Ankara'da Suriye'ye iki askeri senaryo
Abone olAnkara'da Suriye'ye dönük iki askeri senaryo
Türkiye Beşar Esad yönetimi ile ipleri kopardı. Geri dönülmez
nokta aşıldı. Ankara artık Baas rejimini nasıl devrileceğine dair
çalışmalara başladı.
Hürriyet yazarı Sedat Ergin, istim üzerindeki Ankara'nın iki senaryo ile Suriye'ye müdahale edebileceğini yazdı. Yazar, Suriye'deki iç dengeleri ve o senaryonun ayrıntılarını aktardı.
GERİ DÖNÜŞ YOK: Ankara, hem muhalefet hem de
rejim açısından "geri dönüşü olmayan noktanın geride bırakıldığı"
görüşünde. Beşar Esad rejiminin gidici olduğuna kesin gözle
bakılıyor, bütün hesaplar rejimin devrileceği olasılığı üzerine
yapılıyor. "Rejimin kendini değiştirme yeteneği yok ve yıkdmaya yüz
tuttu. Ne kadar çabuk yıkılırsa bizim açımızdan da o kadar iyi"
sözleri bu bakışı özetliyor. Dışişleri çevrelerindeki "Ama bunun
kolay olmayacağını bilelim, bizi çok ciddi sıkıntılar bekliyor"
değerlendirmesi, bu geçişin taşıdığı risklere, getireceği
güçlüklere hazırlıklı olunması gerektiği mesajını taşıyor. Ankara,
Suriye politikasında gerek ulusal çıkarlan gerek dış politikanın
dayanması gereken değerler açısından örtüşen bir durumun yaşandığı
görüşünde.
HIRİSTİYANLARIN TUTUMU ÖNEMLİ: Bu noktada
Suriye'de yaşanan sıkıntının bir boyutunda Ankara'ya göre şu sorun
yatıyor: Beşar Esad, Sünnilerin önemli bir kesimini belli ödünlerle
yanında tutabilen babası Hafız Esad'a kıyasla daha mezhepçi bir
çizgiye kaydı ve azınlık refleksiyle mensubu olduğu Nusayri
kesimlere kenetlenerek kendi tabanını da daraltıyor. Bu arada
rejimin dayanaklan açısından en büyük bilinmezlerden birini
Hıristiyanların alacağı tutum oluşturuyor. Nüfusun yaklaşık yüzde
12'sini oluşturduğu tahmin edilen Hıristiyanlar şu ana kadar Beşar
Esad'a karşı bir çizgiye kaymış değiller. Bu noktada olaylann
başlangıcında değişim taleplerine mesafeli kalan Kürtlerin
tutumunda ise son dönemde yavaş yavaş muhalefete doğru bir
hareketlenme gözleniyor.
MUHALEFETE EV SAHİPLİĞİ: Ankara rejime karşı ne
yapacak, ne yapabilir? Şurası kesin: Ankara'nın bir rejim
değişikliğine yol açmak üzere askeri bir hareketin içine girmesi
söz konusu değil. Buna karşılık, rejime muhalif siyasi gruplann
Türkiye'de faaliyet göstermesi konusunda esnek bir tutum alınıyor.
Bu tutumun gerisinde Suriye'nin geleceğinde rol oynama, aynı
zamanda bölgedeki gücünü yükseltme çabasının da yattığını da tahmin
etmek güç değil.
TAMPON BÖLGE SENARYOSU: Ankara Suriye'deki rejimi
değiştirmek için güç kullanmayacak. Ancak bu tutumun iki istisnası
var. Bunlardan birincisi, geçmişte 1991'de Körfez savaşı sırasında
Iraklı Kürtlerin sının geçmesi olayında yaşandığı gibi, toplu bir
göç senaryosuyla karşılaşılması. Türkiye, kendi topraklannda ikinci
bir göç dalgası almak istemiyor. Yüz binlerce Suriyeli'nin Türkiye
sınırlanna doğru toplu bir göçe kalkışması halinde, Türkiye
ordusuyla sınırdan içeri girerek sınır boyunca bir tampon bölge
oluşturacak. Böyle bir harekât için BM karan koşulu aranmayacak.
Burada gözetilen amaç Suriyelileri kendi topraklan içinde iskan
etmek.
BM KARARI SENARYOSU: Bir diğer senaryo,
Suriye'deki rejimin büyük bir katliama girişmesi halinde insani
mülahazalarla bunun önlenmesini konu alıyor. Bu takdirde Birleşmiş
Milletler Güvenlik Konseyi'nden karar çıkartılması koşuluyla,
Türkiye uluslararası camianın sorumlu bir üyesi olarak bu konuda
sergilenecek çok taraflı askeri çabanın içinde yer alacak.
Her iki senaryo ile ilgili planlar hazır.
EKONOMİK YAPTIRIMLAR ETKİLİYOR: Ankara, şu aşamada
Suriye'ye uygulanan uluslararası ekonomik ambargonun etki yaratmaya
başladığı görüşünde. Ülkede ticareti ve ekonomik faaliyeti
kontrolünde tutan kesimlerin rejimin önemli desteklerinden biri
olduğu dikkate alındığında, bu kesimlerde bir hoşnutsuzluğun
belirmeye başlamış olması rejimin gidişini hızlandıracak bir
yöneliş olarak görülüyor.