Annesini öldürüp kanıyla duvara yazı yazdı! Cinayeti saniye saniye anlattı
Abone olBURSA'da, annesi Tülin Beygirci'yi, 50 bıçak darbesiyle öldürüp, kanıyla , 'Bu mahallenin onuru var' yazan üniversite öğrencisi Berke Karasu’nun yargılanmasına devam edildi. Katilin makkemede anlattıkları kan dondurdu.
Yalnız yaşayan Tülin Beygirci işe gitmeyince, mesai arkadaşları
şüpheye kapılıp, polisi aradı. Eve giden polis ekipleri, kapıyı
kırıp içeriye girdiklerinde vücudunun 50 yerinden bıçaklanmış
Beygirci'nin cansız bedenini buldu. Cinayetin ardından İl Emniyet
Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ve Gemlik İlçe Emniyet
Müdürlüğü'nce oluşturulan özel ekip, güvenlik kamerası kayıtları
ile Tülin Beygirci'nin son 3 aya ait telefon görüşmelerini
incelemeye aldı.
Polis, kamera kayıtlarından, Tülin Beygirci'nin işte olduğu sırada eve oğlu Berke Karasu'nun girdiğini belirledi. Polis, şüphelerin yoğunlaştığı Denizli Pamukkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi son sınıf öğrencisi Berke Karasu'yu telefonla arayarak, annesinin vefat ettiğini ve adli tıp işlemleri için imzasının gerektiğini söyleyerek, Bursa'ya çağırdı. Bursa'ya gelen Karasu, gözaltına alındı. Gemlik Adliyesi’nde annesini öldürdüğü şüphesiyle tutuklanan Berke Karasu, cezaevine konuldu.
“Annemi bıçakladıktan sonra oturup ağladım”
Bursa 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakkında 'yakın akrabayı öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan Berke Karasu'nun yargılanmasına devam edildi. Sanık duruşmaya Bursa E Tipi Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, ayrıca duruşmada sanık avukatı ile Aile Çalışma Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı hazır bulundu. Berke Karasu, olay gecesini şöyle anlattı:
“Eve gelirken annemi öldürme gibi bir planım yoktu” diyen Karasu’ya, mahkeme başkanı tarafından tutanaklarda da yer alan otobüs biletini başka isim ve soy ad ile başka bir TC. numarasına alması soruldu. "Doğrudur" diye yanıt veren Karasu, "Evde yaklaşık 10 saat boyunca kendim ile evden dönüp gitmek için savaştım. Ancak, bu olayı engelleyemedim. Üzerimdeki kanlı tişörtümü, bere, eldiveni poşete koydum. Gece saat 22.30 sıralarında evden çıkarken, çöp kamyonun geçtiğini görünce, temizlik görevlisi elimdeki poşeti çöp zannederek isteyip aldı ve kamyona attı. Denizli’ye döndüm. Polis beni arayınca, yeniden Gemlik’e geldim. Polise her şeyi anlattım” şeklinde konuştu.
Sanık avukatı Enver Dikilitaş, müvekkilinin hareketlerinin normal olmadığını, bu yüzden akli melekelerinin yerinde olup olmadığı konusunda rapor alınmasını talep etti.
Mahkeme heyeti, sanığın akli dengesinin yerinde olup olmadığı yönünde İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.