Müsaadenizle hükümetin dikkatini Diyarbakır’a çekmek istiyorum.
Daha düne kadar mülki idare iyi gitmiyordu fakat şu anda valimiz
bir umut uyandırdı diyebilirim elhamdülillah.
Bir önceki müftü diyanet camiasını karıştırmıştı ki, Burhan
İşleyen hocamız imdadımıza yetişti, Aile Sosyal Politikalar sahaya
sıkıntı veriyordu Halit Açar gibi azimli bir beyefendi il
müdürlüğüne geldi her geçen gün çalışmaları dikkat çekiyor, eski
müdür çarpık çalışmalarından ötürü ödüllendirilerek bakanlığa terfi
etti. Emniyet hala o hırsız arsızın ÇTR’sini çıkarmadı, çıkardıysa
da takip etmiyor galiba, sokak hakimiyeti yetersizdir. İl Kültür
Müdürlüğü’nün kültürümüze katkısı rutin düzeydedir,
Gençlik Spor Müdürlüğü de eski usule göre çalışıyor,
Bunların tamamı kadar önemli bir kurum olan Milli Eğitim
Müdürlüğü ise şu anda dengesi sarsılmış kurumların başında geliyor.
İdarecilerin atamalarından çok çok şikayet var, en kısa zamanda bu
konuda bir araştırmamı paylaşacağım inşallah.
Eğitim öğretimden çok öğretmenler odasını ucuz politikayla
kirleten bir kısım öğretmenler hala öğrencilerimizi zehirlemeye
devam ediyor. Güya bunlar sürgün edilecekti.
Başarı beceri açısından bir inovasyon yok, okulları öğrenciye
veliye sevdiremedik, nasıl biliyorsunuz derseniz etüt adı altında
yüzlerce sözüm ona etüt merkezlerinin varlığı buna delildir.
Bir resmi özel öğretim kurumunun dört bir yanında merdiven altı
sözüm ona öğretim kurumları var, çoğunun da resmi izni yok, bari
resmi ölçülere göre faaliyet gösteren kurumları kapatın da
niyetiniz halk tarafından bilinsin derim.
Duyumlara göre idarecilik koltukları para ile satılıyor.
Mülakata girilmeden kime kaç puan verileceği belidir,
Kantin ihaleleri birkaç dişli müdürler dışında mafyanın
elinde,
Servisler dahi birçok okulda birilerinin selamlarıyla
veriliyor,
Şu yasadışı etüt odaklarında çalışanların çoğu milli eğitiminin
öğretmenleridir,
Eğitim öğretimin gidişatı kimsenin umurunda değildir. Orta ve
lise düzeyinde açılan İmam Hatiplere kolaylık sağlanmıyor, kalite
adına bir çaba sarf edilmiyor.
Şu imam hatip meselesini yanlış anlatanlar var, diğer okullarda
bulunan tüm derslerin yanı sıra başta Kur’anı Kerim ve Siyeri Nebi
olmak üzere İslami dersler veriliyor.
Bunun üç tane müsebbibi var milli eğitim, malum sendika ve
nereden gücünü aldığını bilemediğimiz siyaset bir siyasi cenah.
Ben adamım, en valiyim, ben hükümetim diyen her kim varsa bu
konuda harekete geçmesi lazım.
Şimdi soruyorum eğer okullara sahip çıkılsaydı,
Zümre çalışmaları olsaydı, okullar iyi idare edilseydi, Sendika
Diyarbakır’ın eğitim öğretimi dert edinseydi, öğrenci veli okula
güvenseydi bu etüt diye yutturulan yerlere bu kadar ilgi duyulur
muydu?
Bu şehirde;
Suç şebekeleri var,
Mafya bozuntuları var,
Menfaat çeteleri var,
Bunların varlığını devlet erkanı da dahil bilmeyen yok
bence.
Bu mukaddes şehri sahipsiz bırakan Ankara’dan şikayetçiyim
arkadaş. Anadolu insanı bunu bilsin, bilsin ki ikide bir Diyarbakır
insanını suçlamasın sıkıntı Ankara kaynaklı çünkü bu insanlık
müsveddesi herifler Ankara destekli bu sıkıntıları oluşturuyor.
Umarım bu sıkıntılardan kurtulma imkânımız vardır.
16 Nisan’da Hükümet sistemimiz değişmişse bunların da değişmesi
mümkündür diye düşünüyorum.
Bir Diyarbakır’lı olarak içim yanıyor arkadaş.