Ankara'dan 3 Ekim öncesi karşı atak
Abone olTürkiye ile müzakerelerin başlatılacağı 3 Ekim öncesi AB'den gelen haberler Ankara'da rahatsızlık yarattı. Ankara 3 Ekim öncesinde taktik üzerine taktik belirliyor.
AB ile müzakere masasına oturmaya hazırlanan Ankara, bir yandan
gelişmeleri yakından takip edip girişimlerde bulunuyor, bir yandan
da 3 ekim ve sonrası için strateji belirliyor.
Türkiye ile müzakerelerin başlatılacağı 3 ekim öncesinde Müzakere
Çerçeve Belgesi'nde yer alması beklenen yeni unsurlar, Dışişleri
Bakanlığı'nda rahatsızlık yarattı.
Yurtdışındaki Türk büyükelçilerden görüş isteyen Ankara’ya gelen
yanıtlar gelişmelerden duyulan endişeyi yansıtıyordu. Ancak
Ankara’nın genel tavrı 3 ekimi sabote eden taraf olmamak
yönünde.
Müzakereler askıya alınabilir
Sürdürülebilir bir müzakare süreci üzerinde ısrarla duran Ankara'da
karşı deklarasyon ve Çerçeve Belge'ye girmesi beklenen yeni
satırlardan sonra müzakerelerin askıya alınma ihtimali, artık daha
net konuşuluyor.
Bunun nedeni Türkiye'nin NATO gibi kurumlarda Kıbrıs Rum yönetimine
yönelik vetosunu kaldırmasına yönelik talep. Ankara, çözüm olmadan
bu talebin karşılanamayacağını net bir dille ifade ediyor.
Diplomatlar Brüksel’in son dönemde takındığı tavırdan duydukları
rahatsızlığı da saklamıyor.
3 ekim görüşmelerine Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile
Başmüzakereci Ali Babacan'ın katılması bekleniyor. Ancak tarih
yaklaştığı halde Ankara görüşmelere kimlerin katılacağı konusunda
resmi açıklama yapmadı. Bu tavır da AB'ye yönelik bir mesaj olarak
değerlendiriliyor.
Bu arada Avrupa Birliği de Çerçeve Belge üzerinde çalışmalarını
sürdürüyor. Ankara, belgeyi 3 ekimden önce görmek istiyor. Müzakere
Çerçeve Belgesi'nin son hali ise şöyle:
AB Komisyonu, müzakere süreci boyunca birliğin Türkiye'yi
'hazmetme' kapasitesini ölçecek, AB Konseyi'ni düzenli olarak
bilgilendirecek.
Türkiye'nin üçüncü ülkelere yönelik politikalarını, uluslararası
kuruluşlardaki tavrını aşamalı olarak AB ile aynı çizgiye getirmesi
gerektiği vurgulanacak.
Hedef tam üyelik, müzakerelerin ucu açık.
Temel özgürlükler ve insan haklarına ilişkin reformlar tam olarak
uygulanmalıdır.
Serbest dolaşım, yapısal ve tarım politikalarında istisnalara
gidilebilir.
AB ülkeleriyle önemli sınır sorunları barışçıl bir biçimde
çözülmelidir. Bu sorunlar gerektiğinde Adalet Divanı'na
götürülmelidir.
Üyelik, AB'nin 2014 sonrası dönem oluşturacağı mali çerçeveden
sonra gerçekleşebilir.
İnsan haklarına veya hukuk devleti ilkelerine yönelik ciddi
ihlaller yaşanması halinde müzakereler askıya alınabilir.
Türkiye'nin tam üyeliğin sorumluluklarını almaya hazır olmaması
halinde, en güçlü yollarla Avrupa yapısına kenetlenmesi
sağlanmalıdır.
Haber: Osman Sert
Kaynak: