Antalya'da hemşehrisine güvendi hayatı karardı! Karşısında görünce felç oldu
Abone olANTALYA'da vatandaşları boş kağıtlara attırdıkları imzalarla borçlandırıp icra takibi başlattıkları ve yaklaşık 14 milyon lira dolandırdıkları gerekçesiyle tutuksuz yargılanan iki sanığa toplamda 45 yıl hapis ve 218 bin lira para cezası verildi.
Manavgat ve Alanya’da Recep Yaşa, Hayrettin Şahbaz ve Nuriye
Ekinci’nin de aralarında bulunduğu birçok kişiyi avukatları
huzurunda alacaklı oldukları senetlerin arkasına veya boş kağıda
imza attırdıktan sonra borçlandırdığı ve icra yoluyla tahsil etmeye
çalıştığı gerekçesiyle yargılanan 2 kişinin karar duruşması
görüldü.
Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki karar duruşmasında Hayrettin
Şahbaz ve Nuriye Ekinci ile 25 Mayıs’ta yaşamını yitiren Recep
Yaşa’nın kızları ile tarafların avukatları hazır bulundu. Mahkeme,
tutuksuz yargılanan sanıklardan Mustafa Ç.'yi evrakta sahtecilik ve
nitelikli dolandırıcılık suçlarından 31 yıl hapis ve 181 bin TL
para cezası, Himmet D.'yi ise 14 yıl 2 ay hapis ve100 bin TL para
cezasına çarptırdı.
"Hemşehrime güvendim her şeyimi kaybettim"
Olayın mağdurlarından Nuriye Ekici, uzun yıllar Almanya’da çalışıp
para biriktirdiğini, yatırım yapmak için Alanya’ya geldiğini
belirterek, “İyi niyetim sayesinde yapmak istediğim her işte
dolandırıldım. Elimdeki alacak senetleriyle gittiğim, aynı zamanda
hemşehrim olan avukatımın yanında Mustafa Ç. bulunuyordu.
Avukatımın isteği doğrultusunda senetlerin arkasını imzaladım ve
Mustafa Ç.'ye teslim ettim. Ne olduysa ondan sonra oldu.
Alacaklıyken borçlu duruma düştüm. Başta evim olmak üzere elimde
avucumda ne varsa kaybettim. Tam adalete olan güvenimi kaybetmek
üzereyken nihayet adalet yerini buldu. Verilen cezalar bizim
yaşadıklarımızı ve kaybettiklerimizi yerine getirmeyecek ama yine
de adaletin yerini bulmasından dolayı mutluyum. Beni bu duruma
düşüren avukatımdan da şikayetçiyim” dedi.
"Keşke babam bugünleri görebilseydi"
Babasının vasiyeti üzerine davanın peşini bırakmadıklarını belirten
Şenay Çizmeci, gözyaşlarına hakim olamadı. Çizmeci, “Keşke babam da
bugünleri görseydi. Babam Recep Yaşa 2.5 senedir dolandırıcılara
karşı bir hukuk mücadelesi veriyordu. Alacaklı olduğu iki senetle
Avukat A.Ö.'nün ofisine gitmiş, A.Ö.'ye icra yoluyla alacağını
almak için vekalet vermiş. Babam senetleri avukatın isteğiyle
A.Ö.'nün yanında çalışan ve icra dosyalarının takibini yapan
Mustafa Ç.'ye teslim etmiş. Mustafa Ç., babamın alacaklı olduğu iki
tane 30-35 bin euroluk senedi arkasını imzalatmak suretiyle ciro
ettirmiş. Babam avukat diye güvendiği için arkasını imzalıyor ve
senetleri veriyor. Bu da yetmemiş bir de sahte senet düzenliyorlar.
Babamın hiç tanımadığı Himmet D. diye bir adama babam 350 bin TL
borçluymuş gibi bir sahte senet düzenliyorlar." ifadelerini
kullandı.
"Babamın ruhu orada huzur bulacağı için
mutluyum"
"Babamın sözleşme diye imzaladığı bir kağıtmış bu, üzerini kesip
doldurmuşlar senet şeklinde ve öyle borçlandırmışlar" diyen Çizmeci
"Babamın bu iki şahsa da bir borcu yokken her şeyini haczettiler.
2.5 senedir babam bu dolandırıcılar yüzünden mağdur olmayı
hazmedemiyordu. Çünkü babam Side'nin en eski esnaflarından, en eski
turizm işletmecilerinden ve yıllarca ticaret yapmış bir adam.
Avukata güvendiği için başına bunlar geliyor. Biz babamı 25
Mayıs'ta kaybettik. Covid'e yakalandı bağışıklık sistemi düştüğü
için. Bize vasiyet etmişti 'dosyalarımı takip edin, davalarıma
katılın' diye. Biz de bugün onun için buradayız, duruşmaya geldik.
Adalet tecelli ettiği için ve babamın ruhu orada huzur bulacağı
için mutluyum. Buruk bir mutluluk, keşke babacığım da görebilseydi
ama ömrü yetmedi. Adaletin tecelli etmesinden dolayı içim rahat,
ceza aldıkları için hakim beye çok teşekkür ediyorum" diye
konuştu.
Felç geçirip yatağa düştü
Yaşadığı olay sonrası felç geçiren ve 15 gün yoğun bakımda yatan
Hayrettin Şahbaz ise eşi Zeynep Şahbaz’ın yardımıyla mahkeme
salonunda hazır bulundu. Eşinin felç olmasının tek sebebinin bu
şahıslar olduğunu belirten Zeynep Şahbaz, “Eşim ödediği ve geri
alıp sakladığı senetleri yeniden karşısında görünce dert sahibi
oldu. Felç geçirdi. Bizim elimizde ödediğimiz senetlerin aslı
olmasına ve alacaklı parasını aldığını söylemesine rağmen hem bize
hem de alacaklıya haciz uygulandı. Adaletin yerini bulmasından
dolayı mutluyuz” dedi.
Müşteki avukatı: "Tefecilik ve dolandırıcılık için
düzenleme şart"
Tefecilik ve dolandırıcılığın basit düzenlemelerle büyük ölçüde
ortadan kaldırılabileceğini belirten müşteki avukatlarından Ertekin
Kök, “Adalet tecelli etti, bundan memnuniyet duyuyoruz. Ancak,
adalet tecelli ederken mağduriyet ortadan kalktı mı? İşte bu
noktada taleplerimiz var. Burada iki tane örneğimizde olduğu gibi
amcalardan bir tanesinin aracı icra deposunda bağlı kaldığı için
köyden bisikletle geldi gitti ve yaşamını yitirdiği için davanın
bittiğini göremedi. Bir tanesi de maruz kaldığı olaylar neticesinde
felç oldu. Eğer icra başlatan kişiler hakkında dolandırıcılıktan
iddianame düzenlenmişse, dolandırıcılıktan, sahtekarlıktan
yargılanıyorsa artık icra işlemine devam edememelidir. Ancak menfi
tespit davası açmak, icraları durdurmak çok maliyetli bir iş. Harca
esas değerler çok yüksek, yatırılması gereken teminatlar çok
yüksek. Bu sefer vatandaş hak arayamaz durumdadır, herkes avukat da
tutamıyor" dedi.
"3-5 sene sürecek yargılama süresinde malını mülkünü
kullanamıyorlar"
Dolayısıyla burada öncelikli olarak bu tür olaylarda makul şüpheyle
ceza soruşturması başladığını, çok kuvvetli delil varsa iddianameye
dönüştüğü anda bu dosyalara el konulması gerektiğini söyleyen
Ertekin Kök, "Çünkü suçtan elde edilen ve suçta kullanılan her şeye
el koyma ve müsadereye tabi ilkesini unutmamak lazım. Savcılarımız
bu konuda, bu tür olaylarda eğer vatandaş hiç tanımadığı, bilmediği
insanların icrasına maruz kalıyorsa, o zaman savcılarımız meseleye
hukuki mesele yerine dolandırıcılık, sahtekarlık suçunu
soruşturuyor gibi davranıp öncelikle bu tür olaylarda icra
işlemlerine devam edilmemesi sağlanmalıdır. Şimdi bu kadar cezayı
aldı sanıklar, ancak bu insanların icrası hala devam etmektedir.
Vatandaşların arabası hala icra dairelerindedir, bankalarda,
evlerde hala haciz vardır. 3-5 sene sürecek yargılama süresinde
malını mülkünü kullanamıyorlar. Bu tıpkı şuna benzer, ruhsatsız
silahı yakalatmışsınız, 'dava sonlanana kadar ruhsatsız silahla
geziyorum' demek gibi bir şey” dedi.