Annan planı Türk'ü yok eder
Abone olEroğlu, Annan Planının Kıbrıs Türkü'nü yok etmeye yönelik olduğunu belirterek, gerçeği bilerek oy kullanmasını istedi.
Başbakan Eroğlu, dün Yenierenköy'e giderek revize edilmiş Annan
Planı ve olası referandumla ilgili bölge halkına bilgi verdi. Annan
planının bir senaryonun parçası olduğunu ve plana adını veren
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Kıbrıs gerçeklerini
bilmediğini söyleyen Eroğlu, belgenin Kofi Annan'ın Kıbrıs Özel
Temsilcisi Alvaro De Soto ile İngiltere'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi
Lord David Hannay tarafından hazırlandığını anlattı. Belge
hazırlanırken, Yunanistan ve Güney Kıbrısla tam bir işbirliği
yapıldığını da kaydeden Eroğlu, belgenin imzalanması halinde Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletinin ortadan kalkacağını ifade ederek
"'Birleşik Kıbrıs Federasyonu' adı altında yeni bir oluşuma
gidilecek ama bu Kıbrıs Cumhuriyeti'nin devamı olacak" dedi.
Konuşmasının bir bölümünde Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı
Mehmet Ali Talat'ı da eleştiren Başbakan Eroğlu, "Halka yanlış
bilgi veriyor. Gerçekleri anlatmıyor" dedi. Eroğlu, Talat'ın "Annan
belgesinde iyileştirme yapılmasını sağladığı" yönündeki
açıklamalarına atıfta bulunarak, mecliste 5 milletvekili bulunan
bir partinin başkanı olan Talat'ın kim olarak ve ne hakla bunu
yaptığını sordu. Planın detayları hakkında da konuşan Eroğlu,
"Belgeye göre tüm Rum göçmenler yerlerine dönecek. Bu da 160 bin
Rum demektir. Türk askeri kışlasından çıkmak için 48 saat, tatbikat
yapmak için ise 72 saat önceden Birleşmiş Milletler'den izin almak
zorunda kalacak" diye konuştu. Karpaz'a limitsiz Rum'un gelip
yerleşmesinin öngörüldüğüne de işaret eden Eroğlu, belgeye göre
Karpaz'a gelecek yaşlı Rumlar'ın beraberinde kendilerine bakacak
kişileri de getirme hakkı bulunduğuna dikkat çekti. Annan
belgesinin esasının mülkiyet olduğunu vurgulayan Eroğlu "Göç edecek
insanların nerelere yerleştirileceği belirsizdir. Bu kadar insanın
yerinden edileceğini düşündükçe uykularım kaçıyor. Göç edecek
insanların normal yaşamlarına dönmeleri yıllar alacak. 'Bu memleket
bizimdir' diyenlere sesleniyorum. Ülkede zaten barış var. Onların
anladığı barış Rumlar'la iç içe yaşamaktır. Bunun için ateş
yakıyorlar. İnsanlar gelecek endişesi yaşarken hükümetimiz üzerine
ahkam kesiyorlar" dedi. Başbakan Eroğlu, TKP, CTP ve Ticaret Odası
yetkililerinin halka, belgenin imzalanması halinde "ertesi gün ihya
olacaksınız" dediklerini belirterek, bunun böyle olmadığını, yeni
bir yaşama uyum sağlamanın zaman alacağını ve zor olacağını ifade
etti. Eroğlu olası bir anlaşmanın ardından Avrupa Birliği'nin
Kıbrıs Türkü'ne bir miktar maddi katkıda bulunacağını, ancak
Türkiye'nin bu rakamın çok fazla üzerinde katkı yaptığına işaret
etti. Annan planının imzalanması yönünde yapılan mitinglere de
değinen Eroğlu, bu eylemlere katılanların çoğunun ekonomik sıkıntı
çeken kişiler olduğunu belirterek, "Ülkedeki sıkıntıların
farkındayız. Ancak Avrupa Birliği ülkelerinde de benzer sıkıntılar
yaşanıyor" dedi. Başbakan Eroğlu, kendisini "satılmış"lıkla
suşlayanlara da seslenerek "Ben bu memleketin bir ferdi olarak
KKTC'nin ilanına imza verdim. Ne Rum'a toprağı, ne de insanların
geleceğini peşkeş çektim. Benim bildiğim satılmışlık, eğer vatanını
peşkeş çekersen olur" diye konuştu. Olası referandumun halkın kendi
yerine sahip çıkıp çıkmadığını göstereceğini ifade eden Başbakan
Eroğlu "referandum olursa kendi kaderinizi kendiniz
belirleyeceksiniz. Bu topraklardan göç etmek mi istiyorsunuz yoksa
kalmak mı? Referandumda oyunuzu bu gerçekleri düşünerek kullanınız.
Yerinize, toprağınıza sahip çıkınız" dedi. Bu arada toplantının
yapıldığı salonda bulunan yaşlı bir kadın "Karpaz verilemez" yazılı
bir pankart açtı.