Ankara'da başka Brüksel'de başka
Abone olCHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, AK Parti'nin AB konusunda TBMM'nin ortak bir bildiri yayınlamasına karşı çıkmasını eleştirdi ve şu ilginç sözü söyledi:
CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, AK Parti'nin AB konusunda
TBMM'nin ortak bir bildiri yayınlamasına karşı çıkmasının nedeninin
''oradaki bir manevra'' ile ilgisi olabileceğini savunarak,
''TBMM'de doğru söyler, Brüksel'de şaşar'' dedi. Koç, CHP Genel
Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Onur Öymen'le birlikte
Parlamento'da düzenlediği basın toplantısında, dün TBMM'de AB
konusunda yapılan genel görüşmenin ardından ortak bir bildiri
yayınlanmamasına tepki gösterdi. AK Parti'nin, 17 Aralık'ta
yapılacak zirveye giderken TBMM'nin ulusal iradesini yansıtacak bir
bildiri yayınlamasından kaçındığını savunan Koç, şunları söyledi:
''Bu bildiride altına imza atamayacakları hiçbirşey yoktu. Neden
çekiniyorlar? Türkiye'ye tam üyelik dışında bir statü verilmesinin
kabul edilmeyeceğini söyledik. Dışişleri Bakanı, Başbakan bunu
söylemiyor mu? Ayaklarının altında bilye varsa onu bilemem. TBMM'de
doğru söyler, Brüksel'de şaşar... Eğer konu böyle olacaksa orada
bir dönüş sergilenecekse, gerek bu madde ile ilgili gerekse Kıbrıs
konusu ile ilgili bir dönüş yapacaklarsa TBMM'nin iradesi olarak
bunu yapmamaları için onları teminat altına almaya çalıştık. Bu bir
ortak duyarlılıktır. Verecekleri her taviz konusunda tarihe ve Türk
milletine karşı sorumlu olacaklardır. Bu bildiriye imza
atmamalarının nedeni, oradaki bir manevra ile ilgili olabilir.''
''ÖNCE BİZ ALKIŞLARIZ'' CHP Genel Başkan Yardımcısı Öymen de dün
açılması reddedilen genel görüşme önergelerinden birinin AK Parti
Düzce Milletvekili ve AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış ve
arkadaşlarına ait olduğunu anımsattı. Öymen, bir partinin kendi
milletvekilleri tarafından verilen bir önergeyi reddetmesinin çok
karşılaşılan bir durum olmadığını söyledi. Avrupa parlamentolarında
Türkiye görüşülürken TBMM'de kapsamlı bir görüşme yapılmamasında
tuhaflık bulunduğunu ifade eden Öymen, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bize (Önerinizi paylaşmıyoruz, ortak karar çıkmasını
istemiyoruz), deselerdi anlaşılırdı. Hükümet ilke olarak TBMM'nin
ortak bir görüş açıklamasını istemedi. Hangi hükümet böyle milli
bir davada kendi parlamentosunun ortak görüşünü arkasına almak
istemez. Bunun ne sebebi olabilir? TBMM'nin gücünü arkanıza
almamanın bir tek izahı olabilir. Kendinizi Meclis'in koyacağı
ilkelerle bağlamak istemiyorsunuz, manevra alanı, geri adım atma
şansı elinizde olsun istiyorsunuzdur. İnşallah biz yanılıyoruz,
böyle birşey olmazsa bunu önce biz alkışlarız.''