Ankara'da konuşulan PKK planı
Abone olÜç aşamalı planın, yaklaşık olarak bir yıl içinde, yani Mart 2014'teki yerel seçimlere dek uygulanması planlanıyor.
1] PKK militanlarının Türkiye sınırları dışına çıkması
ve silah bırakılması,
2] Sürecin siyaseten yönetimi, yasal ve psikolojik zeminde
atılacak adımlar,
3] Geri dönüş, toplumla entegrasyon süreci ve
normalleşme.
Hükümetin kafasındaki planının ayrıntılarını Radikal gazetesi Ankara Temsilcisi Murat Yetkin yazdı. Radikal'in manşetine taşıdığı planın aşamaları şöyle olacak:
ÇEKİLME:
Türkiye’deki sayıları 1500 kadar tahmin edilen silahlı militanların
çoğu Irak olmak üzere Türkiye dışına çıkması için hükümetin
aklındaki son tarih, 2014 Bütçe görüşmelerinin başlayacağı 2013
Ekim sonu-kasım başı. Bütçe görüşülürken araya diğer konuların
girmesi çok zor oluyor. Bütçenin ardından siyasi partiler Mart 2014
yerel seçimlerine hazırlık sürecine girecek ve zorluk devam edecek.
Hükümetin tercihi, çekilmenin ağustos-eylül aylarına dek
tamamlanması ve böylece 1 Ekim’deki Meclis açılışı öncesinde yasal
adımlar atılmasına elverişli siyasi ortamın doğması.
Bu süreçte hükümet, Meclis’te bir ‘Geçmişteki Hukuksuzlukları
Araştırma Komisyonu’ ya da kısaca ‘Hukuksuzlukları Araştırma
Komisyonu’ kurmak için adım atabilir. Bu komisyon, temel olarak
Soğuk Savaş, darbeler ve PKK’yla düşük yoğunluklu savaş döneminde
karanlıkta kalmış cinayet ve gelişmelerin üzerine gitme amacını
taşıyacak.
Anayasa değişiklikleri zaten Meclis’te ilerleyen bir süreç, ama
birkaç haftaya yürürlüğe girmesi beklenen dördüncü yargı paketinin
de süreci rahatlatması bekleniyor.
SÜREÇ YÖNETİMİ
Sürecin yönetimi asıl olarak bir sonraki normalleşme
adımına toplumun ve siyasi altyapının hazırlanmasını amaçlıyor.
‘Âkil’ insanlar (adamlar demeyelim, kadınlar da var) komisyonları,
işin karar mekanizmasından çok projenin topluma anlatılması,
görüşlerinin alınması ve karar alıcılarla toplum arasında köprü
oluşturması amacıyla düşünülüyor.
MHP’nin cumartesi günü Bursa mitinginin de gösterdiği gibi, diyalog
sürecine toplumda tepkiler de var. CHP tepkisi MHP’den farklı ve
diyaloğa değil, diyaloğun hükümet tarafından Meclis pek dahil
edilmeden sürdürülmesine karşı çıkıyor. Bir de 70 bin kadar köy
korucusunun durumu var. Yani yönetilmesi gereken tek süreç, BDP ve
PKK’nın kendi tabanını ikna süreci değil; hükümetin de buna
ihtiyacı var.
Hükümetin bu aşamada atmayı düşündüğü önemli bir adım var. Bakanlar
Kurulu birkaç hafta içinde bir ‘İnsan Hakları Eylem Planı’nı
görüşmeyi gündemine alacak. Her bakanlığa Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi’ne tam uyum amacıyla hedefler ve takvim öngörülecek. Bu
eylem planının etkilerinin 2013’ün ikinci yarısından itibaren
hissedilmesi bekleniyor. Güven arttırıcı önlemler sınıfında
sayılabilecek bir başka adım da hükümetin Meclis’ten talep ettiği
sınırötesi harekât düzenleme yetkisini iade etmesi ya da askıya
alması olabilir.
NORMALLEŞME:
Sürecin en önemli aşamalarından birisini de ülke dışına çıkıp silah
bırakmış militanların (ki toplam sayısı 5 binden fazla olarak
tahmin ediliyor) Türkiye’ye dönüp toplum hayatına dönmesi
oluşturuyor. Haklarında adli sicil, kovuşturma olmayan, PKK’nın
karar kademelerinde olmayanlar için fazla bir sorun çıkmayacak gibi
görünüyor. Karar kademelerinde olmasalar da haklarında kovuşturma,
kayıt bulunanlar için yasal bir düzenleme gerekecek gibi görünüyor.
Ama asıl sorun, son 30 yılda 40 bin cana mal olan PKK eylemlerini
yönetmiş kadrolarda çıkacak gibi. Başbakan Tayyip Erdoğan, bunların
‘üçüncü ülkelere’ gidebileceklerini söylemişti; ki bundan daha çok
İskandinav ülkeleri anlaşılıyor.
Bu konudaki belirsizliğin iki sebebi var; hem Türkiye toplumunun ve
yönetimin hem de PKK’nın ‘hazmetme kapasitesi’. Bu aşamada hükümet
normalleşme adına bir önemli adım daha atabilir. O da Terörle
Mücadele Kanunu’nun tamamen kaldırılmasıyla sonuçlanacak şekilde
Türk Ceza Kanunu’nda yapılacak bir dizi değişiklik. Bunlar sürecin
başarıyla devamı halinde geçerli olacak senaryonun aşamaları. Peki,
hükümet sürecin başarısız olacağına nasıl karar verecek? Buna
açıkça cevap veren yok. Ama şu izlenim aktarılabilir: Alınacak
önlemlerle arttırılan demokratik haklar ortamı, saldırıları
durdurmazsa, yani terörist eylemler devam ederse, o zaman terör
eylemlerinin hakların verilmemesinden kaynaklandığı tezi
çökecek.
Böyle bir durumda özellikle Kürt kökenli vatandaşların PKK’yı
dışlamaları başarısızlığın dozunu hafifletse de başarısızlık
saptaması yapılabilir. Yani bu sürecin devamı, aslında Öcalan’ın 21
Mart’ta Diyarbakır’da okunan mesajında olduğu gibi PKK’nın silahlı
mücadeleye gerçekten son vermiş olmasına bağlı.