Ankara üçüncü kez bombalı saldırıyla sarsıldı.
Hatırlayacağınız üzere ilk saldırı Ankara Garı'nda yaşanmış ve
100'ün üzerinde insan hayatını kaybetmişti.
İkinci saldırı Türkiye'ye yönelik yapılan en ciddi eylem olarak
tarihe geçti. Çünkü o saldırı Meclis'in bir kaç metre ötesinde,
Genelkurmay'ın dibinde yaşandı.
Terör örgütü bu saldırıyı yaparak "Biz istersek sizin
kalbinizde bile bomba patlatabiliriz" mesajı verdi bu
saldırıyla..
Şimdi üçüncü büyük patlamayı konuşuyoruz.
Ancak bu patlama öncekilerden çok ama çok farklı. Neden farklı
olduğunu şöyle anlatayım.
Bugüne dek ideolojik tabanını kaybetmemek için genelde polis ve
askere yönelik saldırılar yapıyordu. Bu saldırılarda kazara
hayatını kaybeden siviller için muhakkak "özür"
diliyordu. İlk kez siviller bilerek ve isteyerek hedef alındı.
Böyle bir saldırının gerçeğe en yakın bir tek nedeni var..
Terör örgütü kuruluşundan bu yana ilk kez yolun sonuna geldiğini
görmeye başladı. Doğu'da alan hakimiyetini tamamen kaybettiler.
"Öz Yönetim" ilan ettikleri bütün ilçelerde büyük
yıkım yaşadılar ve yaşamaya devam ediyorlar.
Sınır ötesinde çok daha beter durumdalar.
Lider kadrosunu oluşturan isimler birer lağım faresi gibi deliklere
saklanmış durumda... Arada bir saklandıkları delikten gözlerini
kırpıştırarak çıkıp korku pompalamaya çalışıyorlar, ama
nafile...
İşte tam da bunun için sahibinden kiralık canlı bomba usulü
çalışıyorlar. Amaçları, terörü metropollere taşıyıp hem halkı
korkutmak, hem de iktidarı yıpratarak halk desteğinden mahrum
bırakmak...
"Sahibinden kiralık canlı bomba" demem boşuna
değil.
Suriye'de IŞİD ve YPG isimli terör örgütlerini kullanarak sınırları
değiştirmeye çalışanlar, PKK'ya sponsorluk yapıyor. Bu oyunda
Rusya'nın başrol oynadığına kalıbımı basarım.
Dikkat buyurun!
Erdoğan ne zaman Azerbaycan'a gidecek olsa, Türkiye'nin kalbi
sayılan Ankara'da bombalar patlıyor. Bu hafta bir kez daha
Azerbaycan'a gidecek.
Malum...
Rusya ile yapılan "Mavi Akım" anlaşması iptal
edilmişti. Onun yerine Azeri kardeşlerimizle
"Tanap" adı verilen yeni bir doğalgaz anlaşması
yapmak üzere gidiyor.
İlk ziyaret öncesinde olduğu gibi bir kez daha bombaların patlaması
ne büyük tesadüf değil mi?!!
Ne acıdır ki bu oyunu oynayanlar içimizde olup yanımızda olmayan
hainlerden de destek alıyor.
Dün sosyal medyada bunun sayısız örneğini görmek mümkündü.Nice
zamandır terör örgütüne her türlü desteği veren şeref yoksunları,
dün yine iş başındaydı.
Bazıları öyle bir konuşuyor, saldırıyı öyle bir yorumluyordu ki
sanki olaydan memnun gibiydiler.
Terörü "kınıyormuş gibi yapıp" konuyu hemen
hükümete getiriyor ve "Terörü engelleyemeyenler istifa
etsin" demelerinden belliydi sevinçleri...
Ve bu hainliğin öncülüğünü her zaman olduğu gibi yine ülkenin
sözümona sanatçıları ve yazarları yapıyordu.
9 terör örgütü PKK ile birleşme kararı almış ama benim ülkemin
yazarlarıı, sanatçıları halkın bölünmesi için elinden geleni
yapıyor! Sivil insanlar ölmüş, hala nefret ve düşmanlık yazıları
yazmakla meşguller.
Bahsini ettiğim 10 terör örgütü çocuk, kadın, yaşlı
ayrımı yapmadan katlediyor.
Türkiyeyi katlediyor.
"Orada sen olsan seni, yakınlarından biri olsa onu
katledecekti" diyorsun ama kansızlık, namussuzluk ve
hainlik damarlarında kızgın yağ gibi dolaştığı için sadece kor bir
nefretle cevap veriyor.
Bu yaptıklarını başka ülkelerde yapsalar gece yataklarından
alınırlardı.
Türkiye "Aman insan haklarına uygun olsun. Aman demokratik
davranılsın" dedikçe zincirini koparmış köpekler gibi
oraya buraya saldırıyorlar.
Kendileri gibi düşünmeyenleri hain ilan edip yaftalayacak kadar
kudurmuş haldeler...
Neden?
Çünkü tek düşmanları Recep Tayyip Erdoğan.
Hep söylediğim üzre...
Ülkenin dört bir yanından şehit haberleri geliyor, başkentinde
bombalar patlatılıp masum insanlar katlediliyorken...
İçeride ve dışarda türlü oyunlar dönüyor, dünya tepemize çökmeye
çalışıyorken, devletin yanında yer almak her ferdin namus ve şeref
borcudur.
Aksini düşünen vatan hainidir ve itlaf edilmesi haktır!