Ankara'da 17 Aralık endişesi
Abone olAvrupa Birliği'nin 17 Aralık için hazırladığı yeni metin Ankara'yı endişelendirdi. Ankara, zirveye kadar çok şey değişeceği ümidi yaşasa da birçok noktada rahatsızlık duyuy
Ankara'da zirveye kadar çok şey değişeceği ümidi yaşansa da
ikinci taslakta yer alan birçok nokta rahatsızlık yaratıyor.
Çankaya'da yapılan zirvede de AB'ye koşul içermeyen karar alması
çağrısı yapıldı... Avrupa Birliği'nin 17 Aralık'ta yapılacak olan
ve Türkiye ile müzakerelere ne zaman ve hangi koşullarda
başlanacağına karar verileceği zirve öncesi çıkan taslak metin
Ankara'yı endişelendirdi. Taslak metinde, "Avrupa Birliği'nin yeni
adayları bünyesine katma kapasitesinin önemli bir unsur" olduğunun
altı çiziliyor. Bu da aslında Türkiye için ek koşul anlamına
geliyor. Ankara her vesileyle ek şart kabul etmeyeceğini
vurgulamıştı. Taslak metinde, Ankara'ya rahatsızlık veren başka bir
konu da Avrupa Birliği Komisyonu'nun bundan sonraki insan hakları
ve yasal reformlar sürecini de sürekli gözlem altında tutacağına
ilişkin ibareye yer verilmiş olması. Türkiye ise Kopenhag siyasi
kriterlerine uyduğunu vurguluyordu. Kıbrıs konusu Ankara, Kıbrıs
Rum Kesimi'nin tanımasının, müzakerelere başlanması için bir şart
olmadığını da sık sık dile getirmişti. Ancak taslak metinde,
"Ankara Anlaşması'nın genişletilmesinden" söz ediliyor. Şu andaki
durumda, Türkiye, Rum Kesimi'ni tanımayacak biçimde Ankara
Anlaşması'nı yenilemişti. Taslakta, sözü edilen yenileme
yatıldığında Türkiye, Rum Kesimi'ni "de facto" tanımış olacak. Türk
yetkililer, Hollanda'nın dönem başkanı olmasının taslak metnin bu
halde olmasında etkisi olduğunu düşünüyor. Hollanda, Türkiye'ye
karşı menfi tutumuyla biliniyor. Bu yıl İstanbul'da yapılması
planlanan İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) ve Avrupa Birliği ortak
forumuna, Kuzey Kıbrıs'ın İKÖ'de gözlemci olması nedeniyle
katılacak olması Hollanda'nın tepkisini çekmişti. Hollanda, AB
dönem başkanı olarak toplantıya katılmayacağını açıklamış, diğer
üye ülkelere de aynı yönde tavsiyede bulunmuştu. Uluslararası
Adalet Divanı'nın rolü Taslakta rahatsız edeci başka bir durum da
"Konsey'in müzakere sürecinde yansımaları olabilecek çözümlenmemiş
sorunların Uluslararası Adalet Divanı'na götürülmesi yönündeki
görüşü. Bu görüşün taslağa Yunanistan'ın isteği ile konulduğu
tahmin ediliyor. Oysa Yunanistan, Ege'deki anlaşmazlıkların
müzakere öncesinde sorun olmayacağı mesajını vermişti. Türk
yetkililer, bu durumu 17 Aralık zirvesi öncesi Türkiye'den talebi
olan ülkelerin "makimalist bir tutum içine girmesi" biçiminde
tanımlıyor. Ankara, endişelerini bugün Hollanda Avrupa İşleri
Bakanı Atzo Nicolai'ye iletti. Taslak metinde serbest dolaşıma
kalıcı kısıtlamalar getirilebileceği de yer alıyor. Baykal –
Erdoğan görüşmesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal ile AB Zirvesi öncesi durumu ele aldıktan
sonra AB'ye tam üyeliğin kendileri için tartışılmaz bir konu
olduğunu belirterek, ''Muhataplarımız sözünü tutmadığı takdirde
yolumuza aynen devam ederiz'' dedi. Erdoğan, taslakta
''müzakerelerin ucunun açık olacağı, serbest dolaşımın
kısıtlanacağı yönünde ibareler olması karşısında tepkisi sorulunca
tam üyeliğin tartışılmaz bir konu olduğunu vurguladı ve bugüne
kadar birçok kez "Eğer bize verilen sözler yerine getirilmediği
takdirde Kopenhag siyasi kriterlerinin adını Ankara siyasi kriteri
olarak koyar yolumuza devam ederiz'' dediklerini hatırlattı ve
şunları söyledi: ''Buradaki hedefimiz bellidir. Bu nedir? AB ile
kaynaşmadır, birlikte bir aileyi oluşturmaktır, insanımızın yaşam
standardını yükseltmektir. Bunu hep söyledik. Bu konuda
muhataplarımız sözünü tutmadığı takdirde, cevabını daha önce de
vermiştik, yolumuza aynen devam ederiz.'' Çankaya Zirvesi Bu arada
17 Aralık zirvesi öncesi durumu ve taslak metni değerlendirmek
üzere devletin zirvesi de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in
başkanlığında toplandı ve Türkiye'nin AB yolculuğu değerlendirildi.
Toplantıya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hilmi Özkök, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Abdullah Gül katıldı. Zirve sonrası yapılan açıklamada da "AB üyesi
ülkelerin, Türkiye'nin Birliğe üyeliğini hedefleyen görüşmelerin
2005 yılında gecikmeksizin açılmasına yönelik herhangi bir koşul
içermeyen bir karara varmaları Türk ulusunun haklı beklentisini
oluşturmaktadır" denildi. Haber: Ayşe Karabat Kaynak : Deutsche
Welle