Anket sonuçları ne kadar doğru?
Abone olVatan Gazetesi'nin sivri yazarlarından Can Ataklı,yayınlanan anket sonuçların güvenli olmadığını iddia etti
Seçim'e üç ay kala hemen hemen hergün bir birinden
farkıl anketler yayınlanıyor. Anketlerin tek otak özelliği
sonuçları. Tüm anketlerde Ak Parti yazde 46 ayla birinci sırada ,
CHP Yüzde 25'lerle 2. sırada , MHP ise yüzde 12 ile üçüncü
sıarda yer alaıyor.
Vatan Gazetisi'nin sivri dilli yazarlarından Can Ataklı 'Ankat sonuçlarına o kadar inanmayın' başlğı ile yazdığı yazısında seçmene yapması gerekenler konusunda da uyarıda da bulundu.
İşte Ataklı'nın yazısından satırbaşları;
-Sevgili okurlar; seçimlere şunun şurasında üç buçuk ay
kaldı. Sandık ortaya konacak, berber fıkrasında olduğu gibi saç
önümüze dökülecek ak mı kara mı herkes görecek. Sandıktan gerçekten
demokrasi ve millet iradesi çıkması isteniyorsa, her
vatandaşın sorumluluğunu bilerek sandığa gitmesi gerekiyor.
Kütüğe bakın
Sandığa gidebilmeniz için önce seçmen kartınız olmalı. Referandumda
birçok kişinin kütüklerde adının olmadığı bu nedenle oy
kullanamadığı biliniyor. Demek ki sorumlu her vatandaşın elinde
seçmen kartı olsa bile bağlı olduğu muhtarlığa giderek kütükte
adının olup olmadığını kontrol etmesi şart.
Partilere düşen
Vatandaş elbette sorumlu davranacaktır, ama özellikle muhalefet
partilerine de pek çok görev düşüyor. Öncelikle her parti
sandıklara mutlaka sahip çıkmak zorunda. Partiler sandık
görevlilerini hemen belirlemeli, eğitimlerini tamamlamalı, seçim
günü hiçbir aksaklığa meydan vermemelidir.
Hileyi önlemek
Bilgisayarlı sistemin kullanıldığı 2007 seçimlerinden sonra ortaya
atılan “hile” iddiaları hiçbir şekilde kanıtlanamadığı gibi
partiler de üzerinde de durmak istemedi. Oysa bilgisayarlı sistemde
hile yapılabilir ve partiler uyanık olmak zorunda. Bunun için
yapılması gereken de sanıldığı kadar zor değil.
Tutanaklar elde olmalı
Kimileri “Sandıkta ne olursa olsun bilgisayarla hile yapılıyor ”
endişesi ile pesimist bir duyguya kapılıyor. Oysa bilgisayar her
şey değil ve hilenin önüne geçilebilir. Yeter ki partiler eksiksiz
çalışsın. Her sandığın resmi tutanağını alsınlar ve bunları tek
merkezde toplamayı başarsınlar, gerisi kolay.
Aritmetik toplama
Bütün sandıklardan alınan resmi tutanaklar tek merkeze gönderilir
ve bunlar aritmetik olarak toplanırsa, YSK’nın açıkladığı
sonuçlarla karşılaştırmak kolay olacaktır. 2007 seçimlerinde
yapılmayan bu. Hiçbir parti tek tek sandık sonuçlarını eline alıp
toplamadı. Bu seçimde asla ihmal edilmemeli.
Partilere sistem kurulmalı
Bunun da ötesinde partiler seçimde kullanılacak bilgisayar
sisteminin benzerini kendi merkezlerine de kurmalı ve sonuçları
aynı anda izlemelidir. YSK ’dan siyasi partilere kendi sistemini
izleme izni de talep edilmelidir. Parti temsilcileri sonuçların
nasıl geldiğini ve değerlendirildiğini gözleriyle görmelidir.
Toplu dilekçeler hazırlanmalı
Seçim kanunumuza göre seçim sonuçlarına toptan itiraz mümkün değil,
ancak sandık bazında itiraz edilebiliyor. Bundan sonuç almak mümkün
değildir. Çünkü muhtemelen sandık sonucu doğru çıkacaktır; eğer
yapılıyorsa hile, birleştirme tutanaklarının YSK ’ya aktarılması
sırasında olmaktadır. Bu nedenle her sandık için itiraz dilekçesi
hazır tutulmalıdır.
Parmak boyası konmalı
Açıkçası uygulandığı sırada “çağ dışı” olarak nitelediğim parmak
boyasının aslında kullanılması gerektiği anlaşıldı. Son seçimde ve
referandumda mükerrer oy kullanıldığı iddiaları ayyuka çıkmıştı.
Demek ki bunu önlemenin yollarından biri parmak boyasıymış.
Partiler bu önlemin yeniden konmasını talep etmeli.
Partiler ciddi olmalı
Bu tür uyarı ve önerileri, yazılarımı izleyenler uzunca bir süredir
yazdığımı bilirler. Zaman zaman parti yöneticileriyle de
konuşuyorum ve her seferinde de “Bu kez önlemlerimizi aldık.
Sistemimizi kurduk” diyorlar. Her şeye rağmen ben yine tekrarlamak
istedim bu önerileri, çünkü partilerin çok ciddi olduklarını
sanmıyorum.
Gelelim anketlere
Anketlere bakılacak olursa AKP zaferini şimdiden ilan etmiş
durumda. Araştırma şirketleri AKP’nin oy oranını yüzde 45 ve
üstünde buluyorlar. Eğer anketler doğruysa diğer partilerin alacağı
oyun o kadar önemi yok çünkü AKP ezici bir çoğunlukla iktidara
geliyor demektir. Ancak bu anketler gerçekten doğru mu?
Yönlendirme var mı?
Şunu hemen belirteyim ki, AKP yüzde 45 üzerinde oy alamaz gibi bir
iddiam yok. Devlet gücü kullanılarak halka bu kadar şey
dağıtılırsa, oya dönme ihtimali de yüksektir. Ancak birbirinin
türevi niteliğindeki araştırma şirketlerinin yönlendirme yaptığı
ihtimalini de göz ardı edemeyiz.
Çekingenlik yaratır
Neredeyse her hafta başı yapılan araştırmalarda AKP’nin yüzde 50’yi
zorladığı sonuçları açıklanırsa, bundan anketlere katılanların da
etkilenmemesi mümkün değildir. İktidar partisinin bu kadar güçlü
olduğunun söylenmesi kişilerin özgür iradelerine de yansır ve kişi
oyunu öyle olmasa bile iktidar partisi lehine kullanacağını
söyleyebilir.
Denetim yapılmalı
Elbette tüm çağdaş demokratik ülkelerde seçim öncesi bu tür
anketler yapılmaktadır. Buna karşı bu ülkelerde bizdeki kadar çok
sayıda şirket bu çalışmayı yapıyor mu açıkçası onu bilmiyorum. Ama
bu anketlerin de denetlendiği bir sistem oluşturulması gerekir
herhalde. Denetim olmazsa canı isteyen istediği sonucu
açıklayabilir.
2 yılda ne değişti?
Anketlerde AKP’nin oy oranını gördükçe, 2009’dan bu yana ne
değiştiğini anlamakta güçlük çekiyorum. Yerel seçimlerde, iktidar
partisi daha avantajlı olduğu halde, 2009 ’da AKP’nin oyu yüzde
38’e inmişti. Önemli bir değişiklik olmadığı halde yüzde 50’lere
çıkması şaşırtıcı geliyor.
Neler açıklanmalı
Bu konuda bir notum daha var. Anketlerde AKP’nin yüzde 50’lere
varan oranı kararsızların dağıtılmasıyla bulunuyor. Oysa örneğin
bazı araştırmalarda kararsızlar yüzde 30’ları aşıyor. Bu durumda
kararsızların dağıtılması işlemi doğru olmayabilir. O halde en
doğrusu “kesin fikir beyan edenlerin” oranını vermek; gerisini
kararsız ve cevapsız olarak bırakmaktır.