İnsan ölür umut ölmez.
Aynı dilekleri her sene tekrarlayabiliriz, aynı hataları bıkıp
usanmadan yapıp farklı sonuçlar da bekleyebiliriz. İnsanız ya!
Mantığımızı devreden çıkardığımız vakit, bol hata, bol pişmanlık ve
filozofluğa ilk adım…
Yeni yıl hazırlıkları, sokakların ışıklandırılması, Noel Baba
klasiği, yılbaşı ağacı, yılbaşı menüsü, yeni yıl hediyesi, kırmızı
iç çamaşırı, hindi, kuruyemiş, yeni yıl tebrikleri, havai fişek ve
en önemlisi yeni yıl dilekleri…
Kulağa ne hoş geliyor di mi tüm bunlar? Yeni sene ve açılan
beyaz sayfalar…
Yeni yıl dilekleri bir kenara, geçtiğimiz sene hayat size ne
öğretti, anladım ki… ile başlayan bir cümle kursanız bu ne olurdu
diye sordum yakın çevreme. Çok birbirine benzeyen cevaplar aldım.
En çok bakın neler kulağa küpe olmuş…
’’Anladım ki, hayatta kendinden başka kimseye
güvenmeyeceksin.’’
’’Anladım ki, karşındakine hak ettiğinden fazla değer
vermeyeceksin.’’
’’Anladım ki, aile çok önemli.’’
’’Anladım ki, düşenin dostu yokmuş.’’
’’Anladım ki, sevmek, sevilmek için yeterli değilmiş.’’
Aldığım cevaplar hep bunlara benzer oldu. İnsanlarda güven
duygusu, geçtiğimiz sene tam sıfırlanmış anlayacağınız…
Ben kendime, 2012 bana ne öğretti diye aldığım notlara
baktığımda;
Bakın neler yazmışım, hafif çelişkilerimle…
Anladım ki, insan kendine tutsak.
Anladım ki, gerçek ve hayali karıştırabiliyor.
Anladım ki, ölüm ve yaşam iç içe.
Anladım ki, iyi arkadaş sadece onun sevdiğin tarafın.
Anladım ki, k…n üzerine düştüğünde oradan her şey daha net
görülebiliyor.
Anladım ki, asla anlaşamam dediğiniz bir kişi, günün birinde en
yakın dostunuz olabiliyor.
Anladım ki, dost diye bir şey yok.
Anladım ki, zaman gerçekten en büyük ilaç.
Anladım ki, büyük korkuları olan insanlar en çok kırılmış
olanlar.
Anladım ki, insanın en büyük düşmanı kendisi ve hep kendine
yenik.
Anladım ki, hayata dair en büyük yalan sevdiğin kadar
sevileceğin.
Anladım ki, insan kendi sınırlarını zorlarken, kendinden
parçalar bırakarak, eksilerek yola devem ediyor.
Anladım ki, bu hayatta neşe ve mutluluk hayatın sığ tarafında
mümkün olabiliyor.
Anladım ki, aşkın reenkarnasyonu yok.
Anladım ki, dünyaya getirdiğimiz çocuklar bize yabancı
olabiliyor.
Anladım ki, canınızı acıtan kişinin canı zamanı geldiğinde daha
çok yanıyor.
Anladım ki, hayat hakikaten bize geri dönüyor.
Anladım ki, insana ancak kendisi yardım edebiliyor.
Anladım ki, çok korku sonunda korkusuzluk olarak bize geri
dönüyor.
Anladım ki, ’’hakikaten bunlar gerçek mi?’’ diye bizde şaşkınlık
yaratan her şey, evet hakikaten gerçek.
Anlamak, artık anladığımız hatayı yapmayacağız anlamına
gelmiyor, ısrarlı olabiliyoruz hatalarımızda.
Öyle veya böyle anlayarak büyüyor ve gelişiyoruz.
Bir gün tam ’’heyyt hayatı çözdüm!’’ dediğimizde, o engin hayat
bilgilerimizle göç ediyoruz bilinmeyene…
Hayat onu anlamaktan mı geçiyor, yoksa kayıtsız kalmaktan mı, bu
sorunun cevabını herkes kendince versin.
2012’nin bu son yazısında, yeni yılın dünya ve ülkemiz için
barış, mutluluk içinde geçmesini diliyor, tüm okuyucularımın yeni
yılını kalpten kutluyorum. Benim açımdan 2013, daha çok okuyacağım
ve kararlarımın arkasında daha fazla duracağım bir yıl olacak.
Yeni senede yazılarımda buluşmak üzere, sevgiyle kalın.