Annan, istifaya yanaşmadı
Abone olN. Y. Times'in yaptığı habere göre adı yolsuzluk iddialarına karışan Kofi Annan, beklenenin tersini yaptı. Annan istifa etmiyor!
BM Genel Sekreteri Kofi Annan, New York Times gazetesinin dün
yayınladığı ve kendisine yönelik yeni suçlamalar getiren belgeye
karşın istifayı kesinlikle düşünmediğini bildirdi. Annan, Fransız
Le Figaro gazetesine verdiği demeçte, kendisine yönelik suçlamaları
ciddiye aldığını, bu nedenle eski ABD Hazine Bakanı Paul Volcker’in
başkanlığını yaptığı bağımsız bir komisyonu bu işe derinliğine
eğilmesi için görevlendirdiğini söyledi. Bu komisyonun nihai
raporunu beklediğini belirten Annan, "Hepimiz gerçeği istiyoruz"
dedi. BM Genel Sekreteri, "Ancak izin verin Volcker’in çalışmasını
bir sükunet ortamında yürütememesinden dolayı üzüntü duyduğumu
belirteyim. Basına sızdırılanlardan, bana, BM’ye ve bizzat bu
komisyona yönelik aralıksız saldırılardan da üzüntü duyuyorum"
ifadesini kullandı. BM’nin "petrol karşılığı gıda programı"
skandalında yeni ortaya çıkan ve dün New York Times gazetesi
tarafından yayınlanan bir belge, Genel Sekreter Kofi Annan’ın
yadsısa da, oğlunun eskiden çalıştığı İsviçre şirketinin, bu
programda ihale kapmak için giriştiği faaliyetlerden haberi
olduğunu öne sürüyor. Annan’ın sözcüsü Fred Eckhard ise bu haberi
yalanlayarak, BM Genel Sekreteri’nin oğlunun bir dönem çalıştığı
İsviçre şirketinin bu ihaleye aday olduğundan haberi bulunmadığını
söylemişti. NYT’NİN HABERİ New York Times gazetesi, Cenevre’de
konuşlu Cotecna şirketinin Başkan Yardımcısı Michael Wilson
tarafından 4 Aralık 1998’de kaleme alınan bu notun bir kopyasını
ele geçirdiğini belirterek, Wilson’ın Kojo Annan’ın arkadaşı
olduğunu ve Genel Sekreter Kofi Annan’la da bağlantısı bulunduğunu
bildirmişti. Bu belgede Wilson’ın, Kasım 1998’de Paris’teki 20.
Frankofoni zirvesi sırasında bir görüşmeden bahsettiğini bildiren
NYT gazetesine göre, Wilson bu notta, "Genel Sekreter ve
yardımcılarıyla kısa görüşmemiz oldu. Onların ortak düşünceleri,
görüşmelerimize 1/12/98’de soru cevap şeklinde devam etmemiz.
Desteklerine güvenebileceğimizi ifade ettiler" yazmıştı. Gazete, bu
notun, Cotecna yöneticileri ile denetim ihalesini üç şirketten
birisine verecek olan ve 10 gün sonrasında da ihaleyi Cotecna’ya
vermeyi kararlaştıran BM’nin üst düzey yöneticilerinin, 1 Aralık
1998’de New York’ta bir araya geldiklerini gösterdiğini
belirtmişti. Cotecna’nın arşivlerinde 3 hafta önce rastlantı eseri
bulunan bu kısa notta, Genel Sekreter Annan ile Wilson arasındaki
görüşmeye Kojo Annan’ın katıldığı belirtilmiyor, ancak Cotecna
yetkilisi Wilson’ın KojoAnnan’ın ismini açıkça zikretmesine dikkat
çekiliyordu. SORUŞTURMANIN GEÇMİŞİ Irak’a "Petrol Karşılığı Gıda"
programında yapılan yolsuzlukları araştıran Bağımsız Soruşturma
Komisyonu Başkanı Paul Volcker, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın,
program kapsamında oğlu Kojo Annan ile merkezi İsviçre’de olan
Cotecna şirketi arasındaki ilişkiyi bildiğine dair yeterli delil
olmadığını açıklamıştı. Volcker, Cotecna ve Kojo Annan’ı, BM
yetkililerini, BM Genel Sekreteri Annan’ı ve kamuoyunu yanıltmakla
suçlamıştı. Cotecna’daki görevinden Irak’a uygulanan "petrol
karşılığı gıda" programından 1998’de ihale kazanması üzerine
ayrılan Kojo Annan’a 2004 yılının başlarına kadar 2 bin 500 dolar
maaş ödenmeye devam edildiğinin ortaya çıkması çeşitli
spekülasyonlara yol açmış, BM Genel Sekreteri Annan’ı zor durumda
bırakmıştı. BM ise, Kojo’nun bu şirketten sadece 1999 yılında maaş
aldığı açıklamıştı. Kojo Annan’ın, 100 ülkeden 4 bin çalışanı
bulunan Cotecna’da ilk olarak 1995-1997 yılları arasında çalıştığı,
daha sonra ise 9 aylık bir danışmanlık hizmeti verdiği
belirtiliyor. Genel Sekreter’in oğlunun bu firmada çalışmasından
dolayı, BM’nin Cotecna’ya imtiyazlı davrandığı şeklindeki
eleştiriler, hem Annan, hem de Cotecna tarafından yalanlanmış,
ancak buna rağmen bazı Amerikalı çevrelerin Annan üzerindeki istifa
baskıları artmıştı. BM, 1996-2003 arasında uygulanan bu programla,
Irak’ın en az 64 milyar dolarlık petrol ihracatını, ambargodan
zarar gören Irak halkının temel gereksinimlerinin karşılanması
amacıyla bizzat yönetmişti. Ancak Bağdat’ta ele geçirilen
belgelerde, programda büyük boyutlarda yolsuzluk yapıldığı ortaya
çıkmıştı. Yaklaşık 100 milyar dolarlık ihracat ve ithalatın
yarısının Saddam Hüseyin, oğulları, yakınları ve yakın adamlarının
yurtdışındaki hesaplarına aktarıldığı iddia ediliyor.