Ankara’da deprem riski var mı? Kritik tespit açıklandı

Milliyet'te yer alan habere göre; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yönlendirmesi ve Ankara Kalkınma Ajansı’nın koordinasyonunda hazırlanan “2024-2028 Ankara Bölge Planı” taslağında, bürokrasinin kalbinin attığı, 5.7 milyon insanın yaşadığı başkent Ankara ile ilgili deprem olasılığına da yer verildi.

Büyük deprem üretecek diri fay bulunmamaktadı

Ankara’nın, deprem özelinde afet riskinin düşük olduğu bir şehir olarak değerlendirilebileceği ifade edilen raporda, şu tespitlere yer verildi: “Ankara’da şimdiye kadar yıkıcı deprem yaşanmamıştır. Dolayısıyla merkezden geçen ve herhangi bir büyük deprem üretecek diri fay bulunmamaktadır” denildi. Buna karşın, Ankara’nın çevre illerinde bazı fay hatları olduğu ifade edilen planda, “Ankara; şehir merkezinin 100 km kuzeyinde Kuzey Anadolu Fay Zonu, il merkezinin güneyinde yer alan yaklaşık 70 km mesafede Tuz Gölü Fayı ve Eskişehir Fay Zonu ile doğusunda yaklaşık 60 km mesafede yer alan Akpınar ve Kırıkkale-Erbaa Fay Zonları’nın etkisi altında olup, bu zonlar önemli depremler üretmiştir.”

Bin 150 konutta ağır-orta hasar meydana gelmiştir

Ankara’da son yıllarda hissedilen depremlerin büyüklük verilerine işaret edilen planda, “Şimdiye kadar yıkıcı bir depremin merkezi konumunda bulunmayan ilde, sadece 2000 yılındaki Çankırı-Orta (M=5,9) depremi ile; 2005 yılı (M=4,9) ve 2007 yıllarındaki Bala depremleri (M=5,7-5,5) deprem merkezine yakın noktalarda hasar meydana getirmiştir. Bala’da yaşanan deprem sonucunda 1 bin 150 konutta ağır-orta hasar meydana gelmiştir” bilgisi yer aldı. Ankara’da 1950-2022 yılları arasında meydana gelen tüm türdeki afet olayları sonrası 7 bin 696 konut ve işyerinin nakledildiği belirtilen taslak planda, şunlar kaydedildi:

“İl genelinde yaklaşık 250 hektarlık bir alan afete maruz bölge ilan edilmiştir. Afetlerin en fazla yaşandığı ilçe olan Mamak konut ve iş yeri nakil sayısının da en fazla olduğu (1 bin 336 - yüzde 17,4) ilçedir. Bala nakil sayısında neredeyse aynı oran ile Mamak’ın hemen arkasından gelmektedir. Bu durumun Bala’da 2007 yılında yaşanan, görece daha etkili olan depremden kaynaklandığı değerlendirilebilir.”