Anne ve babalar aman bu hastalığa dikkat!
Abone olÖzellikle son zamanlarda İstanbul'da çocuklarda görülen bu hastalığa karşı uzmanlar uyarıyor
Son iki haftadır Türkiye'de ve özellikle İstanbul'da
görülmekte olan en önemli enfeksiyonlardan birinin "suçiçeği"
olduğu belirtiliyor.
Bu süreçte yüzlerce çocuğun suçiçeği geçirmesi, bunun en önemli
kanıtı olarak değerlendiriliyor. Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu,
"Okulların tatil olması salgının yayılmasını önlediyse de, içinde
bulunduğumuz hafta, özellikle ilkokul ve anaokulu öğrencilerinin
birçoğunda suçiçeği enfeksiyonu yaşanıyor" diyor. Hastalığın
kuluçka dönemi 2-3 hafta olduğu için belirtilerin ortaya çıkması
zaman alıyor. Bu süreçte hastada ateş, bulantı, soğuk algınlığına
benzer tablo ile birlikte tipik suçiçeği döküntüleri ortaya
çıkıyor.
ASPİRİN UYARISI
Sivilce görünümündeki yaralar su toplama dönemini takiben
kabuklanarak iyileşiyor ve süreç, genellikle bir hafta sürüyor.
Kaşıntı nedeniyle yaraların dağılıp enfekte olması deride kalıcı
izlere yol açıyor. Suçiçeği, ilaçla tedavisi olan nadir virüs
enfeksiyonlarından biri olarak görülüyor. Hastalık sırasında
özellikle aspirinden uzak durulması öneriliyor. Suçiçeği aşısı 1
yaşından sonra uygulanıp tekrarlanıyor. Aşının koruyuculuğunun tam
olmasa da oldukça yüksek olduğu belirtiliyor.
Grip aşısının koruyuculuğu bu yıl daha
az
Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu, 2010-2011 dönemi mevsimsel grip
enfeksiyonunun ülkemize daha geç bir dönemde ulaştığını belirtiyor
ve bunun mevsimsel kaymanın bir sonucu olabileceğini söylüyor.
"Belirgin bir kış mevsimi yaşamadığımız düşünülürse, gribin
kış aylarının sonuna doğru daha çok görülmesi olağandır"
diyen Pehlivanoğlu'na göre bu yılın mevsimsel gribi ve geçen yılın
domuz gribi olarak isimlendirilen grip türü, uzun süren bir
hastalık tablosuna neden oluyor.
2-3 hafta devam eden aralıklı ateş, öksürük, burun akıntısı ve
tıkanıklık gibi belirtiler hemen her hastada görülse de bu dönemki
grip tipinde bacak ve kas ağrısına da sık rastlanıyor. Bir başka
dikkat çeken yakınma ise çok şiddetli olmayan ishal ve bulantı
olarak dikkat çekiyor. Uzmanlar yumuşak dışkılama ve halsizliğin
birkaç hafta sürmesinin 2011 model grip için şaşırtıcı
karşılanmaması gerektiğini söylüyor. Grip virüsü tüm vücudu işgal
ettiği ve tüm dokularda belirti verdiği için enfeksiyon sindirim
sistemi içinde de etki gösteriyor. Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu,
geçtiğimiz yıl dünyayı tehdit eden domuz gribinin etkisinin bu yıl
da devam ettiğini söylüyor. Birçok ülkede ise daha önceki yılın kuş
gribi görülüyor. Domuz gribi aşısı olanlar ve 2010-2011 dönemi için
üretilen grip aşısını yaptıranlarda grip enfeksiyonu belirgin
olarak azalsa da grip aşısının koruyucu etkisinin sınırlı olduğu
belirtiliyor. Kızamık, kabakulak ve kızamıkçık aşıları gibi güçlü
koruyuculuğu olan bir grip aşısının henüz geliştirilemediğine
dikkat çeken Prof. Dr. Pehlivanoğlu, grip aşısının özellikle bu yıl
yeterli koruyuculuğa sahip olmadığını söylüyor.
NOROVİRÜS'E DİKKAT!
"Norovirüs, 2008 yılından itibaren Avrupa'da önemli salgınlara
neden olan bir mikroptur" diyen Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu,
özellikle İngiltere'de çok sayıda yaşlı ve düşkün insanın ölümüne
neden olan bu virüsün ülkemizde de görüldüğünü belirterek, bunun
önemli bir salgın boyutunda olmadığına dikkat çekiyor. Norovirüs,
bulantı, kusma, ateş ve ishale yol açarak birkaç hafta süren
hastalık oluştururken, teşhisi dışkı ve kan tahlili ile
yapılıyor.
Kızamık aşısı 2 doz yapılmalı
Kızakmık enfeksiyonu, Avrupa ve Amerika kıtalarında uygulanan
başarılı aşılama kampanyaları sonucu nadir görülen bir hastalığa
dönüşmüş durumda. Peki son zamanlarda sık duyulan "Kızamık
hortladı!" yorumları ne derece doğru? "Türkiye'de hastalığın
sıklığı belirgin olarak azaldı" diyen Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu,
son aylarda saptanan az sayıda hasta nedeniyle hastalığın tekrar
gündeme geldiğini, bu durumu kızamığın hortlaması veya salgını
olarak yorumlamanın doğru olmadığını söylüyor. "Yurtdışında yaşayan
bazı vatandaşlarımızda belirlenen kızamık hastalığı salgın
boyutunda değildir" diyen Pehlivanoğlu'na göre kızamık aşısı,
enfeksiyonu önlemede son derece başarılı. Ülkemizde çocuklara ilk
bir yıl içinde uygulanan ve daha sonra okul çocuklarında
tekrarlanan aşı sayesinde kızamıktan korunmak mümkün hale geliyor.
2 doz aşı yaşam boyu devam eden koruyucu etki sağlıyor. Kızamık,
bağışıklık sistemi zayıflamış ve kötü beslenen çocuklarda oldukça
ağır seyrediyor.
Bu yaz Türkiye'de kolera görülebilir
Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu, doğal felaketler, fakirlik ve hijyen
koşullarının bozulmasının, su ve besinlerle geçen hastalıkların
toplumda daha fazla görülmesine yol açabileceğini söylüyor. Küresel
ısınma ve su kaynaklarının kirlenmesi, kolera gibi enfeksiyonların
oluşmasını kolaylaştırıyor.
Son zamanlarda Haiti'de deprem sonrası görülen ve binlerle
kişinin ölümüne neden olan kolera salgını da bu durumun bir örneği
olarak görülüyor.Kolera enfeksiyonunun Haiti'ye dış
yardımlar nedeniyle ulaştığını söyleyen Prof. Dr. Pehlivanoğlu,
benzer duruma bizim tarihimizde de rastlandığına dikkat çekiyor.
Mikropların ülkemize yurtdışından da taşınabilecepini hatırlayarak
el yıkama alışkanlığına önem vermek ve toplumda yayılmasını
sağlamak çok önemli bulunuyor.