Ankara'dan AB'ye cevap: Kararınızı verin kardeşim!
Abone olMevlüt Çavuşoğlu, AB'nin müzakereleri durdurma sinyali vermesine karşılık verdi: Ne yapmak istiyorsanız kararınızı verin kardeşim.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, (ABD seçimleri)
"Trump ile birlikte yine güvene dayalı ilişkilerimizi daha da
geliştireceğimizi umut ediyoruz. Bu konuda hiçbir şüphemiz yok."
dedi. Bakan Çavuşoğlu AB'nin Türkiye'ye dönük açıklamalarına
da cevap verdi.
AB'nin müzakereleri durdurma sinyali vermesine karşılık veren Bakan Çavuşoğlu "Bizimle böyle tehdit vari şekilde ilişkileriniz sürdüremezsiniz. Ne yapmak istiyorsanız kararınızı verin kardeşim. Durdurmak istiyorsanız durdurun, sürdürmek istiyorsanız biz buna hazırız. Ama bizi eşit bir ortak olarak görmek durumundasınız. İkinci sınıf bir ülke olarak gördüğünüz sürece ilişkilerimiz belli bir mesafenin ötesine gidemiyor." dedi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Okan Üniversitesi’nde katıldığı programın ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bakan Çavuşoğlu bir gazetecinin, Alman polisinin Türk motosiklet çetesine operasyon gerçekleştirdiği ve Bild gazetesinin motosikletçilerin Türk istihbaratıyla bağlantılı olduğu şeklindeki iddialarının sorulması üzerine şunları kaydetti:
"Şu anda Büyükelçiliğimiz ve bazı şehirlerdeki başkonsolosluklarımız bu konuda incelemelerini yapıyorlar. Daha sonra elde ettiğimiz bilgilerde böyle bir şey varsa sizlerle paylaşacağız. Şu anda inceleme safhasındayız."
ABD BAŞKANLIK SEÇİMLERİ
Bakan Çavuşoğlu, ABD’de resmi olmayan seçim sonuçlarına göre
Donald Trump’ın başkan seçilmesini şöyle değerlendirdi:
"Bu seçimlerin Amerika’ya ve tüm dünyaya hayırlı olmasını dileriz.
Demokratik seçimlerde halkın tercihine herkesin saygı duyması
lazım. Bu saygıyı ilk gösteren de Hillary Clinton olmuştur ve
tebrik etmiştir. Ayrıca seçim öncesinde adayları birbirleri ile
ilgili bazı konularda önemli açıklamalar yaptılar. Ama seçim
sonrası kazanan Başkan Trump’ın da Hillary ile ilgili sarf ettiği
nezaket içeren sözleri de önemlidir. Siyasette her zaman görmek
istediğimiz budur. Biz Amerika ile her zaman iyi ilişkilerimize
önem veriyoruz. Güvene dayalı ilişkilerimizin gelişmesi lazım.
Sadece ikili ilişkilerimizin değil, bir çok alandaki iş
birliğimizin… Trump ile birlikte yine güvene dayalı ilişkilerimizi
daha da geliştireceğimizi umut ediyoruz. Bu konuda hiçbir şüphemiz
yok. Elbette her başkan Amerika’nın da çıkarlarını savunmak
zorunda. Ama Amerika gibi küresel bir aktör dünyanın sorunlarına da
her zaman daha duyarlı olmak zorunda. Bizimle iş birliği içinde
olduğu zamanda bu duyarlılık her zaman adalet çerçevesinde, yapıcı
bir şekilde olur. Çünkü biz Türkiye olarak dış politikamızın ana
unsurlarımızdan bir tanesi de; insan odaklı, adaletli dış politika,
yapıcı dış politikadır. İnanıyorum, önümüzdeki süreçte
ilişkilerimiz ABD ile daha da güçlü olacaktır. Trump’ın ekibini de
tanıyoruz, kişisel dostluklarımız da var. Hatta sabah aradık tebrik
ettik, ekibindeki arkadaşlarımızı. Ocak ayından sonra iş başı
yaptıktan sonra ekibini kuracaktır. Biz de Türkiye olarak yeni
yönetimle iş birliğimizi sürdüreceğiz."
"TÜRKİYE ÖNEMLİ BİR TİCARET ORTAĞI OLABİLİR"
ABD seçimlerinin ekonomik ilişkileri nasıl etkileyeceğinin
sorulması üzerine Çavuloğlu, "Trump iş adamı, ekonomiye de çok önem
veriyor, Amerikan ekonomisini de güçlendirmek istiyor. Bu anlamda
da ekonomik ilişkilerini bir çok ülkeyle daha da geliştirmek
istiyor. Biz bugüne kadar ekonomik ilişkilerimizi geliştirmek için
önemli adımlar attık. Fakat potansiyelin çok gerisinde olduğunu da
biliyoruz. Müttefikiz, siyasi ilişkilerimiz var, NATO içindeyiz, iş
biriliğimiz var ama Amerika bizim dış ticaretimizde ilk 3 ortaktan
birisi değil. İlk 5 de değil. Olabilir potansiyel var. Bu gümrük
birliği anlaşmasının güncellenmesi, Türkiye’nin AB ile ABD
arasındaki TİTİP anlaşmasına dahil olması gibi önemli aşamaları da
aşarsak bizim Amerika ile ekonomik ilişkilerimiz daha güçlü olur.
Trump yönetiminde de bu anlayış var. Hem Amerikan ekonomisini
güçlendirme, hem de dünya ile ekonomik işbirliğini artırmak.
Türkiye de bu anlamda önemli bir ticaret ortağı olabilir. Daha
önemli bir ticaret ortağı olabilir. Biz buna hazırız" dedi.
FETULLAH GÜLEN’İN İADESİ
Bakan Çavuşoğlu, Fetullah Gülen’in iadesinde Trump’ın başkan
seçilmesinin nasıl etkili olacağının sorulması üzerine şunları
söyledi:
"Trump’ın ve yönetiminin FETÖ’ye bakış açısı net. Bunu kampanya
zamanında da gördük. Esasen biz şu andaki yönetimden biz FETÖ’nun
iadesini istiyoruz. Beklentimiz budur. Bu işi savsaklamamaları
gerekiyor. Ellerinde en güçlü dosya var, delilleri içeren dosyayı
biz aşama aşama ilettik. En son Adalet Bakanımız yine çok güçlü bir
dosyayı kendi eliyle teslim etti. O ziyaretten sonra yine Adalet
Bakanımız biz yeni deliller ulaştırdı. Biz de Büyükelçiliğimiz
aracılığıyla Washinton’a bu delilleri ilettik. Şu anda Amerika eğer
diyorsa ki ’bizim elimizde yeterli delil yok’, biz de deriz ki, ’şu
anda en sağlam deliller var’. Bir an evvel geçici tutuklanmasını ve
bize iade edilmesini bekliyoruz. Yeni yönetimden de bu talebimiz
geçerlidir. Türkiye’de darbe girişimi yapıldıktan sonra Trump’ın
Türkiye’ye yönelik sarf ettiği sözleri de hatırlıyoruz.
Cumhurbaşkanımıza yönelik, gayet pozitif, Türk halkına ve
Cumhurbaşkanımızı takdir ettiğini söylemiştir. Darbe girişimine,
darbecilere karşı da tavrını koymuştur. Bizim bu yeni yönetimden
her alanda olduğu gibi bu konuda da, inşallah kalmaz ama
açıktır."
"DURDURMAK İSTİYORSANIZ DURDURUN, SÜRDÜRMEK İSTİYORSANIZ BİZ BUNA HAZIRIZ"
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AB’ye ’nihai kararınız verin’ sözlerini ise şöyle değerlendirdi:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın ilk çağrısı değildir. Defalarca AB Türkiye’yi oyalarken, Türkiye’nin önüne siyasi engeller çıkarırken ve Türkiye’ye yönelik mesnetsiz, daha önce reddettiğimiz raporlarda görüyorsunuz suçlamalarda görüyorsunuz. Türkiye’nin tam üyelik değil de, başka şeyler verelim önerileri verilirken de Sayın Cumhurbaşkanımızın ’eğer bizi istemiyorsanız, Türkiye’yi tam üye olarak istemiyorsanız bunu da net bir şekilde söyleyin, bizi oyalamayın’ defalarca bu mesajı verdi. Şimdi de darbe girişiminde sonra ’şöyle olursa üyelik durur’, terörle mücadele konusunda ’üyelik sürecini durdururuz’. Bizimle böyle tehdit vari şekilde ilişkileriniz sürdüremezsiniz. Ne yapmak istiyorsanız kararınızı verin kardeşim. Durdurmak istiyorsanız durdurun, sürdürmek istiyorsanız biz buna hazırız. Ama bizi eşit bir ortak olarak görmek durumundasınız. İkinci sınıf bir ülke olarak gördüğünüz sürece ilişkilerimiz belli bir mesafenin ötesine gidemiyor. Bakış açınızı değiştirmeniz lazım. Bizim bu mesajımız, Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği bu mesaj ilk defa değildir. Başından beri biz AB’ye bu mesajı veriyoruz."
RUSYA İLE EKONOMİK İLİŞKİLER
Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya ile ekonomik ilişkilerdeki son durumun sorulması üzerine şunları söyledi:
"Henüz uçak düşürme hadisesi öncesindeki döneme ulaşmadı. Çünkü ticaretin önünde bazı engeller var. Ama o dönemin daha da ilerisine gitmek için, uçak düşürme hadisesinin öncesindeki halinden daha da öteye gidebilmesi için kararlılık var. Mekanizmalarımız var. İki cumhurbaşkanı arasında 3 defa görüşme oldu. Telefonda sık sık görüşülüyor. Biz muhataplarımızla görüşüyoruz. 2017 başında yüksek düzeyli stratejik iş birliği konseyi toplantısı yine Rusya’da gerçekleşecek. Onun öncesinde Lavrov ile beraber hazırlık toplantısını Türkiye’de yapacağız. Bazı konularda görüş ayrılığımız olabilir. Kırım, Suriye, Esat konusunda… Ama bu konularda da diyaloğumuz var. Suriye konusunda aramızda oluşturduğumuz yeni bir mekanizma var. Genelkurmay başkanlarımız sürekli görüşüyor, istihbaratlarımız diplomatlarımız sürekli görüşüyor. Biz doğru bildiklerimizi, düşüncelerimizi, hem ikili ilişkiler bakımından, hem de işbirliğimiz bakımında Rusya ile de paylaşıyoruz. Şu anda ilişkileri daha ileriye götürme konusunda da ortak bir irade var. Bu da güzel. Bizim Rusya ile ilişkilerimizi ileriye götürmemiz AB’ye ya da başka bölgelerdeki ilişkilerimize bir alternatif değildir. Bu tamamlayıcıdır. Hiçbir zamanda böyle görmedik. Uçak düşürme hadisesinden önce Rusya ile ilişkilerimiz çok iyiyken ve birinci ticaret ortağımız Almanya ile beraberken veya ikinci ticaret ortağımızken bile biz bunu bir alternatif görmedik. Çünkü Türkiye çok yönlü bir dış politika izlemeli. Proaktif bir dış politika izlemeli. Çok yönlü dış politika izlerken de ilişkilerini gayet dengeli bir şekilde sürdürmelidir. Bizim de yapmaya çalıştığımız bu."