’da evlendi. Gökçe, memleketinde ‘Songül’ adını verdiği eşi Stoico ile birlikte yaşamaya başladı.Resmi nikahı bugüne kadar erteleyen çiftin, ilerleyen zaman içerisinde Serdar Şahin, Batuhan Işık, Alperen isimlerinde 3 çocuğu dünyaya geldi. Oturma izni bulunmayan annenin üzerine kaydedilen çocuklardan okul çağına gelen ikisi iddiaya göre kimliksiz bir şekilde ikinci sınıfa kadar okudu. Ardından tüm çocuklarına kimlik çıkartan aile, 9 yıl önce Antalya’ya taşındı. Çocuklar burada da eğitimini sürdürürken, Muratpaşa ilçesinde oturan Ali Osman Gökçe, yaklaşık 6 ay önce Kepez’e taşındı. Burada ortaokul öğrencisi en küçük oğlu Alperen Gökçe’yi okula yazdırmak isteyen baba, oturma izni bulunmayan annenin üzerine kayıtlı çocuğunu okula yazdıramadı.Oğlunun bu yıl hiç okula gidemediğini belirten Ali Osman Gökçe, yılan hikayesine benzeyen yaşam hikayesini "“Gençtik önemsemedik, ‘nikah olayını nasıl olsa yaparız’ dedik. Düğünümüzü yaptık Malatya’da. Çocuğumuz oldu, tekrar çocuğumuz oldu yine önemsemedik." diyerek anlattı. "Çocuklar ilkokula gidene kadar kendimize sorun yapmadık" diyen Gökçe "İlkokula başladıklarında ilk 2 yıl kimliksiz gittiler. Mahalle okuluydu, tanıyorlardı bizi kimliksiz bir şekilde aldılar okula. Daha sonra çocukların kimliklerini çıkardık." dedi.Gökçe "Annenin hiçbir yerde kaydı yoktu. Kimse de sormadı. Moldova vatandaşı, Gagavuz Türk’ü kendisi." ifadelerini kullandı. Gökçe "Şu an yaşadığımız sorun, 3 çocuğumuzdan en ufağı olan Alperen’e, okula gidememesi. Etiler Mahallesi’nde 6’ncı sınıfa kadar gidiyordu, 7’nci sınıfta taşındığımız yerden devam edecekti. Ama gidemiyor." şeklinde konuştu.Eşinin sınır dışı edilme korkusunu da yaşadıklarını dile getiren Gökçe, böyle bir durumda kendisinin de Moldova’ya gidip gerekli işlemleri halledip geri gelmek zorunda kalacağını ancak buna maddi durumunun el vermediğini söyledi.Gökçe, “Maddi imkanlarımız şu anda iyi değil. Tekrar eşimin ülkesine gitmesi, benim oraya gidip gelme imkanımız yok. Bunun herhalde bir cezası var. Konsoloslukla görüştüm, bu belgeyi kendilerinin temin edemeyeceğini söyledi. Şu an eşimin deport yani sınır dışı olması gerekiyor." ifadelerini kullandı. "3 tane çocuğumuz, yuvamız var. Bunu yıkmak gerekiyor. Ya da eşimi tek göndereceğim, çocuklarla kalacağım" diyen Gökçe "Bu sefer oraya gidip, nikah kıyıp öyle beraber gelmemiz gerekiyor. İkimizin yaşadığı sorunların çocuğun eğitiminde yaşaması enteresan. 18 yaşına geldikleri zaman her türlü sorun bitecek” diye konuştu.Çocukları oturduğu adrese kayıt ettiremediğini ileri süren Gökçe, “Çocuklar kimliklerinde benim soyadımı taşıyor. Ama benim oturduğum adrese kayıt ettiremiyorum. Kendi üzerime almam için mahkeme gerekiyor. Ama bunun gereği yok." dedi. "Annenin hakkıysa, annede kalsın" diyen Gökçe "Bu sorunu çözmek için şu an düşünüyorum ama 5-6 aydan bahsediliyor. Bu sefer de çocuğun okul süresi gidiyor. Ben sadece çocuğumun okula gitmesini istiyorum” ifadelerini kullandı.Gökçe, ailece tedirgin olduklarını da belirterek, “3 tane çocuğumla bir hanımı bu şekilde nasıl deport edecekler. Vicdan el veriyorsa buyursunlar. Tek istediğim, eşimi Türk vatandaşı yapabilmek. Eşim zaten kendi rızasıyla, kendi isteğiyle 18 yıl önce Müslüman oldu. Dini nikahımız var." dedi.Gökçe "Gönlümüzde de var ama bir tek kağıtta yok. Tek hatamız, yıllar sonra önümüze çıktı. Bu çocuklar kümeste okumadı. Bunlar aslan gibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve ülkesine gönül vermiş çocuklar. Zaten birisi subay olacağım diye kendini parçalıyor” ifadelerini kullandı.Yaptıkları yıllar süren ertelemenin kendilerine ağır bir fatura olarak çıktığını kaydeden Gökçe, “Eşimle ben otelde kalamıyorum. Bu durumun külfeti ne kadar çıkacak bilmiyorum. Yıllar önce yabancılar şube müdürlüğüne gittim. Bu problemi söyledim. Hikayemin yılan hikayesi olduğunu söylediler. Dosya hazırladım. Düğün CD'si, çocuklarımın doğum belgesiyle ilgili." dedi. Gökçe "Ankara’ya başvurayım dedim, oradan da sonuç alamadım. Şu anda hiçbir şey yapamıyorum. Elimde kuru bir pasaport var. Bana sorsanız eşinin adı ne diye, bilmiyorum. Düşünsenize, annesini, babasını tanımadan, bunca yıl bir kadınla yaşıyorsunuz. Sadece eşimi tanıyorum. Songül ismini de kendim verdim. Maddi gücüm şu anda buna imkan vermiyor. Gittiğim kurumlardan, senin sorunun budur, bu kurum yapar diye bir sonuç alamıyorum." şeklinde konuştu."Herkes mevzuat gereği oradan oraya gönderiyor" diyen Gökçe "Okuldan başladık, silsile yoluyla adliyeye kadar gittik. Nüfus müdürlüğü, Aile Sosyal Politikalar, Kaymakamlık, valilik, adliye. Adliyeden bugün tekrar okula yönlendirdiler. Ben ne yapabilirim? Kanunsuz bir şey istemiyorum. Cezası neyse onu da bilmiyorum. Ya diyecekler ödeyeceğiz, ya da onunla birlikte ülkesine gidip evlenip döneceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.Oğlunun okumasını istediğini söyleyen Stepanida Stoico ise “Sadece çocuğum okusun istiyorum. 3 tane asker var. Kendim için bir şey istemiyorum. Bugüne kadar eşimin beni bırakacağını hiç düşünmedim. Severek evlendik ve 3 tane çocuğumuz oldu. Bu her zaman önümüze çıksın istemiyoruz” dedi.Stoico, ‘Neden evlenmiyorsunuz’ sorusuna da “Mutlaka bir cezası var bunun ama biz başvurduk. ‘Bu kadar cezan var’ diye de bize dönüş olmadı” yanıtını verdi.Şu anda ailesiyle birlikte derslerini evde yapmaya çalışan Alperen Gökçe ise “Artık okumak ve annemin babamın evlenmesini istiyorum. Böyle durumların yaşanmasını tabi istemiyorum. Evimizde internet yoktu, uzaktan eğitim göremediğim için en az 1,5 - 2 yıldır okula gidemiyorum” diye konuştu.