Antalya Diplomasi Forumu başladı! Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar
Abone olAntalya Diplomasi Forumu (ADF), dünyanın dört bir yanındaki 147 ülkeden temsilcileri ağırlıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan forumun açılış konuşmasını yaptı. Gazze'de yaşananların bir savaş değil soykırım olduğunu belirten Erdoğan, buna da Batı ülkelerinin ikiyüzlü politikalarının neden olduğunu söyledi.
Antalya Diplomasi Forumu (ADF) 2024, 147 ülkeden 19 devlet
başkanı, 73 bakan ve 57 uluslararası temsilci olmak üzere 4 bin
500'e yakın katılımcıyla başlıyor. ADF 2024'ün açılış konuşmasını
Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı. Erdoğan, "Gazze'de sadece çocuklar,
kadınlar ve siviller canice katledilmedi, milyarca insanın hukuka,
adalete olan inancı katledildi." dedi. İşte Erdoğan'ın
açıklamalarından satır başları...
- Turizm başkentimiz tarih tabiat ve kültür şehri Antalyamıza hepiniz hoş geldiniz. Bilindiği gibi 6 Şubat 2023'te yaşadığımız asrın felaketi nedeniyle formumuz geçtiğimiz yıl iptal etmek zorunda kalmıştık. Deprem felaketinin yaralarını hızla sarıyoruz.
- Bu zorlu süreçte dost ülkelerden gördüğümüz maddi ve manevi desteği burada ifade etmek isterim. Dayanışmasını esirgemeyen dostlarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
- 3 gün boyunca günümüz liderlerinden geleceğin liderine, iş insanlarından akademisyenlere yaklaşık 4 bin katılımcı bu çatı altında bir araya gelecek. Forumumuzun bu yılki temasını "Krizler Döneminde Diplomasiyi Öne Çıkarmak" olarak belirledik. Küresel siyasetin kaotik düzenine baktığımızda forumun temasının ne kadar isabetli olduğu anlaşılacaktır.
- Ülkeler arasındaki gelir adaletsizliği katlanarak artıyor,
savaşlar eskisinden çok daha kanlı geçiyor. Sömürgecilik yeni
yöntemlerle devam ettiriliyor. Karşı karşıya olduğumuz gerçek
şudur; Refah, huzur, barış ve özgürlük yüzyılı olmasını umduğumuz
21. yy buhranlar yüzyılı olmaktadır.
Pek çok alanda ezberler bozuluyor
- İnsanlık olarak gerçekten sancılı sıkıntılı krizlerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Pek çok alanda ezberler bozuluyor. Gönül ister ki bu değişim insanlığın güncel sorunlarına çözüm getirsin. Açlığa, yoksulluğa çare olsun. Maalesef bu konuda ümit var ama konuşamıyoruz. Ülkeler arasında gelir adaletsizliği giderek artıyor.
Bir slogandan öteye geçemiyor
- Kültürel ırkçılık, İslam düşmanlığı dünyanın pek çok bölgesinde toplum içerisinde bir veba salgını gibi yayılıyor. Refah, huzur ve barış 21. Yüzyıl beklentilerin aksine giderek buhranlar çağına dönüşmektedir. Herkesin dişline pelesenk ettiği uluslar arası düzen anlamını kaybetmek, bir slogandan öteye geçememektedir. Cari uluslararası sistem ise asgari mesuliyetlerini bile yerine getiremiyor.
Doğru bildiğimizi söyleyeceğiz
- Tüm bunları olayların uzağında bir ülkenin lideri olarak söylemiyorum. Türkiye, krizlerden en çok etkilenen ülkelerden biridir. İnsanlığın gündemini meşgul eden çatışmaların, riskler bizim yakın coğrafyamızda yaşanıyor. Biz 40 yıldır terörle uğraşıyoruz. DEAŞ’la mücadele eden yegane NATO müttefikiyiz.
- Son dönemde protesto eylemi kılıfı altında Kur’an’ı kerime yapılan menfur saldırıların çoğu Türk büyükelçiliklerin önünde gerçekleştirildi. Düzensiz göç meselesinde 12 yıldır zaten ciddi baskı altındayız. Çatışmalardan ve terör örgütlerinin baskılarından kaçan yaklaşık 4 milyon sığınmacıya evsahipliği yapıyoruz.
- Türkiye’nin hiçbir hadiseyi görmezden gelme durumu yoktur. Hakikati konuşanların seslerinin kısıldığı günümüzde böyle bir misyonun zorluklarının farkındayız. Buna rağmen birilerini için rahatsız edici de olsa gerçekleştirmeye devam edeceğiz.
Gerçeklerden kopuk bir romantizm...
- Karşı karşıya olduğumuz jeopolitik riskleri yönetmek için her zamankinden daha aktif, çok yönlü soğuk kanlı bir politika izliyoruz. Prensiplerimizden taviz vermeden, ülkemizin menfaatlerini her alanda güçlü bir şekilde savunmanın gayreti içindeyiz.
- Diplomasi krizlerin barışçıl çözümünde elimizdeki en büyük araçtır. Karşılıklı anlayışın çerçevesinde hareket edildiği müddetçe aşılamayacak hiçbir engel bulunmuyor. Yeter ki maksimalist hedefler peşinde koşmayalım. Tüm bunları dillendirirken gerçeklerden kopuk bir romantizmden bahsetmiyorum.
Savunmada başarı hikayemiz ortada
- Bu hakikatleri göz önüne alarak son 21 yılda pek çok alanda büyük atılımlar gerçekleştirdik. Diklenmeden dik durabilmek için, milli onurumuzu, milletimizin hak ve hukukunu koruyabilmek için her türlü adımı attık.
- Yılda %5,5 oranında büyüttük. Milli gelirimizi 238 milyar dolardan 1 trilyon 119 milyar dolara yükselttik. Ülkemizi satın alma paritesine göre milli gelir sıralamasında dünyada 11. sıraya çıkardık. İhracatı 36 milyar dolardan 256 milyar dolara turizm gelirimizi. 54,5 milyar dolara getirdik. Savunma sanayinde yerli oranını %80 seviyelerine çıkardık.
- Geçtiğimiz hafta 5. Nesil Savaş uçağımız Kaan’ın da uçuşunu yapmasıyla bu alanda farklı bir lige yükseldik. Dış işlerinde 163 olan temsilci sayımız bugün itibariyle 261’e çıktı. Böylece ülkemizi her alanda takip edilen, duruşu dikkate alınan bir konuma getirmeyi başardık.
- Türkiye hem Batı’ya hem Doğu’ya kazan kazan temelinde işbirliği kurabilen, Avrupa birliği ile gümrük birliği içerisinde, hiçbir ayrım yapmadan mazluma el uzatan, bekası tehlikeye girdiğinde sahada her türlü tedbiri alabilen velhasıl her alanda büyük bir güç olarak ön plana çıkmaktadır.
Yaşanan savaş değil soykırımdır
- 7 Ekim'den bu yana Gazze'de yaşanan barbarlığı ve katliamları hepimiz içimiz yanarak takip ediyoruz. İsrail'in kasıtlı saldırıları sonucunda çoğu çocuk ve kadın 30 binden fazla kişi şehit oldu. Yaklaşık 2 milyon insan göçe zorlandı. Gazze'de sadece çocuklar, kadınlar ve siviller canice katledilmedi, milyarca insanın hukuka, adalete olan inancı katledildi. Yaşananlar bir soykırım girişimidir.
- İnsanlık olarak Türkiye olarak saldırıların ilk gününde itibaren ortaya koyduğumuz çabalara, bölgeye gönderdiğimiz 37 bin tona varan yardıma, 900'den fazla Gazzeli hastayı ülkemize getirmemize rağmen bunun mahcubiyetini halen yaşıyoruz.
Garantörlük dahil sorumluluk alırız
- Uluslararası Adalet Divanı'nın tutumu ortadayken, Netanyahu yönetimi işgal, yıkım ve katliam politikalarını dün olduğu gibi pervasızca gösterebiliyor. Uluslararası toplum Filistin halkına olan borcunu ancak Filistin Devleti'nin kurulmasıyla ödeyebilir.
- Bu maksatla garantörlüğü de kapsayacak şekilde sorumluluk alabileceğimizi belirttik. Gazze'nin yeniden toparlanması için elimizden geleni yapacağız. Dünyanın dört bir yanında hemen her hafta meydanları dolduran tüm Filistin dostlarına şükranlarımı sunuyorum.
Dünya genelinde etkili olan olumsuzluklara rağmen Türkiye Yüzyılı hedeflerimizde ilerliyoruz.