Anne-babalar dikkat!
Abone olBu haber tüm ana-babaları ilgilendiriyor. Çocuklarınız için lütfen dikkat!
Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Mücahit Öztürk,
gençlerin şiddet uygulamayı, sorun çözme, kendini haklı gösterme ve
güçlü olma arzusuyla öğrendiklerini bildirdi.
Doç. Dr. Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluktan
erişkinliğe geçiş dönemi olan ergenliğin 12-18 yaşları arasını
kapsadığını ifade ederek, bu geçiş döneminin genellikle fırtınalı
ve uyum sorunlarıyla birlikte yaşandığına işaret etti.
''Kız ya da erkek olsun her ergen, otoriteye, özellikle de anne ve
babaya karşı bağımsızlık mücadelesi verir. Özgür olmak, kararlarını
kendisi vermek ister'' diyen Doç. Dr. Öztürk, ergenlerin bu dönemde
çevresinde anne ve baba dışında özdeşim kuracağı başka modeller
aradığını, bu modelin de arkadaşı, öğretmeni ya da toplumun önünde
olan oyuncu, sporcu gibi bir kişi olabildiğini anlattı.
Bu dönemde popüler kişilere ve kimliklere öykünmenin daha fazla
olduğunu da belirten Doç. Dr. Öztürk, bir gruba ait olma
ihtiyacının ergenlikte fazla olduğunu vurguladı. Ergenliğin hayatın
en enerjik ve üretken dönemi olduğunu da vurgulayan Doç. Dr.
Öztürk, bu dönemde insanlık ve toplum için görevlerde rol alma
isteğinin yoğun bulunduğunu dile getirdi.
Doç. Dr. Öztürk, ''İdealler için mücadele bu dönemde had
safhadadır. Ancak bu enerji ve iyi niyet, başkaları tarafından çok
kolay kullanılabilir. Ergenin risk alma ve marjinal olmaya
yatkınlığı, kötü niyetli kişilerin elinde kolayca farklı mecralara
kaydırılabilir. Bu nedenle birçok illegal örgüt kendisine
sempatizan kazandırma
yolunda öncelikle ergenleri seçer'' diye konuştu.
FİLMLERİN ETKİSİ
Ergenlik, şiddet ve öfkeyi kontrol edebilme konusuna da dikkat
çeken Doç. Dr. Öztürk, yapısal olarak dürtülerini kontrol edemeyen
bazı ergenlerin şiddet konusunda sorun yaşadıklarını anlattı.
Öte yandan, bir grup gencin de ailede, çevrede, okulda karşı
karşıya bulunduğu için şiddeti bir davranış kalıbı olarak
öğrendiğini ifade eden Doç. Dr. Öztürk, ''Gençler, şiddeti, sorun
çözme, kendini haklı gösterme, güçlü olma arzusuyla uygulamayı
öğreniyor'' dedi.
Şiddete yönelik film ve dizilerin de ergenlerin özdeşim modeli
olarak buradaki kişileri kendilerine örnek almalarına neden
olduğunu anlatan Doç. Dr. Öztürk, ''Ergenler, dizi ve filmlerde
yaşananların rol olduğunu ayırt edebiliyorlar ama 'Güçlü olmak için
her yöntemi
uygulamak gerekir' düşüncesiyle, güçlü olma arzusuyla bunları örnek
alıyorlar. Çünkü biliyorlar ki bunlar hayatın içinde de var olan
şeyler... Ergenler, Süperman'e özenip kendini balkondan atmıyor ama
dizi ve filmlerde gördüğü tabancaya, bıçağa özeniyor'' diye
konuştu.
AİLELERE UYARILAR
Toplumda şiddetin bir ilişki biçimi olarak kullanılmaması
gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Öztürk, aileleri de şiddet
konusunda uyararak, ''Öncelikle aile içinde şiddeti ortadan
kaldırmak lazım.
Ayrıca okullarda şiddete yer verilmemesi gerekiyor. Çocukluktan
itibaren bireylere bir bilinç olarak kendini ve öfkeyi kontrol
etmeyi öğretmek lazım'' dedi.
Ergenlik döneminin, birçok ruhsal bozukluk için riskli bir zaman
dilimi olduğunu ifade eden Doç. Dr. Öztürk, ergenlik döneminde
görülen bazı riskli davranışlarda da ailenin hemen alarma geçmesi
ve psikiyatrik destek alınması gerektiğini bildirdi.
Doç. Dr. Mücahit Öztürk, ''Evde anne ve baba ile konuşmaktan kaçan,
nereye gittiğini söylemeyen ve odasından dışarı çıkmayan bir ergen
dikkatle ele alınmalıdır. Sürekli okulu asmak gibi riskli
davranışlar, alkol ve madde kullanımı gibi kötü alışkanlıkların
öncül belirtisi olabilir. Yine ergenin saldırgan ve kırıcı
davranması, şiddete yönelik davranışlar sergilemesi, dışarıda
sürekli kavgaya karışması da ciddiye alınmalıdır'' dedi.
Ailelerin ergen davranışlarına sabırla yaklaşması gerektiğini de
belirten Doç. Dr. Öztürk, ''Öfkeye öfke ile karşılık
verilmemelidir. Ergen sorunlarını anne ve babası ile rahatlıkla
paylaşabileceği güven ortamını evde bulmalıdır. Bunun için anne ve
babanın iletişim
kanallarını açık tutması gerekir. Özellikle anne ve babalar önce
dinlemeyi öğrenmelidir'' diye konuştu.
Doç. Dr. Öztürk, aşırı katı, kuralcı, esnek olmayan anne ve baba
tutumlarının da ergenlik döneminin daha zor geçirilmesine neden
olacağını kaydetti.