Koronavirüs vaka sayıları bir türlü 60 binin altına inmezken, yoğun bakımlarda da doluluk oranı her geçen gün artıyor. Ankara Şehir Hastanesi Yoğun Bakım ünitesinden gelen görüntüler ise ürpertici. Covid-19 yoğun bakımda görevli Hemşire Berna Aydoğan, hala tedbirlere uymayanlara sitem ederek, "Keşke imkanımız olsa da bu hastalığa inanmayanlara ya da hastalığı önemsemeyenlere yoğun bakımı gösterebilsek, hastaların burada nefes alabilmek için nasıl çırpındıklarını gösterebilsek" dedi.Maske, koruyucu tulum ve gözlüklerini çıkarmadan hastalara müdahale eden sağlıkçılar, yoğun bakım ünitesinde gece gündüz demeden özveriyle çalışıyor.Ankara Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Koordinatörü ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sema Kultufan Turan, yaptığı açıklamada, Kovid-19 vakalarının artmasıyla ağır hasta sayısı ve yoğun bakımlardaki doluluk oranının da her geçen gün yükseldiğine dikkati çekti.Kovid-19'la mücadele kapsamında 'kısmi kapanma' uygulamasının ilk haftasının geride kaldığına işaret eden Turan, kısıtlamaların üzerinden 10-15 gün geçmesiyle vakaların azalmaya başlamasını öngördüklerini söyledi.Turan, kısmi kapanmanın olumlu etkilerinin görülmemesi, vakaların azalmaması durumunda daha ağır tedbirler alınmak zorunda kalınacağının altını çizerek, "Çünkü bu sürdürülebilir bir süreç değil. Sağlık çalışanları açısından da hiç kolay bir süreç değil. Bir yıldır devam eden süreçte arada yaşanan piklerle hem hastane hem de yoğun bakımlara, yoğun bir hasta akışı oluyor" dedi.Günlük Kovid-19 vaka sayısının 60 bin civarında olduğunu hatırlatan Turan, "Kısmi kapanmayla 60 bin civarındaki vakaların 30 binlerin altına indiğini görmemiz gerekir. Bu hem sağlık sistemini rahatlatır hem de kayıpların azalmasını sağlar. Ağır hasta sayısı azalır. Kısmi kapanmayla en az yüzde 50 oranında bir azalmanın görülmesi lazım" diye konuştu.Turan, vaka sayısının düşmemesi durumunda 'tam kapanma' olabileceğini belirterek şöyle devam etti: "Tam kapanma önemli bir seçenek. Çünkü hastaları kaybediyoruz ve çok zor bir süreç yaşıyoruz. Bu kadar ağır geçen bir süreçte mümkün olan tedbirler, ülkenin pek çok farklı problemi de göz önünde bulundurularak alınıyor. Ama her zaman sağlık tabii ki ön planda. O nedenle vaka sayılarında anlamlı azalmayı görmezsek daha ağır tedbirlere doğru gidiş olacaktır."Kovid-19'un toplumda oldukça yayıldığına, ağır seyrettiğine ve genç yaş grubundakilerin hastalandığına dikkati çeken Turan, bu duruma ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: "Bilindiği gibi koronavirüs mutasyona uğradı. Virüsün amacı doğada hayatını devam ettirmek. Bu nedenle de bulaşıcılığını artırıyor, virülansını yani hastalık yapıcılığını artırmaya çalışıyor. Bu bir savaş gibi aslında. Virüs mutasyona uğradıkça bu şekilde davranmaya devam edecek.""Toplumda yaygın olarak gezen grup 20-65 yaş arasındakiler. Bu grup, toplumun hareketli grubu; işine gidenler, çalışanlar. Virüs onlar arasında daha çok yayılıyor. 65 yaş ve üstündekiler yüzde 75 oranında aşılandı. Aşılanmayan grubun hastalığı geçirmesi de çok ağır seyrediyor. O yüzden bunlarda özellikle aşılanmanın, mutant virüsün ortaya çıkışının ve toplumda hareketli olanların daha genç grup olmasının etkisi olduğunu düşünüyorum."Turan, aşının Kovid-19 ile mücadeledeki öneminin altını çizerek şunları kaydetti: "Özellikle aşılamanın önemini başından beri vurguladık. Aşı virüse karşı en önemli silahımız. O yüzden aşılanmak şart. Aşılanmış bireylerin hastalanma oranları oldukça düşük. Hastalansalar dahi hafif şiddette geçirmekteler. Ama aşılanmayan grup hastalığı çok ağır geçiriyor.""Yoğun bakımlarımızda da aşılanmamış grupta ağır hastalık geçiren çok sayıda kişi oluyor. O yüzden aşı sırası gelen herkesin aşılanmasını öneriyorum. Bir yoğun bakım hekimi olarak aşıya karşı direncin kabul edilebilir olmadığını söylemek istiyorum. Çünkü yoğun bakımda aşı olmamış ve ağır akciğer hasarıyla seyreden hastalarım var. Bunu mutlaka söylemek zorundayım. Lütfen aşılanın, aşıdan kaçmayalım, aşı bizi virüse karşı koruyacak en önemli silah."Ankara Şehir Hastanesi yoğun bakım sorumlu hemşirelerinden Berna Aydoğan da çalıştığı ünitenin önceden genel yoğun bakım olarak hizmet verdiğini ancak vaka sayılarının artmasıyla Kovid-19 yoğun bakım haline getirildiğini belirtti. Kovid-19 yoğun bakım ünitesine ziyaretçi kabul edemediklerini, bu sürecin hastalar için zorlu geçtiğini anlatan Aydoğan, şöyle konuştu:"Çocuğunu, annesini, babasını, eşini, dostunu göremeden burada elimizden kayıp giden hayatlar oluyor. Hastalar dışarıdan haber almak istiyor, dışarıdaki yakınları onlardan haber almak istiyor. Haftanın belli günlerinde doktorlarımız telefonla bilgi veriyor ama hasta yakınları sadece telefonla bilgi alabiliyorlar.""Burada yatarken annesi kaybeden hastalarımız vardı. Çıktığında annesiyle görüşeceğini söylüyordu. Biz annesini kaybettiğini biliyoruz ama onu söyleyemiyoruz. Çünkü bu hastalıkta moral, motivasyon da çok önemli.""Bu yüzden hastaların moral ve motivasyonlarını düşürmemek için onlara pembe yalanlar söylemek zorunda kalıyoruz. Bir şekilde onların da bu süreci daha rahat bir şekilde atlatmaları için çalışıyoruz."Aydoğan, hasta olmayan ve yoğun bakım ünitesini görmeyenlerin orada yaşanılanları anlayamadığını düşündüğünü dile getirerek, "Keşke imkanımız olsa da bu hastalığa inanmayanlara ya da hastalığı önemsemeyenlere yoğun bakımı gösterebilsek, hastaların burada nefes alabilmek için nasıl çırpındıklarını gösterebilsek" dedi.