Ankara'da kırmızı alarm! Suriye için yeni strateji
Abone olKürt kantonları içinde kalan bölgelerden Türkiye’ye göçün artması Ankara’da ‘kırmızı alarm’a neden oldu.
Suriye’nin kuzeyinde son günlerde yaşanan
gelişmelerle bir Kürt bölgesi hattı oluşması; Kürt kantonları
arasındaki yerleşim yerlerinden özellikle Türkmen ve Arap nüfusun
Türkiye’ye doğru göçe zorlandığı izlenimi, devletin zirvesinde
“kırmızı alarm” verilmesine yol açtı.
Habertürk'ün haberine göre, Ankara’da ardı ardına yapılan
toplantılarda durumun çok ciddi olduğu tespitiyle şu
değerlendirmeler yapılıyor:
KARAR VERİLMELİ
Güvenlik birimleri, son gelişmelerle birlikte yeni kararlar alma
noktasına gelinebileceği uyarısında bulunuyor. Gelişmelerin
doğrudan Türkiye’yi tehdit eder hale gelip ülkenin bekâ sorununa
dönüşmesi riskinin altı çizilerek, güvenlik eksenli politikalara mı
dönülecek, çözüm sürecine devam mı edilecek sorusu gündeme
getiriliyor.
SIRA DIŞI GÖÇ
Türkiye’nin karşı karşıya olduğu tehlikenin sıradan bir göç dalgası
olmadığı, büyük bir insan topluluğunun “bilinçli ve kasıtlı olarak”
göçe zorlandığı değerlendirmesi yapılıyor. Bunun da gelen insan
sayısından daha büyük bir tehdit içerdiği dile getiriliyor.
GÖÇMENLER VE GÜVENLİK
Siyasi tehdidin yanı sıra; askeri-güvenlik tehdidi ve insani-sosyal
boyuta da dikkat çekiliyor. Türkiye’ye alınan göçmenlerin yol
açabileceği güvenlik tehditlerine dikkat çekiliyor.
ASKERİ TEDBİRLER
Olası risklere karşı her türlü askeri tedbir masada. Uluslararası
kuruluşlar nezdinde diplomatik girişimler başlatıldı. Ancak,
güvenli insani bölge oluşturulması, kadın ve çocuklar dışında
sınıra gelenleri almama gibi seçenekler de
değerlendiriliyor.
6 MİLYAR DOLAR
HARCANDI
Türkiye Suriyeli göçmenler için 6 milyar dolara yakın harcama
yaptı. Göç devam ederse, bunun taşınması mümkün olmayan bir yüke
dönüşmesinden endişe ediliyor.
SURİYE POLİTİKASI
Suriye politikasının gözden geçirilmesi gerektiği de dile getirilen
başlıklar arasında. Daha önce bölgedeki tüm yapı ve örgütler
bağımsız unsurlar olarak değerlendirilirken, oluşan tabloda IŞİD,
PYD/YPG’nin hareketleri ve koalisyon güçlerinin bombardımanının
belli bir amaca yönelik olması endişesinden hareketle tümünü
kapsayan bir bakış açısı geliştirilmesi üzerinde duruluyor.
MÜZAHİR UNSUR
Kuzey Suriye’deki Kürt yapılanması, Türkiye için tehdit unsuru
olarak mı kalacak? Terörle mücadele kapsamında ve askeri-güvenlik
önlemleriyle mi bunlarla mücadele edilecek; yoksa burada Türkiye’ye
müzahir bir yapılanma mı olacak? Bu sorular, çözüm süreciyle de
bağlantılı olarak değerlendiriliyor.
KOBANİ BENZERİ OLAYLAR
Bölgede akrabaları olan insanların Türkiye’den oraya savaşmaya
gitmesi de mercek altında. Güneydoğu illerine cenazeler geliyor.
Eğer, güvenlik odaklı mücadele tercih edilirse, Türkiye’de Kobani
benzeri olaylar yaşanmasından da endişe ediliyor.
HÜKÜMET KURMA
ÇALIŞMALARI
Kurulacak koalisyonun mutlaka çözüm süreci hesaba katılarak, bu
süreci kararlılıkla devam ettirebilecek aktörlerden oluşması, bu
bakış açısıyla bölgedeki durumun Türkiye lehine çevrilebileceği de
değerlendirmeler arasında.
ÖCALAN’LA GÖRÜŞME
Seçimden çıkan sonuçlarla; Abdullah Öcalan’ın, örgütün silah
bırakması için kongrenin toplanması çağrısını hemen yapabileceği
değerlendiriliyor. Buna göre Öcalan, İmralı’ya gidecek HDP
heyetine, çözüm sürecini sürdürecek bir koalisyon kurulması ve
desteklenmesi mesajını verebilir. Ama önce siyasi iradenin İmralı
ziyareti için onay vermesi gerekiyor.
‘ÇÖZÜM SÜRECİ DEVAM
ETMELİ’
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, HABERTÜRK’ün
bölgedeki gelişmelere ilişkin sorusu üzerine Türkiye’nin başında
bir terör belası olduğunu, çözüm sürecinde terör örgütünün silah
bırakması gibi sözlerin tutulmadığını hatırlattı. Türkiye’deki
vatandaşlar için, “Çözüm sürecinde masadan kalkmamalı, vatandaşın
hakları neyse verilmeli” dedi. Bölgede, sınır hattında de facto bir
durum oluştuğunu vurgulayan Çelik, “Dışarıdaki durum farklı.
Uluslararası bazı unsurlar içeriyor. PYD’yi dost kabul eden bir
yaklaşım var. Türkiye’nin bunu diplomasiyle çözmesi lazım. Bu
gelişmelerin ortaya koyduğu bir gerçek var. Kim, kimin piyonu
ortaya çıkmış olur” dedi.
Bakan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelişmeler bir imha
sürecine dönüşürse, Araplar ve Türkmenlerin imhasına dönüşürse o
zaman çok ciddi sorun var demektir. Bu, göç eden insanlar yarın
oraya dönecek, PYD o zaman ne yapacak? Kobani’ye yapılmasını
istemediğin şey, Telabyad’a mı yapılacak. O zaman işin içinden
çıkılamaz, bir terör olayı doğurur.”