Kanal D’de hafta içi her gün ekrana gelen “Neler Oluyor Hayatta” programıyla seyirci karşısına çıkan Hakan Ural, Breaking News Turkey sitesine konuştu. Geçtiğimiz haftalarda koronavirüse yakalanan Ural, röportajında yaşadığı zorlu günleri de anlattı.Röportajında 16 yaşından beri sektörde olduğunu belirten Hakan Ural, yaşadıklarının adeta bir okul gibi kendisini eğittiğini söyledi."Bizim günahıyla, sevabıyla, hatasıyla, yanlışıyla yaşadığımız hayat, okul ötesi bir şey yani" diyen Ural "Master’ın master’ı. Hani yaşadıklarımızın beşte birinden birine bahsetsen, ağzı açık kalır." dedi.Ural "Hayatımda ödenmiş bedeller var. Keşke çok hata yapmasaydık, bedel ödemeseydik, acı çekmeseydik de bu kadar da bilmeseydik.” ifadelerini kullandı.Ural, genç yaşta gelen şöhretle ilgili “Bu saatten sonra 30 yaşında oğlu olan bir adam olarak Kıvanç Tatlıtuğ, Burak Özçivit gibi klark atacak halim yok. Gelmişim 54 yaşına." diye konuştu.Geçtiğimiz haftalarda koronavirüse yakalanan ve durumu ağırlaşınca hastanede tedavi altına alınan Hakan Ural, yaşadıklarından "Ben aşılıydım. Bunun sirayet edeceğini de öngörüyordum, çünkü hemen hemen etrafımda Korona olmayan yoktu. " sözleriyle bahsetti."Dolayısıyla kim nasıl geçiriyor, görüyorsun" diyen Ural "Bir kanaatin oluyor. Eşim ve çocuğumdan aldım ben, yoksa kendimize o anlamda dikkat ediyorduk. Burnunun ucunda çocuğun ve eşin olunca, kurtulma şansın çok olmuyor." dedi.Ural "Ayrıca biraz yanlış tedavinin de sebep olduğunu düşünüyorum. 8’inci günde kötü oldum. Kendimde bir anormallik sezdim ve bir hastaneye gideyim dedim." ifadelerini kullandı."Ural "Koronavirüsün en büyük sıkıntısı, akciğere sirayet etmesi. Tomografi çektirdim. Ne zaman ki akciğerde tutulum olduğu gözüktü, beni yatırdılar." dedi.Hakan Ural’a hastalığı döneminde hakkında çıkan ölüm haberleriyle ilgili "Hastaneye yatarken eşim cep telefonumu aldı. İyi ki almış. Ben itiraz etmiştim çünkü, tedavi sırasında kimseyle görüştürmüyorlar, tek başıma odada ne yapacağım günlerce?" diye konuştu.Ural "Eğer telefon bende olsaydı, bu psikolojik boyutu atlatamazmışım. Öldü demişler, bir sürü şey demişler, etkilenirdim yani. Telefon olmadığı için o psikolojik kısmı olumsuz yaşamadım." ifadelerini kullandı.Ural "Ayrıca eşim ve doktorlar bana kritik bir süreç yaşadığımı hiçbir zaman hissettirmedi. Dolayısıyla ben hastanede çok panik olmadım." dedi.Ural "Şunu yaşadık; oksijenim düştü, nefesim sıkıntı oldu, ateşimin 39.9’lardan düşmediği oldu. Her dakika kan verdim, bir sürü ilaç üstümde. Dolayısıyla çok zor bir 8-9 gün geçirdim." şeklinde konuştu..Hakan Ural, hayatının Film olmasını isteyip istemediği sorusuna "Bir tarafım ister, bir tarafım istemez. Bugünün dünyasında manipülasyon çok." yanıtını verdi."Samimiyeti paylaşabilmen için günahıyla sevabıyla samimi bir bakış açısının olması lazım her konuda" diyen Ural "Bugün var mı? Yok. Hoşgörü diye bir şey yok. Öyle bir ortamda biyografinin çekilmesi seni yıpratır, üzer. O yüzden ne gerek var yani? Huzurumuz, her şeyimiz yerinde." dedi.Hakan Ural’a oyunculuğa dönmeyi düşünüp düşünmediği de soruldu."Teklif çok var" diyen Ural "Kendi gerçekliğim içinde gerçekten bu saatten sonra tatmin olacağım bir senaryo var mı; yok. " ifadelerini kullandı.Ural "Senaryo bir projenin her şeyi. Onda sıkıntı var öncelikle. Ayrıca TV programım, canlı yayın olması nedeniyle öncesi ve sonrasıyla inanılmaz yıpratıcı. Ben öğlen uyumadan asla kendime gelemiyorum." dedi.Ural "Oradan feragat etmek çok ekstra olur bana yani. Çok büyük para verecekler de ‘Şu parayı alayım, kaçırmayayım’ diyeceğim veya gelecekte çok gurur duyacağım, çok keyifli, maneviyatı iz bırakacak senaryo denk gelecek ki kabul edeyim.” diye konuştu.